bugün

ferhan sensoy'un kendi hayatını anlattigi kitap.
"tabancamın sapını gülle donatacağım" sözleri geçen karadeniz türküsünden ilham alınarak kurulmuş cümle.
(bkz: koyunun gotune gul sokan kasaplar)serbest cagrisim
Kapağında çarşamba'da çekilmiş bir aile fotoğrafı arkasında da devrimci yıllardan bir ferhan şensoy fotoğrafı bulunan eser. Mekteb-i Sultani'de geçen yıllar, hiç de az olmayan aşk maceraları, öğrenci olmanın zorlukları, tuvalet olmadığı için işenen lavabo, zeka parıltıları var bu kitapta.
ferhan sensoy'un bu eseri yazar olmak isteyenlere, hatta reklam yazari olmak isteyenlere bile okutulmasi, isteyenlerce okunmasi gereken bir kitaptir. zira kelimeleri kullanis bicimi ornek teskil edecek kadar iyidir.
her satırı keyif alarak okunabilecek, özenilesi bir yaşantının kitabı.
diğerleri gibi harika bir ferhan şensoy kitabı.
anlatılanların bütününü hatırlamıyorum ama hepsinin doğru olmadığı da söyleniyordu.
(bkz: gül düktüm yollarına)
(bkz: kalem kılıçtan keskindir)
yazmak icin okunmasi gereken kitaplardan birisi.
iLLE DE BiR ŞEYLERiN SAPINI GÜLLE DONATMAYA MERAKLI YURDUM iNSANI SÖZÜ.
NERDEN GELiR BU MERAK ANLAYABiLEBiLMiŞ DEĞiLiM.
dışarıdan minik bir tuğla görüntüsü verse de, bir çırpıda okunan kitap.
(bkz: nargilemin marpucunu müsait biyerime soktum) yalnlışlıkla tabii. *
ispanyol sinema filmlerinin ve gabriel garcia marquez'i hatırlatmış romandır. roman özelliklerinin tamamını göstermese bile gene de romandır. konu ufak ufak ve sizi hiç sıkmadan ilerler. ferhan şensoy sevişir, çarşambalı amcalar amına goyim der, mahir:çayan ve yusuf:aslan banka soymayı planları, alafranga bir hayat akıp geçer içinde tüm alaturka özellikleriyle. ayrıca olabildiğince komik bir kitaptır, ama katikatür kitabı gibi değil. herhangi bir mizah kitabını açıp, bir sayfasından okuduğunuzda sizi güldürür (güldürmelidir), ama bu kitaba gülmek için baştan itibaren okumalı, diline ve şensoy'un tarzına alışmalısınızdır. tavsiye ederim, en azından samsun'un çarşamba ilçesinden çıkmış bir insanın (her ne kadar kendisi küçük burjuva olsa da) mekteb-i sultani ve mimar sinan üniversitesi'ne ayak uydurma sürecini okumuş olursunuz.
tanrı çok büyük; insanı yaratmış
insan da pek küçük değil, tanrıyı yaratmış..
beyazıt,ta arayıp bulamadığım, bir kitapçıya abi kalemimin ucunu gülle donattım kitabı var mı? diye sorduğumda kitapçının bana ''abi ne uğraşıyorsun al bir kalem bir gül, gülü kaleme donat oldu işte'' demesi ile hiçbir kitapçıya birdaha sormaya cesaret edemediğim kitap.
(bkz: elveda ssk)
ferhan sensoy'un her bir çok uyruktan bayanlarla düşüp kalktığının belgesi de diyebiliriz. maşallah.
385. sayfasında, meskalin kafasının etkilerinin bir ufak anlatıldığı, ustanın çoğunlukla öğrencilik yıllarını kapsayan panaromik romanı.

"fransadaki öğrencilik yıllarında arkadaşalarıyla meskalin içtikleri bir gece * , notlar tuttuğu defterine, ortamdaki * tek kız olan frederique şunları yazmış, o zamanlar 22 yaşında olan üstadın elinden defteri kapıp: "hırçın gizli oturum. üç kara köpek. uyuz. bir küçük kız kaydıraktan kayıyor. sokak feneri kaldırıma gömülüyor. fener oyuna giriyor, ben bir kaydırağım diyor küçük kıza, beni gökyüzüne fırlat! pencere camı boş, pencere camı çırılçıplak. toprak. dinleniyorum. gökyüzüne ulaşıyorum. gökyüzündeyim. fener gülüyor, teşekkür ediyor ve küçük kızın eteğini kaldırıp kıçına çimdik atıyor." sayfayı çeviriyor fredo, büyük harflerle kocaman yazıyor bu kez: karnım ağrıyor!"

(bkz: kafaya bak)
--spoiler--
"bir kız bulup aşık olacağım, en salak halim yüzüme yerleşecek, yaşamak başka bir heyecan ve boyut kazanacak. kıza şiirler düzeceğim, o bana umut verecek ya da bana öyle gelecek, orası önemli değil. bir gün gel diyeceğim gelmeyecek, ben saldıracağım içkiye, onurunuza kavak ağaçları, selamın-hello çarşambanın baharı."
--spoiler--
ferhan şensoy'un ilk baskısı 2001 yılında yapılan otobiyografik romanı.

" - sen! sen! sen! sizler yazar olacaksınız, bu işin peşini bırakmayın... çok okuyun! günlük tutun mollalar! diyor. tahir alangu'nun parmakla gösterdiğinde, utanarak önüne bakan, yüzü kızaran bu çocuklar, nedim gürsel, selim ileri, mahir şaul, engin ardıç, izzet yasar, ferhan şensoy..."
ferhan şensoy'un, eşsiz bir okuma hazzı vaad eden mükemmel otobiyografisinin şimdilik ilk cildi.
ferhan şensoy'un galatasaray lisesi'ndeki müthiş anılarını, kısa mimarlık hikayesini ve oradan fransa'ya; tiyatroya uzanan tesadüfün iğne deliği olayları anlattığı müthiş sürükleyici kitap, defalarca okunası.
içinde, aile büyüklerinin yaşantısıyla ilgili bir çok flashback olan kitap. birçok arkadaş, bunları anlamamış olmaktan mütevellit, soyadı kanunu gibi konuların geçmesine şaşırmış, aslı şudur, ferhan şensoy, bazı kısımlarda, eski zamanlara dönüp, dedesinin, onun babasının vs. anılarını anlatır. bu kısımlarda, cumhuriyetin ilk yıllarıyla ilgili müthiş parçalar da vardır.
5000. entari amlı götlü başlığa gitsin istemedim.

güzel kitaptır. (vallah ben hiç okumamışam, format bizi yalan konuşmaya itiyon farkında mısın?)
Az önce son sayfasını usulca çevirip bitirdikten sonra tavana bakarak "ulan ferhan abii, ulan ferhan abi (!)" diye mırıldandığım kitaptır.

Eşinin 72 milletten hatunu götürmesine derya baykal ve kızları bu kitabı okuduktan sonra ne tepki verdi onu çok merak ettim. (bkz: Ne piç adamsın baba ya)

E bu kitaptan zevk alabilmek için Ferhan abi'yi tanımak ve onun sivri diline aşina olmak gerek.