günümüzdeki hali şudur: güney afrika deyince mandela'dan özgürlük savaşçısı diye söz ederler. hollandalıların yerlilere ne çektirdiğinden söz etmezler.
+geçen gün güney afrika'ya gittim.
-tabi, tabi, çok güzel bir yer orası. ayrıca, mandela da özgürlük savaşçısıdır.
türkiye deyince ise, kurtuluş savaşından, saltanattan sonra cumhuriyet kurulmasından, kadına seçilme hakkı verilmesinden konuşmazlar. atatürk'ün diktatör olduğunu iddia ederler.
insanca yasamak icin iyi ucretlerden vazgecmeyen isci ve muhendisleri dolayısıyla, fabrikalarını ucuz isgucu icin turkiye, romanya, iran ve hindistan gibi ulkelere kaydıran markalara ev sahipligi yapan kıta. evet avrupa ulkelerinin iscileri giderek issiz kalıyor, ancak bu markalar somurdukleri ulkelerden yaptıkları karı vergi olarak devletlerine vererek, bu insanların issizlik tazminatı almasına katkı yapmaktadırlar. bizler ise cennet ulkemize yatırım geliyor diye sevinmekteyizdir iki kurusa calisip.
haritaya bakildiginda asya kitasi'nin bir uzantisi gibi gorunen kita. ayri bir kita olarak kabul edilmesinin sebebi farkli irklara ve kendine ozgu bir tarihe sahip olmasidir. avrupa kitasi'nin baslica ozelligi 38.000 kilometreyi bulan kiyi seridi, 4 buyuk yarimada ve cesitli adalarinin olmasidir. bir yabanci avrupa'ya geldiginde ilk dikkatini ceken sey insanlarin yasli olusudur. bunun sebebi avrupa'da dogan cocuk sayisinin guney amerika, asya ve afrikaya gore daha az olmasi ve avrupalilar'in bu kitalarda yasayan insanlara nazaran daha uzun omurlu olmasidir. kentlerin buyuklugu, kitle tasima ve posta hizmetlerinin kusursuzlugu, telefonun duzenli calismasi ve kentlerin duzenliligi hayret vericidir.
atalarinin yaptigi gibi bugunku avrupalilar az yiyip basit giyinselerdi pirinc, pamuk, seker, muz v.b. gibi bircok seyi baska ulkelerden ithal etmek zorunda kalmazlardi. ancak yasam duzeyi yuksek oldugu icin avrupa'da yetisen tahil, pancar, zeytin, patates v.b. gibi temel ihtiyac avrupali'nin ihtiyacini karsilayamamaktadir.
tanidikca hicte anlatildigi gibi insanlar olmadiklarini gordugum mutlu ve neseli insanlardan olusan kendi hallerinde insanlarin olusturdugu topluluk bizim kulturumuz gibi onlarin kulturlerinde genis ve eski dir.bizden tek farklari zamaninda kendilerini sorgulamis ve elestirmis akaminde reform ve ronenans yapmalaridir
daha önce de deginildigi gibi sanayi devrimine kadar bir hic olan kita asilli,daha sonraki milletler toplulugu ve günümüzde ise bir örnek alinasi modern sanilasi kavram
Dünyayi sömüre sömüre adam olmaya baslamis,ortacagin karanliklarindaki vertigolari coktan unutmus,simarmis,cok bilen,dünyayi yönetmeyi ödev edinmis,ac ölen insanlari iyi! farkeden, kurallar icinde bogulmus bir o kadar da kokusmus,fakat bilimsel vizyonlarla kendini süslemeye calisan,simdilerde ekonomik ve sosyal cikmazlarin anaforlarinda cözüm arayan,kapitülasyonlarin babasi, Osmanli nin ve engin dogu/ortadogu kültürünün besleyip de gözünün oyuldugu kargasi.
Afrikanın kuzeyinde, Asya'nın batısında ve Atlantik Okyanusu'nun doğusunda bulunan kıta. Üzerinde birçok ülke mevcuttur.
Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib)=Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege denizine göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.
Kapladığı alan yönünden Okyanusya'dan sonra en küçük 2. kıta olan Avrupa; batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz denizi ve Atlas Okyanusu, güneyde Akdeniz ve doğuda Asya kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası güneyde Afrika kıtasına oldukça yaklaşır (Cebelitarık boğazı 14 km). Güneydoğuda ise Asya ile hemen hemen bitişir (istanbul boğazı 0,7 km., Çanakkale boğazı 1,3 km.).
Avrupa'nın doğuda kesin bir sınırı bulunmamakla beraber, kuzeyden güneye Ural dağları, Ural nehri, Maniç çukuru, Karadeniz, istanbul ve Çanakkale Boğazları ile Ege Denizinden geçecek hattı sınır kabul edebilir.