bugün

uluslararasıcılık
Enternasyonalizm en basit ifadeyle nasyonalizmin, yani milliyetçiliğin zıddıdır. Onu şu ya da bu biçimde milliyetçilikle bağdaştırma yolunda atılmadık takla kalmadıysa da gerçekte bu iki şey birbirine taban tabana zıttır. Enternasyonalizm dediğimiz zaman bizim anladığımız işçi sınıfı enternasyonalizmidir. işçi sınıfı tüm dünya üzerinde çıkarları ortak olan evrensel bir sınıftır ve varlığı ve mücadelesinin özü enternasyonalisttir. işçi sınıfı enternasyonalizmi, her ülkedeki işçi sınıfının en başta kendi ülkesindeki egemen sınıf olmak üzere tüm dünya burjuvazisine karşı ortak mücadelede kendisini daima tek bir dünya işçi sınıfı ordusunun parçası olarak görmesidir. Ve bunun da en yüksek ifadesi, diğer ülkelerdeki sınıf kardeşleriyle birlikte uluslararası düzeyde örgütlenmesidir. Bu nedenle işçi sınıfı enternasyonalizmi, halkların kardeşliğinden söz etmekten, uluslararası dayanışma çağrıları yapmaktan ya da hatta ezilen ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını tanımaktan daha fazlasını ifade eder. Bir ülkenin işçileri başka bir ülkenin işçilerine karşı kendi ülkesinin burjuvalarıyla hangi şekilde olursa olsun işbirliği ya da ittifak yapıyorsa, bu işçiler enternasyonalizm ilkesine aykırı davranıyorlar demektir.

Öte yandan enternasyonalizm, işçi sınıfı açısından, olmasa da olur kabilinden bir süs, ya da tali bir sorun veyahut keyfi bir tercih değil, nesnel temeli olan bir zorunluluktur, vazgeçilmez bir ilkedir. Tüm tarihsel deneyimin kanıtladığı gibi, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesi, ancak ve ancak enternasyonalizm ülküsüne bağlı kaldığı ölçüde başarı elde etmiştir.
yabanci kökenli bir kelimedir. turkce karsiligi icin (bkz: uluslararasicilik).
(bkz: enternasyonal)
kendisi temelde emperyalizme karsı uretilmis bir dusuncedir ama ne yazık ki utopyadır. isci ozgurce dolasamıyor ama sermaye dolasıyor. kusura bakmayın ama bu uretim sistemiyle dolasamaz da zaten. nereye dolasıyorsun.?haydi teorik olarak orduyu yok sayıp sınırları kaldırdık diyelim.ee sonra ne olacak.?halihazırda bugun ucuncu dunyanın yoksul insanları canlarını ortaya koyarak binbir sekilde yasadısı yollardan batıya kapagı atmaya calısıyor.ve bu ulkelerdeki calısan sınıfın refahını tehdit ediyorlar. tamam batı bunu hakediyor gecmisteki emperyalist politikaları sonucu ucuncu dunya yoksul kaldı.ama bu sorunun cevabını ve cozumunu getirmiyor bize. kulturel anlamda enternasyonalizm guzel birsey, cokseslilik,cesitlilik.ama ekonomik anlamda yok oyle birsey. sanki dunyadaki calısan sınıfların ucretlilerin gelismislik duzeyi aynıymıs gibi dusunmek hatasına dusuluyor. bugun uluslarası kapitalizm yuzunden ulus devlet modeli cozuluyor. emperyalizme karsı en etkili durus ulus devlet modeliydi ama onunda sonu geldi. size kısaca soyle soyleyeyim, eger bir insan bir evi ve bir arabası olmasını istiyorsa veya bundan da fazlasını istiyorsa bir yerde bir iste sabit durup calısmak zorunda,ve bunu isteyen bir cok insan var. oyle basını alıp diyar diyar gezemezsin. kulturel anlamda evet guzeldir enternasyonalizm ama ekonomik anlamda hayal dunyasında yasamayalım.. "butun dunyanın iscileri birlesin" sozu malesef utopyadan ibaret bugun icin. belki yuzelli sene once anlamlı bir sozdu.ama bugun icin anlamsız.ici bos. bugun batılı bir isciyle bir ucuncu dunya iscisi arasında neredeyse sınıf farkı var.hem isci dedigin adamın tanımı cok degisti, ucretle calısıyor olmak aynı kosullarda yasamak ve calısmak anlamına gelmiyor. batının issiziyle ucuncu dunyanın issizi arasında bile ucurum var. deli mi adam niye birlessin, zenginligini seninle paylassın.?
hayaldir kendisi. niye hayaldir onu acıklayayım. simdi iki tane toplum dusunelim iki ayrı adada yasayan. birinci toplum daha guzel iklim kosullarında yasıyor. denizden balık tutuyor agactan muz-ananas-kivi toplayıp yiyor ne guzel. isinma problemi yok. iklim guzel. dolayısı ile giyinme ve barınma problemleri de asgari duzeyde. kendilerince uyumlu bir kabile duzeni kurmuslar barıs icinde yasıyorlar. kapalı bir toplum ekstra bir ihtiyacları olmadıgı icin endustri de gelismemis. tam benim aradıgım ortam,ne guzel. simdi diger adaya gecelim.o ada cok daha buyuk olsun, nufusu da kalabalık. bir iklim dongusu var. dolayısı ile ihtiyaclar daha cesitli. kısın konut barınma giyinme sorunları var. insanlararası cıkar problemleri kavgalar cinayetler var. daha yuksek bir organizasyona hukuk duzenine ihtiyac doguyor dolayısı ile. sanayi ve endustri alıp basını gidiyor. sınıflar doguyor. emek sermaye isci kapitalist uretim tuketim. bunları dıs toplumlardan ve tehlikelerden korumak icin ordu-polis-devlet. yani diger adadaki ilkel toplumun bilmedigi bir suru kavram kurum karmasık bir yapıya sahip. simdi bu buyuk ada kucuk adayı farkediyor.o kucuk adada da ne bileyim atıyorum buyuk ada icin degerli bir maden olsun. bu altın olabilir, sanayiye gerekli demir veya komur olabilir. dolayısı ile bu kucuk adadaki cevhere goz koyuyor. simdi bu adamlar o cevhere sahip olmak isterlerse ya onları bu fikirden vazgecireceksin ya da karsı koyacak silahın olması lazım.o adam gelip kapıya dayandıgı zaman senin rahat duzenini bozmaz mı?
o zaman ne yapacaksın. gitarla "imagine"ı mı tıngırdatacaksın. onunla sadece plajdaki yeniyetme kızları kandırabilirsin. barıs-sevgi-kardeslik guzel ben de severim ama birileri luks arabaları seviyor, birileri insanları kole gibi usak gibi kullanmayı seviyor. birileri altmıs yasındayken onsekizlik bakireleri istiyor. parayı seviyor, luksu seviyor. bana masal anlatma o yuzden. insanoglu cig bir yaratıktır. yoksa bende isterim hepimiz kumsallara uzanalım, dunyada butun insanları alacak kadar kumsal var. ama elin oglu gelip tufegi bogrune dayadıgı zaman ne yapacaksın bana onu soyle? ya senin de silahın olacak onu caydıracaksın.ya da onun silah yapmasına engel olacaksın ki basa soyledigim seylere insanın bitmek bilmez hırsına donuyoruz. onun silah yapmasına engel olamazsın. insanın gercegi budur. cocuk olmayın, hayal dunyasında yasıyorsunuz. askın gucu guc askına baskın gelse iyi olur, dunya fıstık gibi olur. ama bugun herkes mahallenin en guzel kızını becermek istiyor. yetmiyor digerlerini de istiyor. istiyor babam istiyor. ya bu insanlardan uzak duracaksın kendine birini bulup tenha bir yere cekileceksin. ya da bu hayatı boyle kabul edeceksin.

diger haliyle kulturel cesitlilik-zenginlik,cokrenklilik anlamında iyidir hostur ama ne yazık ki ekonomik ve siyasi karsılıgı olmayan daha dogrusu utopya olan bir durumdur-kavramdır.
ne atatürk ilkeleri arasındadır ne de dokuz ışık içinde, demek ki gayrı milli bir uğraş, bir ilkedir.

bunu hala savunup kendini vatansever olarak nasıl tanımlayabiliyor insanlar şaşıyorum. ulu önder atatürk'ün bizim için öngördüğü devlet sisteminde bu ilke yoktur, hatta milliyetçilik ilkesine terstir, korporatizme tamamen aykırıdır.

sınıf siyaseti aracılığıyla beynelmilel bir işçi birliği savunmak, atatürkçülüğe aykırıdır.
aile nasıl mikro toplum ise; toplumlar da makro ailedir. toplumu aile olarak düşünürsek milliyeti de soyismi olarak varsayarsak ki birebir küçültülmüş ölçektir; bu düşünce tarzı kendi annesini, babasını, kardeşlerini apartmanda bulunan diğer komşularla aynı yere koyar.

karşıda yaşayan komşu teyze ile kendi annesinin, manav amca ile babasının arasında fark yoktur. daha da vahim olarak bu sapkın düşünce tarzını deklare ve tebliğ etmekte beis duymaz enternasyonalist kişi.

insanlığın geliştirdiği değer duygularına karşı çıkılır, toplum bilincinden ziyade insan familyası bilinci baz alınır. bütün insanlar eşittir; bütün koyunların eşit olduğu gibi. unutulan ise, bütün insanları otlatıp sütlerini sağamazsınız. ulusal farklılıklar hiçe sayıldığı gibi yokedilmesi için propaganda yürütür.

emperyalizm denilen haltın kullandığı bir başka propaganda silahı türüdür.

(bkz: emperyalizm/#2838315)
(bkz: enternasyonalist)
enternasyonalizm hangi milletten olursa olsun dünya üzerindeki tüm insanların birbiri ile eşit sayılmasını öngören görüştür. enternasyolistlere( enternasyonalizmi savunanlar) göre hiçbir ırkın diğerine bir üstünlüğü yoktur ve insanlar kendi seçimleri olmayan bir nedenle suçlanamazlar.
2. entry de de söylendiği gibi milliyetçiliğin zıttıdır. marksizm de açıklandığı gibi prolaterya diktatörlüğe ile toplumsal özgürlüğü hedef alır.
Bütün dünya halklarının kucaklamaktır,nasyonalizmin zıttıdır;en önemli temsilcisi Lev davudoviç troçki olmakla birlikte ülkemizde DSiP tarafından benimsendiği söylenebilir.
milliyet'in bugünkü sayısında yer alan "öcü" başlıklı makalesi enfes olan yazar. eline sağlık.

http://www.milliyet.com.t...191638/default.htm?ver=95
(bkz: christian lous lange)
kapitalizm ürünü küreselleşme*nin komünist jargonundaki adı. ikisi de emperyalizme hizmet eder.
zırvalıktan başka birşey değildir.
sosyalizmle aynı kaderi paylaşacak ve hiçbir zaman hiçbir devletin ideolojisi haline gelmeyecek saçmalıklar düşüncesidir.
bir sosyalist olarak ben, eğer düşman yurduma girmişse, yurdumu savunma hak ve görevine sahibim diyorsa, bu bir sosyalistin, bir enternasyonalistin, bir devrimci proleterin değil, bir milliyetçinin argümanıdır. çünkü bu argümanda, işçinin sermayeye karşı devrimci sınıf mücadelesi yitip gidiyor, genelde tüm savaşın dünya burjuvazisi ve dünya proleteryası değerlendirilmesi yitip gidiyor, yani enternasyonalizm yitip gidiyor ve yerine sadece zavallı kemikleşmiş bir milliyetçilik kalıyor. ülkem haksızlığa uğradı başka hiçbirşey umrumda değil - böyle bir argüman buraya varır, bu argümanın küçük burjuva milliyetçi darkafalılığı burada yatar. dolayısıyla enternasyonel bencil değildir. bir yurt işgal altına girmişse ve o işgale karşı verilen mücadele ilericiyse bir sosyalist enternasyonel kendi yurdunu nasıl muhafaza ediyorsa onuda etmelidir.
enternasyonalizm ölmüş bir dünya görüşüdür. Bu görüşe sadece sosyalizm değil, kapitalizm de dahildir. ikisi de aynı dünyayı, sınırların olmadığı, bütün milli, dini ve ırki farklılıkların kalktığı bir dünyayı hayal eder.
Tek fark şudur ki, kapitalizm malın şahsın elinde olmasını savunurken, diğeri toplumun elinde olmasını savunur. Ama ikisi de felaket getirir.
Şu an sölükte 587 kişi online. Senin bu yazdıklarını anlayabilecek kapasitede 100 kişi çıksın,ben eşşekler gibi anırırım.
Enternasyonalizm, hangi etnik kökenden olursa olsun dünya üzerindeki tüm insanların birbiri ile eşit sayılmasını öngören görüştür.

görsel

Enternasyonalist görüşlere sahip kişilere göre hiçbir ırkın diğerine bir üstünlüğü yoktur. Günümüzde genel olarak sosyalizmi savunan kişilerin kendileri tanımlamak için kullandıkları bir tanımdır.
enternasyonalizm diye bir şey yoktur. hiç bir zaman da olmamıştır.
milliyetçilik gibi ilkel bir ideolojinin aksine insanları ırkına göre sınıflandırmayan düşünce akımıdır. ister yunan ister ingiliz ister rus ol farketmez. herkes eşittir.

"ne olursan ol yine gel"
bana kalırsa dünyayı kurtaracak tek düşüncedir, savaşları bitirecek, yoksulluğa son verecek, insanların yüzünü güldürecek tek görüş.

ulussuz, sınırsız bir dünya.

insan olduğumuzu hatırlamaya ihtiyacımız var, birbirimizi ermeni, musevi, türk, müslüman, ispanyol, sünni olduğumuz için sevmeye değil, insan olduğu için sevmeye ihtiyacımız.

dün burada bu düşünce için birisi "siktirgit bazı ülkelerin varoşlarında, gettolarında yaşa enternasyonalizm'i görürsün." yazmış, bak şimdi kardeşim, rahatsız olduğun insanları bu duruma getiren, maddeye düşüren, kötü bir insan olmaya iten de zaten yaşadıklarıdır, düzenidir, çevresidir.

bu insanlar sana rahatsızlık, korku veriyor olabilir, benim bahsettiğim şey bu insanlar da senin gibi birisi olmak istemez miydi? rakel dink "bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiç bir şey yapılamaz kardeşlerim." demişti hrant'a veda ederken.

insan olmaya ihtiyacımız var kardeşim, tarih öncesi çağlardan, insanlığın başından itibaren bu düşünce hakim olsaydı, merak etme vatansız olmazdın yine, türk olmaktan ben de mutluluk duyuyorum ama kimseden üstün görme ihtiyacı hissetmem kendimi.

70-80 kiloluk et parçalarıyız hepimiz, yanyana yaşayabiliriz.
tabi hayaldir vahşi kapitalizm'le artık harman edilmiş dünyada.
(bkz: amele ütopyası)
yöneticilerin idare ettiği hiçbir ideoloji ve o ideolojinin kurumları, aygıtları kalıcı olamaz.

insanların kaderini birileri tarafından atanan tekil erkler tayin ettikçe halklar ve savundukları arkaik argümanlar maalesef temelsiz kalacak birer yapı olacaktır.

elbette istenmesi çok doğaldır. ancak enternasyonalizm ya da özgür, rahat bir dünya isteği ancak halk isterse olur. bizi biri yönetsin diyerek bu istekler olmaz.