çekirge'de seyyar arabasıyla sosyeteye tost yapan ali abi,
ulucami'nin arkasında gümüşçüler çarşısında müthiş salep yapan rahmi abi,
zübeyde hanım doğumevinde çayları bir türlü doğru getiremeyerek espri malzemesi olan davut abi, simit ardda 5 çaya 4 çay parası alan serkan abi,
gibi gibi devam eden liste. hepinize saygılar sevgiler abilerim. *
ilk aşkla beraber yürünen yollar, tophane'den bakmak şehre, bursasporlu olmamama rağmen bir şehrin takımına verdiği değer... ve içip de çarpılmadığım tek şehir olması...
DOĞDUĞUM, DOYDUĞUM, BÜYÜDÜĞÜM, AŞIK OLDUĞUM, AĞLADIĞIM, GÜLDÜĞÜM, KISACASI YAŞADIĞIM EN GÜZEL ŞEHiR OLDUĞU iÇiN VE ATALARIMINDA BURSALI OLDUĞU iÇiN SEViYORUM.
bunun yanında akrabalara* yakın olması, kişiyi her türlü doyurup mutlu edebilen özelliklere sahip olması gibi nedenlerdir. en önemlisi tekrar söyleyeyim sevgili ve uludağsözlük'ün çıkış noktası olmasıdır.
kimse söylememiş lan. uludağ olmasa, sözlük mü olurdu?
altıparmaktan neredeyse birbirine geçmiş dükkanlara baka baka yağmur çamur ya da sıcak hava demeden büyük bir zevkle heykele doğru yürümek ve düzlüğe çıktığınızda derin bir nefes almak! Ulucaminin ihtişamlı görüntüsüyle beraber heykel caddesinde bir tur atmak, oradan setbaşına doğru yürüyüp bir simit evine adımı atmak. O da mı olmuyor, o zaman sizi çekirgeden yukarı doğru çıkarken saklıbahçeye götürelim, orada bursanın eşsiz manzarasında soğuk bir şeyler için. Ya da bursanın herhangi bir yerine oturun ve bol yoğurtlu pideli köftenizi söyleyin. Canınız mı sıkkın atlayın küçük şirin kasabası mudanyaya gidip sahil kafelerinden birine atın kendinizi. *. ** üç senede bile bu kadar sevilebiliyor bursa, kendi memleketiniz gibi rahat edebiliyor ve hemen alışabiliyorunuz. Kötü yanları yok mu var ama gülü sevince dikenine de katlanmak gerekiyor. ****