demokrasi bizim icin bir tramvaydir diyen ve şeriat özlemiyle yanıp tutuşan bünyelerin gerçek demokrat insanlarla üç beş suçluyu aşure gibi karıştırıp laik cumhuriyetin önemli kişi ve kurumlarını yıpratma çabasıdır. veli küçük ,ibrahim şahin gibi geçmiştede suç işlemiş adamlar ile suçsuz yargıtay baş savcısı , ordu komutanları , gazetecileri yan yana getirerek uyduruk bir çete oluşturdular tek bilgi kaynakları ise müslümanlıktan yahudiliğe dönen deli bozuk bir adam. demokrasi ve insan haklarından bahseden bu irticacı tayfanın hukuğu kullanarak karalama kampanyası yaptıkları ortada. her gün gazetelerinde suçu kanıtlanmamış insanlar terörist ilan ediliyor devlet kurumlarına saldırılar yapılıyor.yargı başbakanın oyuncağı haline geliyor. ortada pkk gibi terörist olduğu kanıtlanmış bir örgüt var daha bunun işini bitiremeden uyduruk bir oluşumu terörist ilan ediyorlar. susurluktan kalma üç beş suçluyla akp muhaliflerini aynı kefeye koyuyorlar. zaten irticacıların demokrasi anlayışı ve zekası ancak bu kadardır.
kendilerince ergenekon diye bi şey icat edip, onun içinde bombalı silahlı kafalarınca at koşturarak memleketi kurtarıcaz ayağına demokrasiyi ve düzeni sikip atmaya çalışmış rütbeli ve saygın adamların yazıp oynadığı bi komedyadır bu...
işte bu operasyon da, usül hatalarına ve kurunun arasında yaş yakmalarına rağmen, o komedyanın bağ bozumudur.
türk silahlı kuvvetlerini yıpratmak,
dinci-sivil darbeye karşı olanları sindirmek amacıyla polis devleti uygulamasıdır.
kişilerin fişlenmesi, özel hayatlarının; yandaş medya aracılığı ile ortalara dökülmesi,
bazı dış ve içimizdeki güçlerin yazdığı senaryonun gerçek yaşama uygulanmasıdır.
binlerce telefonun yasa dışı dinlenmesi, kanun dışı eylemlerle saygın kişilerin gözaltına alınması, onurlarının kırılması,
isimlerinin kirletilmesi, teröristlerle savaşanlardan öcalan'ı sorgulayanlardan öc alınması,
yalan-yanlış gerekçelerle insanların tutuklanmasıdır.
rahip öldü çok güldük...
misyonerler doğrandı çok güldük...
hrant öldü çok güldük...
danıştay kurşunlandı çok güldük...
cumhuriyet bombalandı çok güldük...
güngörende de çok güldük...
v.s. v.s.
o çıkan lav silahları birilerinin götünde patladığı zaman da çok güleceğiz...
biz böyle arsız, umarsız bir halkız işte. her boka gülüyoruz. ***mız *ikiliyor hala gülüyoruz. işte asıl (traji) komedya bu!
yapılan güzel işleri sindiremeyenlerin bu davayı-bu operasyonu-bu soruşturmayı magazinleştirmek için yapmış oldukları eylemlerin doğal olarak sozluk e de yansıması sonucu ortaya çıkmış olan ifadedir.
ergenekon opreasyonu komedyası'nın başrollerinde sanılanın aksine veli küçük, ibrahim şahin, recep tayyip filan değil, yıllarca yaygarasını yaptıkları faili meçhul cinayetlerin aslında olmasını canı gönülden arzu ettikleri, geceleri bunun için mum yakıp dua ettikleri mihraklar tarafından değil de akp'ye muhalefet ederken sırt sırta verdikleri, muhalefet olsun da götümden salladığım her argümanı ölümüne savunurum ölçeğinde şirazesi kaymış bir senaryoyu beraber oynadıkları ekip tarafından gerçekleştirildiğini öğrenen saftiriklerdir. oyun da vodvil'dir bana kalırsa.
-ibrahim şahin'den elde edilen cephanelik tamamen müze amaçlıydı.
-işkenceyle öldürülen işadamları vs. vatan haini idi sadece infaz edildi.
-hrant dink ve rahip cinayetleri tamamen çocukların kendi saçmalıklarıydı.
-danıştay katili alpaslan aslan deliydi zaten.
-muzaffer tekin kendi kendini bıçakladı. en komiğide bu zaten.
-telefonda konuşulan darbe olayları tamamen geyikti.
-öldürülen subayları pkk öldürdü.
-son dalgada kaçan yarbay aslında spor amaçlı koşmaya başlamıştı yanlış anlaşıldı.
-turhan çömez hava değişikliği için uzadı.
-şu anda adli tıp çevresini saran polisler sırf gösteri olsun diye yoğun güvenlik önlemleri aldılar.
-1 numara diye birşey yok. aslında bir numara yok.
-daha önce darbe yapılmadı türkiye'de. sadece balans ayarıydı o değil mi ama?
-bu ulusalcılar tamamen vatanseverdir. amerika güdümlü değillerdir.
-ülkeyi karıştırmak gibi amaçları hiç yoktur.
-hepsi sütten çıkmış ak kaşıktır.
-herşeyin sorumlusu akp'dir.
Bazıları için bir cephanelik dolusu silah da ele geçse, doğruluğundan şaşılmayan önerme. Gerçi özür dilerim, köşedeki nalburdan lav silahı tedarik edebiliyoruz.
ulusalcıların ve türevlerinin ve de akp'ye karşı olalım da nasıl olursa olsuncuların, eleştirildiklerine atatürk'ün arkasına sığınan çakma solcuların oynadığı yeni bir oyun. çok komik lan! sloganları da "hırsız bizim hırsızımız, kime ne"
yönetmen ece temelkuran. ve tabi saz arkadaşları.
güneydoğuda elden ele 3-5 kuruşa geçen silahlara dokun(a)mayan devletimin uydurma krokilerle ele geçen uydurma silahları insanların gözüne "aha da bakın bunlar bu silahlarla darbe yapacaklardı" şeklinde sokan operasyon.
bir de bakıp; inanmadın mı, inan beeee diyecekler yakında.
sanıkların sayısına bağlı olarak iddianame'nin gecikmesi nedeniyle, ergenekon yanlıları tarafından 'komedya' olarak lanse edilse de, geçmişteki faili meşhur cinayetlerin üzerine gitmesi ile tarihimizdeki en önemli dava niteliğindeki ergenekon'un hiç de komedya olmadığı, tam aksine, hukukun üstünlüğüne dayanan demokrasimizde bağımsız yargının cesur bir adımı olduğu ortadadır.
ergenekon davasını, düz bir mantıkla, "hükümetin atatürkçülerden intikam alması" olarak görmek istiyenlere verilen en doğru yanıtlardan biri, engin ardıç'ın bugünkü makalesidir. "Ergenekon örgütü, Atatürkçü değildir. Ergenekon, faşist bir örgüttür" cümlesine vurgu yaparak aynen aktarıyorum:
"
Enveristler zor durumda
Hiçkimse bize "Atatürkçüler baskı altında" diye maval okumaya kalkmasın... Baskı altında olanlar, Kemalistler değil, Enveristlerdir.
Atatürk darbeci değildi. En güç koşullarda bile arkasında halk kongresi desteğini (Erzurum ve Sivas), meclis desteğini aramıştır.
"Legal" olmayan hiçbir iş yapmamıştır.
"Diktatoryal" yetkilerini bile, en kritik günlerde, meclisten istemek ve almak yoluna gitmiştir. (Hani tıpkı Abdullah Gül'ün de rektör atama yetkisini yürürlükteki anayasadan aldığı gibi canım!)
Bunlar, Mustafa Kemal Paşa'nın değil, Enver Paşa'nın manevi torunlarıdır. Talat Paşa'nın, Yakup Cemil'in, ismail Canbolat'ın, Bahattin Şakir'in,
Doktor Nazım'ın torunlarıdır.
Onlar seçim sevmezler, Babıali'yi basarlar, Harbiye Nazırı'nı vururlar, hükümeti istifaya zorlarlar, iktidara el koyarlar.
Sonra da Ermeni öldürürler.
Gene öldürdüler, üstelik savunma bakanını da herhalde vurmayacaklardı ama bu kez başaramadılar.
Bugün zor durumda olanların manevi dedeleri Atatürk'ü de hiç mi hiç sevmezlerdi.
Kaç kere öldürmeye kalktılar!
On iki, tam on iki suikast tertiplendi Atatürk'e karşı, on iki!
Daha Selanik'te, sonradan Ankara valisi olacak, izmir suikastı nedeniyle de asılacak ünlü tetikçi Abdülkadir, Atatürk'ü öldürmeye kalkmıştı... Abdülkadir, hani şu gazeteci katili, Ahmet Samim'i Bahçekapı börekçi fırınının önünde vuran tetikçi... Polis onu arar gibi yaparken o sığındığı karakolda komiserin ısmarladığı orta şekerli kahvesini içiyordu.
Darbeciler onun torunlarıdır.
Ergenekon örgütü, Atatürkçü değildir. Ergenekon, faşist bir örgüttür.
"Sebeb-i hayatı" ve "velinimeti" olan Amerika'nın elini ısırmış, komünistlere karşı, esas olarak da Rusya'ya karşı gizli ve pis bir savaş sürdürmek amacıyla kurulduğu halde "kendi kontosuna iş tutmaya" kalkmış, NATO'dan çıkmayı, Rusya, Çin, Hindistan ve hatta iran'la ittifak yapmayı isteyecek kadar saçmalamıştır... Kendisine çizilen çerçevenin dışına taştığı hatta çerçeveye tükürdüğü için şimdi tasfiye edilmektedir.
Bu örgüt içindeki birtakım anlı şanlı bürokratların "Şeriatçı iran'la ittifak istemeye utanmıyor musunuz?" sorusuna verecek yanıtları yoktur. Kaç kere sorduk, ses çıkmadı, çıkamadı. Bize Atatürkçülük mavalı okumasınlar şimdi...
Örgütün bir kesimi "bal tutan parmağını yalamaya" yani mafyalaşmaya, uyuşturucu işlerine falan bulaşmaya da kalkmış, duvara değil de kamyona toslamış, bu da sonunu getiren önemli bir boyut olmuştur.
Ezcümle: Devlet, bağırsaklarını temizlemektedir!
Bu örgütün avukatlığına Atatürkçülük adına soyunmak, ister politikacı olsun ister basın mensubu, utanç verici bir gaflet olarak birilerinin alnına yapışıp kalacaktır.
Olayı hafife alan, önemsememeye, örtbas etmeye, sulandırmaya çalışan bazı basın mensupları kazın ayağını gördüler.
Politikacılar da buna halkın ne diyeceğini seçimde görecekler... Aslında hep görmekteler...
" http://www.sabah.com.tr/h...49A1A5B04C7D8940D108.html
bu akşamın özeti:
abraham kartal, suikast silahlarını ormanda bir yere saklar ve krokisini çizer.
kimsenin eline geçmemesi için krokiyi çerçeveleyip, evindeki salonun duvarına asar.
miami'de tatil yapan abraham kartal'ın, çetenin bütün elemanların yakalandığından, şüphelilerin içeri atıldığından haberi yoktur.
ama uyanık polis iz peşindedir.
ve uzun araştırmalardan sonra krokiyi ele geçirir:
ormanda kazım başlar.
silahlara ulaşılır.
ne yazık ki silahlardaki seri numaraları silinmiştir!