bugün

kıymetli bir devlet adamı ve asker, memleketi ve milleti için çalışan çabalayan, ortaya bir şeyler koymak için emek harcayan, harbi yurdum insanı, kahraman şehit, ruhu şad olsun.
gerçek bir asker ve vatan evladı, allah rahmet etsin.
Eşref Bitlis'in şüpheli ölümüyle ilgili ifade veren Doğan Güreş'ten soruşturmanın seyrini değiştirecek bir itiraf geldi. Güreş'in ifadesinde, Bitlis'in ölümüne neden olan uçak kazasının ardından üretici firmanın tehdidi nedeniyle, 'buzlanma' diye bir ara yol bulduklarını söylediği öğrenildi.Güreş'in, üretici firmanın "Uçak satmayız" tehdidi karşısında kazada uçak hatası ihtimalini araştırmadıklarını söylediği öğrenildi.
http://www.radikal.com.tr...1077631&CategoryID=77
(bkz: turgut özal ve eşref bitlis öldürüldü)
şehit olan iki hava subayımız gibi amerikan'ın ortadoğu projesi için şehit olmuş bir Türk generali. Çekiç gücün ortadoğu da bulunmasını istemeyen ve bunu dile getiren bir generaldir!

mekanı cennet olsun!

http://turkmucadele.blogs...armz-nasl-sehit-oldu.html
orgeneral eşref bitlis cinayeti
16 eyl ü l 2002 pazartesi tarihli sabah gazetesinde
yayınlanan röportaja göre amerikan jetleri orgeneral
eşref bitlis'in helikopterini düşürecekti.

askeri uçak orgeneral eģref bitlis ve beraberindeki dört subayı
ankara'dan diyarbakır'a götürürken düģtü. ġlk anda yapılan resmi
açıklama, uçağın buzlanma nedeniyle düģtüğü idi. kara kuvvetleri
komutanlığı askeri savcılığı, "kovuģturmaya gerek yoktur," diyerek,
kısa sürede dosyayı kapattı.
ancak dosyanın kapanmasına gönlü razı olmayanlar da vardı.
çünkü orgeneral bitlis, kürt sorununa çok fazla kafa yormuģ, olayı
her yönüyle analiz etmiģ ve strateji uygulanacak sonuca varmıģtı. ġģte
burada bazı güçler devreye girdi ve olanlar oldu. "bazı güçlerin"
karģısındaki grupta yer alan "güçsüzlere" göre olay kesinlikle
sabotajdı.
uçak firması beechraft corporation müfettiģleri ile türk askeri
yetkililerinin incelemesi, buzlanma olmadığını, uçağın bazı
parçalarının tahrip edildiğini ortaya koydu. ama bu, ciddiye alınmadı.
kazadan hemen sonra askerlerden oluģan heyetin tuttuğu raporda,
uçağın motor ve pervanesindeki buzlanma için, "muhtemelen"
deniyordu. uçak firması, mahkemeye verdiği bilirkiģi raporunda,
uçağın arızadan dolayı düģmediğini açıkladı.
uçağın bulunduğu bölgedeki nöbetçi asker, kazadan bir gün
önce, hiç tanımadığı bir kiģinin, parola vererek bölgeye girdiğini
bildirdi. bu meçhul kiģi hiç araģtırılmadı.
kara havacılık okulu anket heyeti, kaza nedeni için, "yüzde
40 pilotaj, yüzde 60 aģırı buzlanma" dedi. müģterek kanaat raporunu
düzenleyen heyet ise, tam aksi görüģ bildirdi. askeri savcılık,
uçuģtan üç saat önceki hava raporunu temel alarak "buzlanma"
sonucuna vardı. ancak uçuģ saatindeki hava raporu karın erimeye
baģladığını gösteriyordu. rp lideri necmettin erbakan, 1993 aralık
ayında, uçağı çekiç güç'ün düģürdüğünü iddia etti.
uçağın düģmesine iliģkin ġtü uçak ve uzay bilimleri fakültesi
tarafından hazırlanan raporda, uçağın buzlanma nedeniyle düģmediği
iddia edildi. faili meçhul cinayetler konusunu araģtıran chp heyeti
üyesi mahmut iģık, bitlis'i kahraman bilgiç'in öldürdüğünü öne sürdü.
uçağın pilotlarından yüzbaģı tuğrul sezginlerin ablası saime
sezginler, dosyanın sümenaltı edilmek istendiğini ileri sürdü. abla
sezginler'e göre, davaya bakan yargıç üzeyir termeli bazı tanıkların
yanında "karanlık güçlerin baskısı altında kaldığını" itiraf etmiģti. bu
nedenle yargıcın reddi talep edildi.

kaza özeti
17 ġubat 1993'te yerel saatle 12.30 civarında türk kara
kuvvetleri'nin kk 10011 no'lu beechraft b-200 s/m bb 1412, aletli
meteorolojik ve buzlu uçuģ ģartlarında, türkiye, ankara esenboğa
havaalanı için aletli iniģ sistemi lokalizörünü bulmak için manevra
yaparken düģtü. uçuģ mürettebatı kaza öncesi motor titreģimleri
bildirdi. ġki mürettebat ve üç yolcu öldü. uçak parçalandı. türk kara
kuvvetleri için düzenlenen resmi raporda olay böyle özetlenmiģti.
olayın mahkeme safhasında ġtü'den üç kiģilik bilirkiģi heyeti
(prof. a. nuri yüksel, prof. oğuz borat, doç. dr. zahit mecitoğlu)
tayin edilmiģtir. bu heyetin hazırladığı raporun yedinci sayfasındaki
sonuç bölümünde ģu görüģlere yer verilmiģtir:
1. motor arızası ve sonuç olarak uçağın düģmesinde buzlanmanın
etkili olduğunu gösteren yeterli ve tatminkâr delil yoktur.
2. motor arızası ve düģme olayında pilotaj ve bakım hata ve
kusuru bulunduğuna dair deliller mevcut değildir. dolayısıyla
davacılar murisi 2. pilot tuğrul sezginler ile kaptan pilot yaģar
erian'ın kusurları yoktur.
3. uçağın düģmesine yol açan motor arızasında davalı firmanın
dizayn ve yapım hatası bulunduğuna dair delil mevcut değildir.
4. kaza günü öncesindeki gece, hangar civarındaki -bir nöbetçi
tarafından bildirilen- kimliği bilinmeyen kiģi ile yukarıda isimleri
zikredilen motor iç aksamının enkaz mahallinde bulunamaması ve
sağlam ve mukavim olan motor zarfının parçalanmamıģ ve hatta fazla
deforme olmamıģ görüntüsü karģısında sabotaj ihtimali gözden ırak
tutulmamalıdır.
evet, bilirkiģi raporu kazadan çok, sabotaj olasılığını iģaret
ediyordu ama askeri makamlar bunu hiç dikkate almadılar. acaba
neden? korunması gereken kimseler mi vardı? yoksa bazılarının
iddia ettiği gibi bu olay, abd'nin planladığı bir sabotaj mıydı?
sabotaj tanığı nöbetçi askerin ifadesi çok dikkat çekicidir.
k.k.k. as. savcılık hazırlık dosyasında dizi 70'te ifadesi bulunan
olay tanığı tahir metin'in askeri savcıya verdiği 18.02.1993
tarihli ifadesinde; "16 ġubat günü saat 19.00-21.00 arasında 5 no'lu
kulübe nöbetçisi idim. saat 19.30 civarında dahili kıģlık kıyafetli, pilot
bereli, astsubay olduğunu tahmin ettiğim resmi bir ģahıs havacılık
okuluna doğru geçiyordu. dur ihtar ettim. durdu, parolayı ve iģaretini
sordum, bildi. parolayı bildiği için ve üniformalı olduğu için içimde
ģüphe uyanmadı. ben dört aydır bu birlikte görevliyim, sık sık aynı
yerde nöbet tutuyorum. daha önce nöbet yerimizden yürüyerek
geçen birini görmedim... ġahsın kolunda nöbetçi kolluğu yoktu," denilmektedir.
askeri savcılık hazırlık dosyasında, bu önemli tanık beyanı
doğrultusunda bir soruģturma veya araģtırma olmadığını görüyoruz.
bu ifade alınmıģ ve öylece kalmıģ.

amerikan jetleri , bi tl is'in hel ikopterini dü şürecekti
ankara'da uçağının düģmesi sonucu ģehit olan, ancak bunun
kaza mı yoksa sabotaj mı olduğu hâlâ tartıģılan jandarma genel
komutanı eģref bitlis'in en yakın çalıģma arkadaģı emekli orgeneral
necati özgen, sabah'a bir dönemin perde arkasına ıģık tutacak
önemli açıklamalarda bulundu. pkk terörünün en yoğun yaģandığı
dönemde güneydoğuda jandarma asayiģ komutanı olarak görev
yapan özgen; amerikan savaģ uçaklarının, gizli bir görüģme için
kuzey irak'a giden dönemin jandarma genel komutanı orgeneral
eģref bitlis'in bulunduğu sikorsky helikopteri iki kez düģürmeye
teģebbüs ettiklerini açıkladı.
16 eylül 2002 pazartesi tarihli sabah gazetesinde yayınlanan,
orgeneral necati özgen'le yapılan röportaja göre amerikan jetleri,
bitlis'in helikopterini düģürecekti.
"1992'de orgeneral eģref bitlis'le birlikte barzani'nin karar -
gâhına gidiyorduk. zaho'yu geçtik... birdenbire 1.500 metre yüksekte
iki amerikan f 15'i belirdi. biri aģağıdan, diğeri de yukarıdan
helikopterimizi yalayarak geçti. motorlarımız durmak üzereydi ki aynı
sahne ikinci kez yaģandı.
kuzey irak'ta 1992 yılında gerçekleģtirilen ve "kazıma operasyonu"
adı verilen harekâtı eģref bitlis komutasında yöneten
özgen, iki aylık sürede 1.500'ü zeli kampında olmak üzere toplam 4
bin 500 pkk'lı teröristin öldürüldüğünü de sözlerine ekledi. özgen bu
harekât sonrasında bölgenin kontrolü için yapılan planlar kapsamında
eģref bitlis ile birlikte kürt liderlerle görüģmek üzere selahattin
kentine gittiklerini söyledi. özgen, ģehit komutanını anarken gözleri
doluyordu, geçmiģte yaģadıkları olayları hatırladıkça da sinirlerine
hâkim olamıyordu.

ġģte özgen'in anlattıkları...
"91-93 dönemi terörün en yoğun olduğu yıllardı. hemen hemen
10 vilayet ohal valiliği'ne bağlıydı. ve bu 10 vilayetin asayiģi
benim sorumluluğum altındaydı. özellikle körfez krizi bölgeyi çok
etkiledi; çok yoğun peģmerge akını oldu. diyarbakır silopi'de büyük
kamplar kuruldu. pkk da silah, cephane ve malzeme bakımından bu
durumdan çok istifade etti. kuzey irak'ta çok yoğun pkk faaliyeti
vardı ve bütün kamplar neredeyse dolmuģtu. bu nedenle 1992'de
kuzey irak'a büyük bir harekât yaptık. alttan talabani ve barzani,
kuzeyden güvenlik kuvvetlerimiz olmak üzere... operasyon 5 ekim'de
baģladı, kasım sonunda bitti. ġki ayda kuzey irak'ı teröristlerden
temizledik. 92'de yapılan bu operasyonun bir özelliği vardı. pkk kaçmıyordu.
bu nedenle orada çok büyük bir çatıģma yaģandı. ve karģı
taraftan toplam 4 bin 500 kiģi öldürüldü. sıra bölgenin kontrolüne
gelmiģti. bunun için bir plan yapıldı. bu planı barzani ve talabani'ye
anlatmak üzere rahmetli orgeneral eģref bitlis ile benim barzani'nin
karargâhı olan selahattin kentine gitmemiz gerekiyordu. 17 aral ık
1992'de ġırnak'tan bir sikorsky helikopteriyle hareket ettik.
beraberimizde küçük bir karargâhımız da vardı. hatta orgeneral
eģref bitlis bir ara bana dönerek, "irak'a giden ilk türk generalleriyiz,"
demiģti. ben de, "vatan için komutanım," karģılığını vermiģtim.

orgeneral necati özgen anlatmaya devam ediyor:
"yerden 1.500 metre falan yüksekte uçuyorduk. zaho'yu geçtikten
sonra birden iki tane amerikan f 15'i, biri alttan yukar ı, diğeri
yukardan aģağı doğru neredeyse helikopterimizi yalayarak geçti.
kaptan pilot jandarma yarbay öner yaktuğ'a ne olduğunu
sorduğumuzda, 'komutanım, jetlerin egzoz gazı helikopterin
motorlarını dolduruyor. bu yüzden motorlar oksijensiz kalıyor ve güç
kaybediyoruz. neredeyse durma noktasına geldik,' dedi. epeyce
alçaldık. neredeyse yalama uçuģu halinde uçmaya baģladık. bu
arada durumu beytüģģebap yukarılarında hava trafik kontrol görevi
yapan awacs'a bildirdik. hezil'i biraz geçtik. selahattin kentine
yaklaģmaya 20-25 dakika kala, aynı uçaklar aynı ģekilde bir daha
alttan ve üstten dalmaya baģladılar."
eģref bitlis'in ölümü hâlâ sırlarla dolu... 1990 yılında jandarma
genel komutanlığı'na atanan eģref bitlis'in, bölgedeki çekiç güç'ün
faaliyetleriyle ilgili bir rapor hazırladığı, bu raporda abd'nin
faaliyetlerinin kuzey irak'ta bir kürt devleti oluģmasına neden olacağı
tespitini yaptığı ileri sürüldü. bu nedenle bitlis'in abd büyükelçiliği
tarafından hükümete ģikâyet edildiği iddia edildi. bitlis, 17 ocak
1993'te ankara'da uçağının düģmesi sonucu ģehit oldu.
dönemin genelkurmay baģkanı doğan güreģ tarafından
uçağın buzlanma nedeniyle düģtüğü açıklandıysa da bitlis'in oğlu iģin
peģini bırakmayarak sabotaj iddiasıyla olayla ilgili dava açtı.
necati özgen açıklık bekleyen soruları ģöyle yanıtlıyor:
* havada yaşadığınız "gözdağı" olayı olağan mıydı?
hayır, hayır. zaten kuzey irak'ta havayla ilgili böyle bir hareket
yapılacağı zaman bunu önce diyarbakır'daki hava harekât
merkezi'ne bildiriyoruz.
* başkalarının hareketleri de size mi bildiriliyor?
evet, bütün hava hareketleri bize bildiriliyor.
* bu uçakların hareketlerinin daha önceden size bildirilmiş
olması mı gerekiyordu?
evet, bu yüzden garibime gitti birden.
* jetlerin orada olacağı size bildirilmiş miydi?
hayır, hayır bildirilmedi.
* bu olayla ilgili sonradan bir şey yapıldı mı?
sonradan diyarbakır'a gidildiğinde çok büyük tepki verildi.
derhal gereği yapıldı. ama ne talihsizliktir ki 1994 yılında içinde
subay, astsubaylarımızın bulunduğu yine bir sikorsky helikopteri, o
bölgede düģürüldü. bunun bir kaza olduğu söylendi. ama bu konuda
detaylı bilgiye sahip değilim.
* sonradan amerikalıların orgeneral bitlis'in bölgeyle ilgili hazırladığı
raporu beğenmediği ve bitlis paşa'nın uçağının suikast
sonucu düştüğü vurgulandı. bu olay da bununla bağlantılı mı?
ġimdi düģünün ki hiç haberleri olmasa bile, orada bir sikorsky
helikopteri var. kime ait, kimin var sikorsky helikopteri? barzani'nin
yok, talabani'nin yok...
* paşa'ya bir gözdağı mı söz konusuydu?
bitlis paģa'ya bir gözdağı değil de "biz buradayız iģte, buranın
sorumluluğu bize ait" gibi bir imaj vermek istediler. eģref paģa’nın
kazasıyla ilgili olarak ģunu söyleyebilirim: ben o zaman diyarbakır'da
olduğum için oradaki durumu net olarak bilmiyorum ama o zamanki
genelkurmay baģkanımız sayın doğan güreģ bunun bir kaza
olduğunu televizyonda açıkladılar.

komplo teorileri(erol mütemciler)