temel mantığı ömür boyu glisemik indeksi yüksek olan işlenmiş şeker ve karbonhidrat içeren besinlerden ve akşam 8'den sonra her türlü yiyecekten uzak durmak olan diyet.
aşağı yukarı 1 haftadır uyguluyorum. günde 2 veya 3 öğün yiyorum ve günlük beslenme listem aşağı yukarı şöyle:
sabah:
1 veya 2 yumurta
peynir
zeytin
ceviz
domates salatalık
yeşillikler
bazen meyve
öğle:
iş yerinde çıkan yemeğe göre değişiyor. genelde çorba, 1 porsiyon et ya da sebze yemeği, salata, yoğurt
akşam:
ya 1 küçük kase çiğ kuruyemiş ve kuru/taze meyve
ya öğle yemeğindekine benzer bir öğün
henüz tartılmadım. fakat hiç karbonhidrat ve işlenmiş şeker tüketmiyor olmama rağmen hiç ama hiç aç kalmıyorum ve kendimi daha az yorgun hissediyorum. tartıldıkça editleyeceğim.
2. hafta editi: 2-2.5 kg verdim. neredeyse aynı diyeti uygulayan eşim de 10 günde 1.5 kg verdi.
kitabını da okudum. Diyetisyene de gidiyordum sonra diyetisyeni bırakıp kadının dediklerini yaptım. Çünkü diyetisyenim nette herkesin bulabildiği standart programları veriyordu.
Tv de nette hatta burada da bu kadının söyledikleri bence kasıtlı çarpıtılıyor. Kadın lahmacun yiyin diyince gidip 4 antep lahmacunu gömün demiyor. Bol salatalı limonlu 1 lahmacun yiyebilirsiniz çünkü mayasız hamurdan yapılır diyor.
Şekere savaş açmış bir kadın ki haklı. Bilindik basma kalıp doktor sözlerinin dışına çıkınca tepki çekiyor. Yıllarca bizlere yumurtayı yasakladılar sonra çıkıp yanılmışız dediler. Canan hoca genelde protein ağırlıklı ve lifli yiyecekleri tavsiye eder. Ara öğünü pek sıcak bakmaz. Özellikle bol yoğurt yenmesini salık verir mümkünse akşam 6 dan sonra yemek yenmesine karşıdır. Beyaz ekmeğe savaş açmıştır. can sıkıcı nokta canan hoca şeker bulundurduğu için meyve tüketiminin de azaltılması taraftarıdır.
Ben uyguluyorum kendimi daha sağlıklı hissediyorum sporla birlikte aralarda kaçamaklarla birlikte tavsiyelerine uydum 12 kg verdim.
Ayrıca adını sanını bilmediğimiz tropikal besinleri değil her bütçeden her semtte bulabileceğiniz şeyleri tavsiye eder.
aslında diyet değil, sarılıp yanaklarından öpmek istediğim güzel insanın beslenme tavsiyeleri.
canan karatay sayesinde 2-3 ay içinde 13 kilodan kurtuldum. hem de öyle aç falan kalarak değil. doğru beslenerek. oturmam kalkmam çok farketti. en güzeli sağlığım iyileşti. karatay diyeti kirtabının ilk 10 sayfasını okuduğunuzda bile zaten olayı yakalıyorsunuz. linkte 140 kilodan 90 kiloya inen okan çağlar ve eşinin yaşadıklarını inceleyebilirsiniz: http://woto.com/zayiflama-macerasi
diyet demek yemeyi azaltmak demek değildir. sizin beslenme düzeniniz sizin diyetinizdir. karatayın detaylarıni çok bilmesemde, genel olarak yemeyi aşırı azaltmak hatadır ve sonrasında verilen kilolar çok rahat geri alınır. dolayısıyla karatayın aşırı kısıtlayıcı olmaması mantıklıdır.
ek olarak tereyağ ve zeytinyağı zararlı değildir. özellikle zayıflamak için zeytinyağı önemlidir. tabi miktarına dikkat edilmelidir.
Merak ettigim ve diyet menusunu girmek istedigim beslenme seklidir.
Dukan diyeti ile rahatca kilo veren bu bunye herhalde bu diyet ile zirve yapar.
Sabah tereyag diyor yahu saka gibi.
Bugüne kadar akupunktur, herbalife ve birçok diyet türü deneyip, verdiklerinin kat kat fazlasını alan biri olarak "ne kaybederiz lan, bir de bunu deneyelim" diyerekten başladığım, sabah kahvaltısında; avuç avuç kuruyemiş, bol tereyağında 2-3 tane yumurta, bir koca kase zeytin, öğle yemeğinde kelle paçasından kavurmasına, beyninden tuzlamasına kadar sevdiğim bir çok et ürününü tıka basa yediğim, ekmek, pirinç, makarna ve şekeri ise hiç ağzıma vurmadığım, neticesinde 2 haftada 10 kilo verdiğim beslenme şekli. Mide ameliyatlı olduğu için bu hafta biraz sıkıntı yarattı, o yüzden kuruyemişi kestim ama kelleye, paçaya, işkembeye devam.
Not2:Aslında bu beslenme tarzını ilk ortaya rahmetli prof.dr. Ahmet Aydın'dır. Fakat onun Taş Devri Diyeti kitabı Karatay Diyeti kadar popüler olamadığı için bu isimle anılır olmuştur.
gereksizdir. bir çok sebep öne sürebilirim. ama tek bir tanesini yeterli buluyorum. pahalıdır bir kere. hocamız kitaplarında ve tv programlarında hep karbonhidratı suçlamış. ama bahsettiği hastalıklar hep overdose alımların sonucu. ona bakarsanız yağ ve kolesterol fazla alımı da belli bir hastalık potasiyeline sahip. protein de aynı şekilde. her şeyin fazlası zarar derler ya aynı o hesap. hoca karbonhidrata giydirmiş ama bence 3 besin grubunun da mikst bir şekilde alınıp kalori hesabı yapılması tüm diyetlerde en doğru yol. öyle paso et yumurta süt balık gibi besinlerle değil. zaten paranız yetmez ki über zengin değilseniz. bir de asgari ücretli çalışanları düşünün. onlara diyet haram mı yani. yok arkadaş bir miktar ekmek de yenilebilir pasta da börek de pizza da makarna da. ama hiç birini fazla kaçırmadan, abartmadan. kilo vermenin yolu çok bariz. kalorinizi hesaplayın. yaktığınız ve aldığınız arasındaki dengeyi siz kurun. daha sonraları besinlerin yaklaşık kalorilerini ezberlemiş olacaksınız ve farkında olmadan her şeyden gerektiği kadar yiyeceksiniz. bunu sürekli yaptığınız takdirde ön beyin fonksiyonu olmaktan çıkıp spinal yani omurilik kontrolüne girecek bu davranışlar. alışkanlıkların temelinde de bu var. özet olarak diyeceğim şu ki herkesin yapabileceği ve size asla ihanet etmeyecek şey kalori hesaplamaktır. çünkü doğrudan vücudunuza giren çıkan enerjiyi hesapladığınız bir yöntemdir. kalori kotanızı da sadece proteine ya da sadece yağa karbonhidrata yıkmak yerine hepsini yaklaşık miktarlarda alarak kalori kotanızı doldurun. öyle yok doğada gezen tavukmuş falan bu tarz mastürbatik hareketlere hiç gerek yok. not : kardiyoloji profesörü değilim. diyetisyen de değilim.
karatay diyeti, dünden itibaren başladığım beslenme tarzı. akşamları abur cubur götüren ben için biraz zor oldu. normalde geceleri acıkmasamda, biri bana yemek derse acıkırım, ya da önümde kola cipsi vs olursa hayır diyemezdim. ama bu beslenme biçimi ile mecburen hayır demek zorunda kalıyorum. en kötüsüde, annemin bana zorla yemeklerin tadına baktırması, şekerli hiçbir şey yemeyeceğim dememe rağmen bana aldığı helva , şeker, kaymak- reçel gibi şeyleri zorla yedirttirmesi. lan yaşımda büyüdü ama hala çocuk muamelesi görüyorum. açıkcası bende böyle yemeğe düşkün aile varken, cidden aşırı zorlanacağım bir beslenme biçimi. onlar kola içerken, ben sodama taze limon sıkıp içiyorum. onlar çaya kaşık kaşık şeker atarken, ben kedinin fareyi gözlediği gibi bakıyorum. ama pes etmem aga hemen. zayıflıcam. evde göt büyüttük yeter.
ve cidden yumurta adamın iştahını kesiyor. ama itirazım var. ekmek sevmeyen biriydim ama kahvaltıda ekmeksiz gitmiyor be. sabahın köründe peyniri marulla birlikte yedim ekmek hissi versin diye. evdeki cevizlerede annem el koydu baklava yapacağım diye. ekmeksiz böyle geçiyor günler. ve makarnanın tadını şimdiden özledim. biri mayonezli ketçaplı makarna mı dedi? allah! küçük enişteyi tutun!
birde, keten tohumunu öneriyor sayın karatay kitabında. bende gittim kendime keten tohumu almaya. birde kayısı önermiş ama kayısı sevmem ben. tatlı ihtiyacını ne yapacağız hacıt.
neyse, karatay diyetini yapan şişko arkadaşlarım. gelin birlikte güç olalım, zayıflayalım. tek yumruk olalım!
hayatı hayata bir kere geliyorum istediğim gibi yaşarım taam mı tarzında yaşayan loser insanların umut kaynağı. madem şişko olmakla gurur duyuyorsun diyet yapmayacaksın arkadaşım.
diyet furyasının son modasıdır. diyet kişiye özel olur. masabaşında oturan adama kuruyemiş yedirirseniz götünde sivilce çıkar, inşaatta yazın 60 derece güneşin altında kalıpta demir büken adama da ekmeği keserseniz 1 haftada nalları diker. her insanın yaşam tarzı onun beslenme şeklini belirler. beslenme konusunda okuyun, iyi bilinçlenin ve kendinizi dinleyin gerisi boş laf.