bugün

mühendislik bilimlerinin, pratikteki uygulamalarında bu yolla elde edilmiş pek çok formül mevcuttur.
(kolon kiriş,hesapları elektrik tesisatları, kalorifer projeleri, su tesisatı projeleri)

bu projelerde kullanılan formüllerde matematiksel yollarla ispat edilemiycek sabitler bulunur.

kasmamak gerektir. onlar uzun uğraşlar, deney ve laboratuar çalışmaları sonucu elde edilmiş sabitlerdir.

bir örnek.

moment(kg.cm)=71620 x devir sayısı(d/dak)/güç(bg)

elektrik mühendisliğinde kullanılan amprik bir formüldür.
bir motorun döndürme momentini verir.
Bilginin gözlem, deneme veya duyular ile elde edilebileceğini ileri süren geleneksel öğreti
insanın duyumlarından yola çıkarak bilgiye varacağını savunan düşünce sistemidir.en büyük düşünürlerinden biri david humedur.
(bkz: john locke)
(bkz: george berkeley)
(bkz: david hume)
adamlar araştırır kasar ama teoride buldukları sonuçlar pratikteki sonuçlara hiç benzemez. o zaman teorik kısmı bir yana bırakırlar ve deneyler ile bir şeyler bulmaya çalışırlar. sonra bulukları şeylerin doğruluğu tartışılmasın diye olayı felsefik olarak yorumlarlar. bu sayede tarihe geçerler falan filan...
bu görüşün önemli temsilcileri john locke ve d.humedur. rasyonalizm e tepki olarak ortaya çıkmıştır.
bu görüşün savunucularından john locke,tabula rasa yani boş levha manasına gelen örneğini vermiştir. düşüncesine göre insan zihni başlangıçta boş bir levha gibidir, zihin bilgiyle doldukça levhanın üzeri de işlenmeye başlar.

(bkz: tabula rasa)
elde edilen bilgilerden yola çıkan fesefi akım biçimi.
Deneycilik- Felsefede Epistomoloji "bilgi teorisi" probleminde yer alan bir doktrin.

Bilginin esas kaynağının deney olduğunu ve akılda doğuştan hiçbir bilgi veya prensip mevcut olmadığını söyleyen filozofların görüşüdür.

Bunlara göre insan zihni doğuştan boş bir levhadır (table-rase). Bütün bilgilerimiz, aklın prensipleri de dahil sonradan deney yolu ile elde edilebilir.

Yeni doğmuş bir çocuğun zihni balmumundan yapılmış bir plâk gibidir. Duyu organları vasıtasıyla dışardan alınan bütün etkiler bunun üzerine işlenir; böylece bilgi sahibi oluruz.

Amprizm, bilgilerimizin esas kaynağının akıl olduğunu iddia eden rasyonalizmin zıddıdır.

Amprizm, herhangi bir filozofun malı değildir..

Bütün bilgilerimizin ve akim prensiplerinin deneyle sonradan kazanıldığını söyleyen Ampristler, birbirinden tamamen ayrı yaşayan insanların nasıl olup da aynı şekilde düşündüklerini (çelişmeye düşmemek gibi) açıklayamazlar..
bilginin kaynağı olarak duyular, gözlem veya deneyi kabul eden bilgi felsefesi görüşü.
empirizm olarak da bilinen deneycilik, bilginin, sezgiler yoluyla değilde sadece akıl, tecrübe ve deneylerle, duyularla ispatının mümkün olduğu savunan akım, felsefi görüş.
bitkin ve abaza felsefe öğrencisinin izm izm izm izm diye giden görüşlere isyanı. (bkz: ebeninamınizm)
amprik deneylerin temelini oluşturduğu hededir.
(bkz: a posteriori)
(bkz: ebenin amı ali samizm)
bu görüşe göre bilgi deneme yanılma yoluyla kazanılabilir.APriorizmin karşıtı bir görüştür. amprizme göre insan beyni boş bir levha gibidir, bazı gerçekler daha sonraki deneyimlerle öğrenilebilir.

bunları çalışmaktan beynim boş bir levhaya dönüştü, doğru!
a posteriori (deneyden sonra) olan bilginin kabul gördüğü ve öncülüğünü john locke'nin yaptığı felsefe akımı.
her türlü bilginin deneyimlerle, duyumlarla elde edildiğini ileri süren rasyonalizm e tepki olarak doğmuş görüş. temelinde insan zihni boş bir levhadır anlayışı vardır. aklı geri planda tutması, hatta yok sayması en eleştirilir anlayışlarından biridir.
Felsefe'de Deneyselcilik anlamına gelir.
genelde ampirizm olarak bilinir. insan dogdugunda beyninin tabula rasa yani bombos oldugunu ancak daha sonra deneyimlerle bilgi aldigini savunan akimdir.
rasyonalizm akimina karsittir.
kisaca hicbir bilginin dogustan insan beyninde kazinmis olmadigini savunur.
bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabilineceği öncülüne dayalı bir düşünce akımı.
copy paste içeren bir entry. kişinin kendi fikirleri olmadığını getirir akıllara. velhasılıkelam.
Rasyonalizm ile zıt kutbu savunan felsefi akımdır. Rasyonalizm ve empirizm, epistemoloji alanında nasıl bir çatışma içindelerse, ontoloji alanında da materyalizm ve idealizm böyle bir çatışmaya sahiptir. Genel olarak, rasyonalizm ve idealizm uyum içindedirler. Empirizm ise materyalizm ile uyum içindedir. ''Genel olarak'' dememin sebebi, nadir de olsa uç istisnaların bulunmasıdır. Örneğin Berkeley, nesnelerin özünden, onların birer ''idea'' oldukları sonucunu çıkardığından, hem empirist hem de idealisttir. Spinoza ise, panteizm görüşünden dolayı doğayı Tanrı ile özdeş görür. Bu tam olarak materyalizm sayılmasa da, varlığın doğadan ibaret olması ve doğanın Tanrı ile aynı şey olarak görülmesi, ontolojik olarak materyalizme yakın bir görüş sayılabilir. O yüzden Spinoza hem sıkı bir rasyonalist, hem de materyalisttir.
Şahsi olarak, rasyonalizmin her zaman daha doğru olduğunu düşündüm. Duyumlarımızın bizi yanıltabildiği, bazı duyumlarımız sonucu kolayca ortaya konulabilir. Örneğin çay kaşığının gerçekteki konumundan alakasız olarak gözlemlenmesi. Daha fazla örnek için göz illüzyonlarını düşünün.
Tabii burada hemen gözünüze bir şey çarptı, biliyorum. Duyumları, duyum ile çürütmüş olmam biraz abes gözüküyor olabilir. işte tam da bu yüzden, duyumları tamamen dışlamamak gerekir. Her zaman akıl en üstte olmalı, ama yerine göre duyum ve tecrübeleri de seçerek bilgi olarak kabul edebilmeli.
Ayrıca ''tabula rasa'' olayı da, özellikle biyoloji ve psikoloji alanlarındaki gelişmelerle kolaylıkla yanlışlanabilir hale gelmiştir. En basitinden daha çok yeni doğmuş bir bebeğin ''içgüdü'' denen şeye sahip olduğunuı inkar edecek yoktur heralde. Locke tarafından ilk ortaya konduğu zaman belki savunulabilir bir görüştü, ama artık özellikle materyalist-ateistlerin hemen hemen hepsinin yaşamı açıklamak için sarıldıkları Evrim kuramında da, ataların mirası ve içgüdüler iyice önemlidir. Hatta bir çok biyolojik süreç eski soyların, yeni olana aktardıkları içgdüler ile açıklığa kavuşur olmuştur.
Nickimin hakkını vererek materyalizm-empirizm ilişkisine bir daha değineyim; empirizm görüşü materyalizmin temel dayanağı sayılır. Spinoza gibi değişik istisnalar dışında, empirizm olmadan materyalizmi temellendirmek çok zordur. Maddeyi algılamamızı sağlayan asıl kaynak olan duyu organları, birincil bilgi kaynağı olarak kabul edilmeden varlığın maddeden ibaret olduğunu savunmak her yiğidin harcı değildir.
Deneyciliktir. bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren bir yaklaşımdır. Deneyci yaklaşıma göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. Bu nedenle akılcılık yaklaşımına karşıdır. Akılcılığın insan aklında doğuştan ilkeler var olduğu varsayımına karşıdır. Doğru bilgi duyular vasıtasıyla deney yolu ile elde edilebilir. Bütün bilgilerin ilk kaynağı duyudur. yani sezgilere yer yoktur. Varlığın gözleme dayandığını ifade eder. Gözlemleyemediğimiz hakkında bilgi elde edemeyiz. Ve empirist yaklaşıma göre; her şey nedeni içinde sonucunu bulacaktır. bu yaklaşımın en önemli filozofları John Locke ve David Hume'dur.
bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren öğreti. idealizm ve rasyonalizmin karşısındadır.