hint polisinin sokakta namaz kılanları tekmelemesi

hindistan'dan ilginç görüntü.

bunu türkiyede yapsalar o tekmeleyen polisleri önce meslekten ihraç ederler. ailesinin evini yakarlar. burada göt ister yapmak.

otobüs yoluna namaz kılmak nedir..

herif haksız mı?

evin yanıyor, dar bir sokağın içerisindesin, itfaiye gelecek, ambulans gelecek, beş tane herif gelmiş, cuma namazı diye yola taşmış.. müslüman olarak "evet, herifi tekmelemem, beklerim" diyorsan ya yalancısın, ya mehdi, canım kardeşim..

hinternational bir davranış...

polis haklıdır. sokaklar namaz kılma yeri değildir.
ayrıca namaz hindistan'dan çıkmış bir ritüeldir.

türkiyede taksim, kızılay, ulusun göbeğinde, otoyolun üstünde namaz kılan hiçbir grup yok.

ordan cb, polis, asker, itfaiye, ambulans, otobüs, taksi, acil bir işi olan yüz binlerce yurttaş geçiyor.

Biz de sığır yiyoruz. Koyduk mujkgkgkg??

hint hayvanlığı.

Kanuna, kurala uymuyorsa müslüman bile olsa haksızdır. Kimse ibadet edecek diye toplumun düzenini bozamaz. Polisin tekmelemesi ise hindistan denen b.k çukuru, gelişmemiş yerde normal...

suudlar da pakistan da yapar aynisini. bir bizdeki dinciler ebedi magdur.

Hintlilerin çoğu müslüman değil. Olanlara da saygıları yok haliyle. Gerçi hintlilerin kendi ülkelerinde hiçbir şeye saygıları yok. (bkz: slumdog millionaire) filmini izleyenler bu dediklerimi daha rahat anlar.

sokakta namaz kılınmaz. türkiye'de olsa ne olurdu acaba. bu gösteriş şekli başka ülkeye de yayılmış.

Hindistan'da çok kuvvetli ve islam karşıtı bir parti iktidarda. Bu parti aynı zamanda dünyada en çok üyesi olan siyasi parti (o listede akpde ilk 10da). Hindistan ve nijeryada müslümanlar kaçınılmaz olarak çok daha büyük gerilimlere girecekler.

Yolu kesmişler bildiğin.

Ayaklarına sağlık.

allah'ın onlarla namaza durma diyerek "onlar iyilik-hayır için diye yemin ederler, onlara inanma" diye peygamberi uyarması akla gelirse...
peygamberin bu ayetler üzerine gidip cami yıktığını düşünürseniz hint polisine kızamazsınız.
senin dinin ibadetin beni rahatsız etmemeli.
senin dinin sana, benim dinim bana ama bu yol herkesin. sen bu yolda kabak gibi yayılamazsın.

2016 yılıydı, haberlerde de çıktı bu; ABD’den de aktarmalı gelip istanbul’dan da israil’e gidecek olan Ultra-Ortodoks Yahudi kafilesi, Atatürk Havalimanı’ndan uçağa biniş öncesi dış hatlar salonunda önünde ayin yapmıştı.
rahatsızlık duyulmadı ama örn: ben de aktarma bekleyen yolcu olsam ve uzanmış uyuyor dinleniyor olsam, bundan rahatsız olup susun lan biraz uyuyacağım desem din düşmanı, ateist, anti-seminist, neo nazi vs kıl tüy mü olacağım?
insanların inanç özgürlüğüne tecavüz eden biri mi olacağım?

bunun için hint polisini eleştirmeye öncelikle ahlak ve etik değerlerim yanı sıra imanım da izin vermiyor.

Yolu kapatmak yanlış ama tekmelemek doğru. Tuhaf bir adalet anlayışınız var, hayret bir şeysiniz.

Yolun kapanması bana göre de yanlış ama bu demek değil ki birilerinin baldırlarına tekme atılmasını savunacağım.

yolu kapatmak yanlış ama tekmelemek doğru.
eşyayı tabiatına göre göre yargılayın diyeceğim de ne demek istediğimi anlayacak zeka pek yyok.

ortalama bir zekanız var diyerek (kusura bakmayın eşeklik ettim, yine yanıldım) lafın tamamını anlatmıyoruz ki malumunuz; lafın tamamı aptala anlatılır.

neyse, lafın tamamını anlatalım.
hatırlayın...
sars-cov-2 salgınında dünya genelinde uygulanan kısıtlama yasakları biliyorsunuz. bu yasakların denetimi her ülkede farklı oldu.
örn; hindistan da bu yasakların denetimi ve insanların yasağa uyması için kanun ve kolluk güçlerinin tutumu şöyleydi:

https://www.youtube.com/watch?v=SCatPYfIG8s

böyle bir kültürde yaşayıp, yasalara yönetmeliklere aykırı davrandığında böyle tekmelenmeyi göze almışsınız demektir. hamama girip terledi diye birini eleşiremezsiniz.
böyle kültürde yasalara yönetmeliklere uymayanlara nasıl yaklaşıldığını bilmeden yolu kapatan namaz kılan tekmelendi diye eleştirmek cahilliktir.
bilerek namaz kılan tekmelendi diye eleştiri yapıyorsanız veya garipsiyorsanız kötü niyetliliktir.
yok ben din açısından yaklaştım diyorsanız hangi inanç sahibi olursanız olun yukarıda ki örneği de düşünürseniz...
https://www.uludagsozluk.com/e/46910788/
insanın aptal olması lazım.
ibadetin özgürlüğü olmaz. ibadettin kuralları vardır.

Olası bir islamafobik algı pompalaması muhtemel hâdise.

islâmi hassasiyetleri yüksek toplumlar bu meseleyi böyle okumaz, öncesiyle ve nedeni niçiniyle değerlendirmez; direkt islâma saldırı olarak değerlendirirler.

ibâdetin gizlisi makbûl iken; âleni ibâdetin de içinde yaşanılan toplumun kamu düzenine ve toplumsal sosyo sistemine entegre olabileni makbûldür ayrıca..

Namaz kılanlar; kendilerine uygun bir alan bulamadıkları için mi böyle bir yol seçtiler yahut hindistan makamlarına bir tepki olsun diye mi bunu yaptılar bilmem; doğrusu yanlışı burada değerlendirilir ama Hint polisinin de bundan tahrik olup şiddete yönelebileceği ihtimâller arasında değerlendirilerek kalkışılmış olsa gerek..

ibâdet haktır, kişisel tercihtir vs vs tâbi ama bunu yaparken de karşıdaki azınlık ya da çoğunluğun da muhtemel tepkilerini iyi bilmek gerek. Misâl iran'da uluorta incil dağıtırsanız halk gaza gelir linç yersiniz yahut hristiyanların yoğun olduğu bir bölgede Hz. isa aleyhinde propoganda yaparak Hz. Muhammed lehine güzellemeler yaparsanız yine bölge halkı radikallerinin sinir uçlarına dokunursunuz!

Tebliğ de ibâdetin kıstaslarından sayılabilir temelinde yükselen inanç sistemlerinde bu tarz kaygan zeminler tehlikeli olabilir.

Hint polisinin bu yaptığı tasvip edilemez ama tahrik unsuru açısından bakıldığında da şiddete dayalı tepki vermeleri de sebep sonuç ilişkisine bağlanabilir.

Adını tam hatırlamıyorum ama bir filmde hafızama kazınan şöyle bir replik geçiyordu :

'senin inanç özgürlüğüne saygı duyuyorum ve hatta bunu yaşayabil diye canımı veririm ama senin inancın gereği yaptıkların benim özgürlük sınırıma dayanırsa işte o'na dur derim; sen de buna saygı duyacaksan seni kardeşim bilirim..'

Öyle yâni, gibi gibi..

Hindistanda m2 düsen insan sayisini düşünülurse en doğru olanı yapmıştır yolu kapatip yuz binlerce insanı isinden gücünden edemezsin. Zaten işleri güçleri show namaz hikaye.

olaya din açısından yaklaşmak biraz cahillik olur. olayın yaşandığı ülke ve olayın meydana geldiği şekil-ortam düşünülmeli.

örn: amerika'nın bağımsızlık bildirisini açıkladığı 1776 yılından itibaren tüm savaşlarda kaybettiği asker sayısı 1.200.000.
amerika'da 1968'den sonra silahla vurularak ölenlerin sayısı 1.500.000 kişiyi aştı. bu rakamlar resmi rakamlar, abd de v.a-United States Department of Veterans Affairs (gazi işleri bakanlığı. bizde ise devletin bırak gaziyi şehitlerine bir bakanlık verilmedi) ve abd de cdc-centers for disease control and prevention) hastalık kontrol ve önleme merkezi verileri ve de bu rakamlar 2015 rakamlarıydı.

Amerika vatandaşlarında kayıtlı silah 390 milyon adet civarı silah var, kayıtsızlar hariç...
fbı, cıa, polis, şerif, ordu, ulusal muhafızlar vb devletin ve özel şirketlerin tüm güvenlik personeline zimmetli silah sayısından fazla silah vatandaşlarda var.
tüm abd'nin bu güvenlik personelini 30 milyon kişi kabul etsek her birine 1 adet silah zimmetlenmiş olsa 30 milyon silah eder.
sivil vatandaşlarda kayıt dışı kaçak silah hariç; resmi rakamlarla kayıtlı 390 milyon kadar silah var.

bu bize absürt gelebilir. ortalama en az 3 günde 1 polisin vurularak öldüğü, buna karşın polisler tarafından günde en az 3 kişinin öldürüldüğü, yılda 1000 kişinin polisler tarafından öldürülmesinin normal bir sayı olarak algılandığını düşünürseniz yasalar bireysel haklara ve savunma-korunmaya getirdiği esneklikler sonunda bu ölümler normal karşılanır.
oysa abd de silah kültürünün temelinde abd'nin kurucu babalarından, özgürlük bildirisinin mimarı olan tomas jefferson tarafından "insanların silahlanma hakkını korumaları için en güçlü neden, gerektiğinde iktidarın zorbalığına karşı bir son çare olarak kendilerini koruma ihtiyacıdır" bilincinin topluma aşılanmasıdır.
aynı şekilde özgürlük bildirisini imzalayan abd'nin bir diğer kurucu babası samuel adams da "Anayasa hiçbir zaman ABD halkının barışçı vatandaşlarının kendi silahlarına sahip olması ve elinde tutmasını engellemek üzere yorumlanamaz" görüşünü abd'nin kuruluş felsefesine işlemiştir.
kızılderili, meksikalı, ispanyol, fransız, ingilizlere karşı savaşarak ve bu savaşı da kendi bireysel silahlarıyla milis güçler olarak başlatmış bir toplumda bu silahlanma kültürü normaldir.

çeteler savaşı, soygun saldırı sırasında saldırgan veya masum insan, kazayla, intihar, polis şerif fbı gibi güvenlik güçleri tarafından vb bazen yılda 40.000'i bulan silahla ölüm bu toplumda normaldir.
uzamasın konu ama abd toplumunda veya herhangi bir toplumda yasa ile silahlanmayı yasakladığınızda bunun yararı anca katil soyguncu tecavüzcü vb suçlulara olur.
onlar zaten silahlarını devlete kayıt ettirmez, devletten satın almaz. masum ve yassalara uyan insanların silahını almış olursun ve bu suçlulara cesaret verir.
şimdi danimarka veya isviçre de ya da Lihtenştayn olup silahlanmaya karşı olmak aptallık değil mi?
dünya da tek sen mi yaşıyorsun öküz denmez mi?
bunun için eşyayı tabiatı dışında değerlendirmeyin.

taliban denen islamcılarda afkanistan'da kaç bin yıllık buda heykellerini yıkmıştı, ne ekersen onu biçersin.

Geçen sene de Nisan ayında eski bir Hintli siyasetçiyi polisin yanında başından vurmuşlardı.

Siyasal ateistleri sevindirmiştir.

hindistan, cumhurbaşkanı modi eliyle 2020 de de 500 yıllık babür camiini, yol genişletme bahanesiyle yıkmış, ama yerine bir sih tapınağı dikerken asıl amacının ne olduğu meydana çıkmıştı. bu sistemli yapılan bir olay. elbetteki hinduların bahanesi hazırdır. halbuki kalabalık ve kural tanımaz hindistan trafiğindeki keşmekeşi, cuma namazında yer bulamadığından dışarıya taşmış cemaati tekmeleyerek düzeltemezsiniz. Hindu yönetiminin islam'a ve müslümanlara yönelik davranışları pek dostça değil. bilakis düşmanca. bu açık net ve belli yani. zira polis kendisine ne emir verilirse onu yapar.

mescidi aksada her cuma Yahudiler müslümanlara daha beterini yapmıyor mu? yapıyor. aynı hesap. trafik hikaye. bahane o. maksatları ise belli..

Ayaklarına sağlık. Aynısının Türkiye'de de yapılması gerekir. Götüne tekme atmanın yanısıra 28 Şubat kararları gereği gözaltına alınıp irticai faaliyetten hakkında işlem yapılmalıdır.

Ayrıca bkz. Maun suresi 4-7
"﴾4﴿ Vay haline o namaz kılanların ki,
﴾5﴿ Onlar namazlarının özünden uzaktırlar.
﴾6﴿ Onlar halka gösteriş yaparlar.
﴾7﴿ Hayra da engel olurlar."