iznikte çocukken geçirilen yaz ayları, göl kenarında ateş yakmak, sokak lambası altında okey oynamak, saatlerce yürüyüş yapmak, babaannenin sahibi olduğu lambada cafe'de arkadaşlarla muhabbet etmek, iznik'i dolayısıyla Bursayı sevme nedenlerinden sayılabilir.
her yere yakın olmasıdır. istanbul, kocaeli, yalova, eskişehir gibi yerlere yakındır. ayrıca kışın kayak yapılacak yerleri varken, yazında yüzülecek mekanları vardır. yani halkı ne kayak yapmak için başka bir ile ne de yüzmek için başka bir il e gider kendi topraklarında karşılar ihtiyacını.
iskender kebabı keşfetmiş olmalarıdır. tek nedenide budur onun haricinde benim tarafımdan sevilmeyen bir memlekettir. geçiş yolu olarak kullandınız vakit git git bitmez her seferinde şu bursayı bir atlatsak derim.bitmeyen bir şehir gibidir bana.başlıkla çok uyuşmadı ama yolculuklarım aklıma geldi ne yapayım..
taksi-dolmuş olayı.otobüs ve metro derdi yaşamıyorum.bin taksi-dolmuşa hopp heykeldesin.diğer büyük şehirlerde kalmadı sanırım uygulama.bursanın en sevdiğim yanı.onun dışında yazın sıcaklarda bunaldığında uludağ alternatifinin olması.çık serinle.
tek bir sefer görmüş olmak. keza aldığım duyumlara göre doğru dürüst bar bile yokmuş. ankara'dan bursa'ya göçen arkadaşların anlattıklarına göre evde tıkılıp kalmak olasıymış. işte bunları duyduktan sonra sevmemeye başladım. sokmuşum bursa'nın kuş bakışı görünümüne. şehir, şehir olmalı olm.