berceste beyitler

    35.
  1. hâhi ki genc-i aşk konî levh-i sîne-râ
    ez-dil beşûy âyine sân gird-i kîne-râ

    (eğer gönül levhasını aşk hazinesi yapmak istiyorsan, aynanın üzerinden toz siler gibi gönlün üzerinden de düşmanlık tozunu sil süpür.)

    selîmî/ yavuz sultân selîm
    13 ...
  2. 36.
  3. herkesi kû dûr mand ez asl-ı hîş
    bâz cûyed ruzgâr-ı vasl-ı hîş

    (aslından uzak düşen herkes
    onu aslına kavuşturacak rüzgârı bekler)

    (bkz: Mevlana)
    12 ...
  4. 46.
  5. ger nâme-i vefâ resed u ger peyâm-ı cevr
    mâ-râ hoşest herçi zi-cânâne mî-resed

    (ister vefa mektubu ister cefa haberi gelsin
    sevgiliden gelen her şey bizim için güzeldir)

    (bkz: selimi)
    12 ...
  6. 44.
  7. aşıklar kimdir? derlerse sadi şiraziye kulak verelim;

    âşıkân koştegân-i ma’şûkend
    ber-neyâyed zi-koştegân âvâz

    (âşıklar, maşukun yolunda ölenlerdir,
    ölülerin avazı çıkmaz ki)

    (bkz: sâdi-i şîrâzî)
    12 ...
  8. 12.
  9. Âvâzeyi bu ‘âleme Dâvûd gibi sal
    Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

    (bkz: Baki)

    beyitleri severim, hele ki bu dizeler bana beni hatırlatıyor bilenler bilir, insan her zaman yaşadığı bir sürelik kısımda hayırla yad edilecek eserler bırakması ancak "hoş bir sada" ile (güzel olan ile) mümkündür, bu kubbeye(sözlükte) de hoş sada bırakmış isem ne mutlu bana, kendinize iyi bakın efendim...

    iyi geceler!
    11 ...
  10. 37.
  11. aşk çun da’vî cefâ dîden guvâh
    çun guvâhet nîst şod da’vî tebâh

    (aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide
    eğer şahidin yoksa davayı kazanamazsın)

    (bkz: mevlânâ)
    11 ...
  12. 53.
  13. şarâb-ı aşkını nûş ettir yâ rab
    içelim im’ânla bayrâm edelim
    “irci’î” hitâbın gûş ettir yâ rab
    göçelim îmânla bayrâm edelim

    AŞKÎ'ye bezl eyle sen dîdârını
    Lutfunla sevindir ben dildârını
    Firdevs-i âşiyân eyle dârını
    Açalım ihvânla bayrâm edelim

    aşkî/ (bkz: muzaffer ozak)
    11 ...
  14. 32.
  15. "yerin od etmedik kim vardır erbâb-ı mehabbete
    semenderler* gibi uşşâk da sükkân-ı âteşdir"

    (aşka gönül düşürüp de yeri ateş olmayan, yanmayan olur mu hiç. âşık için yanmak mukadderdir.*âşık, efsaneye göre ateşte yaşayıp ancak orada rahat eden semendere benzer..)

    "seni bu hallere koyan gülün aşkıdır ey bülbül
    neye düşse anı yakıp kül etmek şân-ı âteşdír"

    (ey bülbül! düştüğü yeri yakıp kül etmek ateşin şanındandır, hâlinde şaşılacak şey yok.)

    (bkz: şeyhülislam yahya)
    11 ...
  16. 17.
  17. Hoş hırâmân mî-revî ey cân-ı cân bî-men me-rov
    Ey hayât-ı dûstân der-bûstân bî-men me-rov

    (Ey canımın canı! Beni bırakıp böyle salına salına gidiyorsun.
    Ey dostların canına can katan! Gül bahçesine bensiz gitme, istemem)

    Mevlânâ/
    10 ...
  18. 38.
  19. çi mestiyest nedanem ki ru bema averd
    ki bud saki-yu bade ezkuca averd

    (bilmem ki uğradığımız sarhoşluk, ne çeşit sarhoşluktu, saki kimdi, bu şarabı nereden getirdi?)

    (bkz: hafız-ı şirazi)

    öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
    men kimem sâkî olan kimdür mey û sahbâ nedür

    (bkz: Fuzuli)

    dil farklı olsa da kalpler birdir!!
    13 ...
© 2025 uludağ sözlük