city lights

    3.
  1. kemal sunal'ın bir filminde, oldukça esinlenildiğini gördüğümüz diğer bir chaplin filmi. diğeri için (bkz: the kid) kör çiçekçi kız ve bizimkinin maceraları, çok hoş her zamanki gibi. son sahnesi ile gönüllere darbe vurur. hey gibi chaplin!
    5 ...
  2. 18.
  3. charlie chaplin'in belki de en iyi filmidir bana göre. ayrıca kemal sunal'ın "en büyük şaban" adlı filminin orjinali bu filmdir. senaryo bu filmden alınmadır.
    5 ...
  4. 1.
  5. charlie chaplin in 1931 yılında yapmış olduğu senaryosunu, başrolünü, yönetmenliğini, müzik kompozisyonunu ve daha bir çok şeyi üstlendiği harika filmidir. bu film ile anlaşılıyor ki; dünya üzerinde insanlar ve olayları bu kadar iyi gözlemleyen ve onları anlamayı başarmış duygusal olan ender insanlardandır.
    5 ...
  6. 9.
  7. sinema tarihinde bu kadar insani bir komedi fazla çekilmemiştir.
    komedinin ve dramın aynı potada nasıl eritilir bunu gösterir bu film.
    kör kızın çiçek verdiği adamın zengin olduğunu anlaması için epey kafa patlatmıştır chaplin.

    aynı film en büyük şaban olarak türkiye'ye adapte edilmiştir. taklit, çalıntı değil birebir aynı filmin sesli çekilmesidir. ki bundan da kimsenin şikayeti olamaz. zira kemal sunal'ın da bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. bu hikayenin de üstesinden başarıyla gelmiştir.
    4 ...
  8. 8.
  9. film boyunca güldüren ama son sahnesiyle kahreden filmdir. lan direk kahretti beni. hey gidi charlie ne hallere düştün dedim kendi kendime. işte sinema budur.
    5 ...
  10. 10.
  11. chaplin’ in en iyi 2 filminden biri. kemal sunal’ ın bolca esinlendiğinin bilindiği (aynı kontekste ayrıca (bkz: the kid)), boks sahneleri ve slapstick bölümleri ile ziyadesiyle kahkaha attırır.

    ---olası spoiler ibaresi---

    en başta heykelin açılışındaki konuşmaların distorsiyonlu yapılışı, aynı sekansta kadrajı mükemmel ayarlaması ve hiç diyalog kullanmadan little tramp’ in topluma bakışını filmin başında gösteren heykelin elini kendi burnuna yaslayarak nanik yapışı gibi chaplin etkisini belli eden harika detaylar var. the gold rush’ daki botlarını yeme sahnesi burada konfeti şekline bürünüyor.

    mükemmel bir şekilde dramatize edilmiş son sahnesi ise melodrama kaçmadan ve yapış yapış olmadan nasıl final yapılır konusunda ders verir gibi. son cümlenin çift anlamlılığı ve kadının zengin bir beyefendi olarak beklediği kurtarıcısının, normalde görünümüyle dalga geçeceği bir serseri çıkması, onun gözlerinin ikinci kez açılmasına yol açar. film boyunca serseriyi ilk kez kadının gözünden görür ve biz de onu ilk kez görmüş gibi oluruz. tıp ileri teknikleri ile hastalığı sağaltır ama şehir ışıklarının cazibesi gözlerini kamaştırdığından insanlar hala görememektedirler. ancak böyle yüce bir duygu onların tam olarak görmelerini sağlar ve burada insanların statüleri değersizleşir.

    ---olası spoiler ibaresi bitti---

    yeşilçam versiyonunda tüm film sarhoş adamla ilişkilerine yaslanırken city lights’ da bu kısımların filmin üçte birini dahi kaplamayıp sadece konunun akışında bir yardımcı niteliğinde olduğu ve dahi bulduğu orijinal bir fikri sömürmediğini; tüm film boyunca gülerken son sahnede gözleri dolmayan insanın ciddi duygusal anksiyetesi olabileceğini, modern times’ dan sonra en iyi chaplin filmi ve en iyi isme sahip filmlerden biri olduğunu söylemek icap eder.
    3 ...
  12. 11.
  13. boks maçı sahnelerinde adamı gülmekten yerlere yatırıp krizlere sokan, final sahnesiyle şahsım gibi betonları bile hüngür hüngür ağlatan efsane film. velhasılı kelam, bu bir filmse bugün seyredilenler ne diye sorar dururum kendime.
    4 ...
  14. 5.
  15. charlie chaplin'in en duygusal filmidir kanımca. kör çiçekçi kız ile bir avarenin aşkı bu kadar mı güzel anlatılır? 1931 yapımı bir film olmasına rağmen insanı hem güldürür, hem de hüzünlendirir. insana sinemayı daha bir sevdirir.
    3 ...
  16. 12.
  17. chaplin'in, kör kızdan çiçek satın aldığı sahneyi 342 kere baştan çektiği filmdir.

    ayrıca en sonunda chaplin'in dükkana baktığı sahneden itibaren gözleri dolmayan varsa, bence insan değildir..
    3 ...
  18. 7.
  19. literatürde komedi diye geçen ancak melankolik bedenimin son damlasına kadar dramı hissettiği şahane bir film.

    güldüren dramalardan kanımca, komedi pek...
    sayılmaz.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük