eğer insanların yanında ağlamaya utanıyorsanız ve hayatınız boyunca tek başınıza ağlamaya kodlanmışsanız, kendinizi yalnız hissetmemeniz için en iyi yol aynanın karşısında ağlamaktır. hem iki kişi ağladığınız hissi uyandırır hem de o anki acizliğiniz hiç bir zaman aklınızdan çıkmaz. böylece bunu size yapan yani sizi ağlatan da aklınızın bir köşesinde daima kalır...
her ağlama durumunda yapılması gerekendir. gözlerinizle göz göze geldiğinizde * o an bir hırs doğmalı ve direkt ağlamayı kesmelisiniz. bu noktada kendinizle kuracağınız iletişim çok önemlidir. hiçbirşeyin sizi üzemeyeceğini bakışlarınızla teyid edin ve susun. çirkinliği de cabası. bir yakınınız ölmüştür o zaman aynaya koşmanıza lüzum yok hüngür şakır ağlayın.
bir de gözde rimel varsa dadından yinmez. al eline handycam'i, çek yani, o derece. arkaya da bi kaç şiirden bozma söz ve ağlak gitar tınıları koy, al sana klip. oh baldan tatlı. yönetmenmiş kameramanmış ışıkçıymış, ne gerek var böyle şeylere mayk. israftan başka bir şey değil hafız. ne demişler, hayatını sadeleştir, sadeleştir, sadeleştir.
ağlarken kendini çok daha çekici/güzel/karizmatik bulan kişinin yaptığıdır.
hatta gözleri ıslanınca renkleri falan açılır, "ulan benim gözlerim cidden renkli galiba?" diye tribe girer, kirpikleri ıslakken daha uzun ve sık görünür, bu onun hoşuna gider. orasını burasını inceler.