hacı komünist kitabını yazmış usta tiyatrocu. sevilerek takip edilen, sözünü esirgemeyen tiyatroculardandır. bir de her oyununa mutlaka sigara içtiği bir sahne koyuşu yok mudur, bitirir oyunu izleyen tiryakileri..
yıllar önce diyarbakır da sergilediği bir stand-up ta bir konuyu anlatırken "bunlar terörist gibi.pkk dan da beterler" demiş ve salondaki seyircinin büyük bir bölümü "ne diyor lan bu?" diyerek salonu terketmişti.ferhat şensoy da oyunu yarıda kesmiş ve ropörtaj yapmak isteyen basın mensuplarına "diyarbakır lı vatandaşlarımızın pkk konusundaki hassasiyetini biliyordum ama konu gereği bunu söylemek zorunda kaldım.aslında değiştirebilirdim ve başka bir terör örgütünden bahsedebilirdim.dalgınlığıma geldi,tüm diyarbakırlılar dan özür diliyorum" demiştir.
halkın demokratik rejimi korumasından kuşku duymuş bu yüzden görevin türk ordusunda olduğunu açıkça ilan etmiş sanatçımızdır. önceki darbeler hakkında söyledikleri doğrudur da halkı, en azından sanatçıları aydınları demokratik tepki vermek için örgütlemesi gerekirken orduyu göreve çağırması düpedüz kolaycılıktır.
oyunculuk açısından gerçekten ender yeteneklerden ve yaşayan bir ustadır. o çok gülünen herkese cevap yetiştiren cem yılmaz' ı bir de frehan şensoy' un yanında görünce durum çok net anlaşılır. o deli cem yılmaz süt dökmüş kediye dönüverir ki böyle yapması da akıllıcadır çünkü ferhan şensoy gibi biriyle o bile aşık atamaz.
bu ülke insanlarının neden sanata, sanatçıya saygı duymadığının en güzel örneklerinden biridir ferhan şensoy. sanatçı her daim muhaliftir, sanatçı sistem düşmanıdır, sanatçı belli bir kalıba sokulamaz gibi klişe değer yargılarından ötürü halktan hep uzak tutulmuştur. sadece modern dünyanın yarattığı kendi yalancı düzeninin başrol kahramanlarıdır o kadar. atatürk ne güzel demiş zamanında sanatla alakası olmayan toplumların hayat damarlarından biri kopmuş demektir diye ? peki o çok övdüğünüz aydınlık kemalist ilkelerini benimsemiş kişilerin bile bile bu ihaneti yapmaya hakkı var mıdır bu topluma? korkmamız gereken sadece dinciler, yobazlar, şeriatçılar mıdır bu ülkede ? toplumun ortak hedef ve ideallerine sırt çevirip, azınlığın diktatöryasına boyun eğmek hangi sanatçının özünde vardır? kısaca demek istediğim yılmaz güney, ahmet kaya'lara bakıyorum, bir de ferhan şensoy, serdar ortaç'lara? hangisi gerçek sanatçı acaba?
oyunlarından ve filmlerinden daha çok eğlendiren açıklamalar yapan; modern zamanın darbe yanlısı, bordo bereli kavuklu, komunisti. olmadı ferhan abi hiç olmadı.
Şensoy "Darbelerle alay ediyorum elbette ama kendi üslubumla. Ben bir mizahçıyım ve mizah duygusu olmayanlarla anlaşmak çok zor oluyor" dedi.
Ferhan Şensoy, gazetelerde yayımlanan "Ferhan Şensoy sahneden darbe çağrısı yaptı" başlıklı habere tepki gösterdi. Şensoy, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"Haber, gerçeği yansıtmamakla kalmayıp suçlayıcıdır. 2006'dan beri sahnelediğim Fername oyununda; 'Daha önce yapılan üç askeri darbe ottan bo.tan sebeplerle yapıldı. Asıl darbe yapmak için geçerli sebepler şimdi var ama darbe yapan yok. Bu ülkenin darbe vakti geldi fakat asker bir şey yapmıyor. 1980'de yapılan darbe sırf Kenan Paşa'nın resim merakından dolayı yapıldı. Darbe yapacaksanız şimdi yapın' cümleleri oyunun metninde yoktur. Zaten benim üslubum değildir. Bu cümleler, darbelerle alay ettiğim ve sonunda darbe istemediğimi belirttiğim sahneyi Eskişehir'de 232. oyunu izleyen bir sivri zekanın yorumudur. Gene haberde belirtildiği gibi o sahnede ne alkışlama ne de salonu terk eden olmuştur. Bu da söz konusu sivri zekanın aynı zamanda yalancı olduğunu gösteriyor. 295 Eskişehirli izleyici şahidimdir. Darbelerle alay ediyorum elbette ama kendi üslubumla mizah yapıyorum. Sonunda da darbe istemediğimi net olarak belirtiyorum. Zaten benim darbe istemeyeceğimi insanların bilmesi gerek. (Hürriyet)
--spoiler--
yaptığı son açıklama 2006 yılında "Atatürk ilkeleri nerede! Yaşar Büyükanıt darbe yapsa, sabah erkenden kalkıp, davul çalıp kutlarım" diyen bir adamın çevir kazı yanmasın yapmasından başka bir şey değildir.
ferhangi şeyler oyununda; "3-5 kişinin öldüğü, diğerlerinin geri döndüğü savaşlarla çocuklar savaşın ne kadar yürek kakan birşey olduğunu anlayamıyor, sokakta savaşçılık oynamaya devam ediyor. bir savaşta, savaşa katılanların hepsi ölmeli ki; ben o savaşa savaş diyebileyim" diyerek ironinin en babasını yapabilen adam olması hasebiyle anlaşılamaması çok normal olan kişidir.
o değilde istediği darbe gerçekleştiğinde, hür bir şekilde istediklerini söyleyebilecek mi acaba yine sahnede, ya da istediği gibi volta atmaya devam edebilecek mi istiktal'de merak ediyorum.
ama yandaşları yapacak darbeyi doğru. o yüzden bu kadar rahat. tamam ya. anladım ben seni.
şu sıra darbesever gibi duran laflarıyla ünlü tiyatrocu amma biz onu gömmeye değil övmeğe geldik.
darbeseverlik konusunda ya yanlış anlaşıldı ya da biri bizi kekliyor ya da durumu kurtarmaya çalışan biri var mutfakta ve içinden gemi geçiyor.
durum, hrant dink gibi devlet planıyla bilinçli yanlış anlaşıldırıp, vurma planı yapanların ihbar edilişinin örtbas edildiği, vuranla da fotoğraf çekilmek için yarışıldığı bir duruma pek benzemiyor ama varsayalım ismail!
ya da şöyle bir durum: varsayalım ülkesinde, zekasını kötüye kullanan, zekasıyla kendi ayağına kurşun sıkan, ülkenin bilincini ve bilinç altını estetik olmayan kötü politikanın estetik olmayan mesajlarıyla zehirleyen bir tiyatroncunun kendi geleceğini, gelecekte tiyatroda da politikada da adı ne yazık ki az anılmaya uygun ismail adlı bir dramaturga teslim etmiş olduğunu varsayalım; ki ismail dalgacı, ironik, umutsuz görünen umutlu bir şahsiyet idi aslında!
nereden nereye...
yanlış varsayımlar, yanlış karşıtlıklar, az okumalar, çok konuşmalar, geçmişle idare etmeler... ancak buraya kadar oluyormuş. meğer zekice sözlerin de bir sonu mu varmış ne!
ama yine de hakkını yemeyelim, demokrat olunmadan da, darbesever olunarak da sanatçı olunabilir, olunabiliyor. örnekleri var. ezra pound kimdi? hatta wagner'in, nichtze'nin ne suçu vardı? balzac kralcı diye birden romanları değer mi yitirdi? bu harika örnekler arasına şensoy'u koymak insana zor da gelse... mizah yapmak için her cephenin sunduğu barutu ateşlemek için ismail'in küçük bir kıvılcımı yeterdi...
tarih bilincine sahip olmamak, dinci diyerek yanlış bir varsayım yapıp birilerine çok kızıp sonra da papaza kızıp oruç bozmak, pireye kızıp yorgan yakmak; ego'yu militarizmle parlatmak, politikadan anlamadan sanatla politikayı karıştırmaya kalkmak; ki bunlar hatayı kaldırmasa da, olmadık kıvılcımlar barutu patlatsa da varsayalım ismail'e bir şans vermeli bu hayat! tepedeki çimenlikten daha çok hak ediyor belki de...
varsayalım, bugün de "türkiye'de şeriat tehlikesi var, iran'a döneceğiz, darbe gerekir" derken yine ne bugün iran'ın geldiği noktayı, adım adım "şeriat'ten çıktığını, kendine özgü bir demokrasiye evrildiğini, ne de ülkemizin gerçeklerini, şeriata gidilmediğini, tersine modernite'nin dini teslim aldığını anlamış... sadece vasayalım.
bu durumda, varsayalım ismail'e yine de bir şans vermek yakışır bize çünkü biz buraya ferhan'ı gömmeye değil övmeğe geldik!
ferhangi şeyler oyununda, günümüz müzik endüstrisine ve aptal saptal şarkılar yapan, yaptıran ve dinleyen bizlere kol gibi ayar veren adamdır;
oyunda, şarkı, türkünün ısmarlama yapılamayacağını, çarşamba'yı sel aldı türküsünün, çarşamba'yı gerçekten sel alması üzerine bir ağıt olarak yakıldığını, aşık mahsuni şerif'in, 12 mart sonrasında evinin defalarca kundaklanması sonucu *erim erim eriyesin türküsünü yaktığını anlatır ve son örnek olarak da der ki;
türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en büyük komedi üstadı.bütün oyunları severek izlenilen tiyatrocu.sadece tiyatrocu kalması gereken.
ve darbe istemesinin bir sebebi olsa gerek.
ama olmaz ki be ferhan abi.sivil darbe desen bi derece.
ama asker değil mi, aç karnına erik yemenin kaçınılmaz sonucunu yaratan bu ülkede.