yeri gelir kardeştir, hatta kardeşten ötedir, candır. lakin işin içine karşı cinsle alakadar bir durum girince her şey yalan olur. söz verir sözünde durmaz, yalan söyler, seni tınlamaz vs. vs.
demin en sevdiklerimden bir tanesini kaybettim sözlük. sabaha kadar konuşup dertleştiğim adam giderken öyle laflar ettiki hiç unutamayacağım kadar yaralandım. yani sizin anlayacağınız hiç bir zaman onlara güvenmeyin.
üç çeşit arkadaş vardır derler. birincisi ekmek gibidir hergün ararsın, ikincisi ilaç gibidir lazım olunca ararsın, üçüncüsü mikrop gibidir lazım olunca o seni arar bulur.
'Arkadaşlar gözlükler gibidir; önce sana ilginç şeyleri gösterirler, ama sonra yorarlar; ama bazen gerçekten harika gözlükler de bulabilirsiniz.. benim.. sofie'm vardı.. (bkz: jeux denfants)
insanın mutlu olabilmesi için en az 3 ya da 4 yakın ilişkisi olması gerek. arkadaş da bu gerekli ilişkilerden biridir. eğer arkadaşın ya da yeterince yakın ilişkin yoksa en acı verici işkenceye maruz kalmayla karsı karsıya kalırsın: umursanmamak.
Eskiden Türkler savaşırlarken arkalarından vurulmamak için (ok ile) sırtlarını bir ağaca veya taşa dayarlarmış. Bu genellikle bir taş olurmuş ve bu taşa arkataş derlermiş. Arkadaş kelimesi de buradan gelmiştir. Sırtımızı dayayabileceğimiz, güvenebileceğimiz, kötü günümüzde yanımızda olan kişilere arkadaş demeliyiz. Fakat bu günümüzde böyle değil arkadaş dediğimiz insanlar aslında bu tanıma uymayan insanlar.
Bir zamanlar bende bir kaç arkadaşa sahiptim, şuan hiç arkadaşım yok, onları severdim hatta evimizi sattıktan sonra ailem balıkesir'e gitmek istemişti ben onlar için gitmedim onun yerine Anadolu yakasına taşınmaya ikna ettim ailemi. arkadaşlarımı görmem seyrekleşti. Huyları değişmeye başladı eskidende biraz yiyicilik vardı onlarda hesabı ödetmeye çalışmalar borç almalar daha doğrusu almaya çalışmalar v.b. ama görmezden gelirdim hep belki bir gün kendilerine gelirler diye her zaman cebimde ne varsa çıkardım onlarda öyle olsunlar diye tabi sonradan bende cebimde belirli bir para ile dışarı çıkmaya başladım. taşındıktan sonra gene görmeye gittim onları bir kaç kez. kartal-yenibosna, ama onlar gene onca yolu çeken birisine hesap ödetmeye çalıştılar hesabından değildi kendimi aptal gibi hissediyordum ödemedim paracıya çıktı adım. işe girdim arkadaşıma işimi anlattım özel güvenlikti işim neyse bir kaç hafta sonra yolum o semtten geçti bizimkilerini aradım. artık direk telefonda -ne kadar paran var kanka diye soruyordu arkadaşım pek bir mevla olmadığını duyunca kem küm etti tamam dedim kapattım artık anlamıştımki evrimini tamamlamıştı. bizimkine maaş gününüde söylemişim notmu almış ne sonra telefon çaldı tam maaş alacağım gün -kanka neredesin gel takılalım beynimde şişmşekler çaktı küfür ettim tabi aynı şekilde karşılık geldi bende kapadım. şok oldum onlar için ailemle kavga etmiş ve kazanmıştım ev konusunda bumuydu yarın ileride ailecek görüşmek istediğim yaşlanınca beraber oturup geçmişten bahsetmek istediğim artık kimseye güvenmiyorum insanlar çıkarı için iş yapıyorlar her zaman. hesapladım 150tl yedirmişim 150tl için değermi.
her ne kadar her zaman yanınızda görünse, size ince tiyolar verse, paranız olmadığında sizi karşılasa, birlikte yiyip birlikte sıçsanız da; ciddi bir olay olduğunda size kendi nedenlerince sırt çevirebilecek bir varlık.
ankara- kentparktaki, kültür merkezi sayılabilecek kadar güzel, kitap, film gibi şeyler satan yerdir.
içerisinde saatlerce kaybolabilecek kadar çeşit bulunur.
gidilmesi tavsiye edilir.
en kötü anlarınızda bile sizi güldürebilecek kadar sizi iyi tanıyan 1-2 tane en değerli dosttur aslında.
ne kadar uzakta da olsa, kendini "yanı başında" hissettirebilen nadir insandır kendisi!
iyi ki var, iyi ki hayatımda hiçbir zaman eksilmeyen değeriyle bende!