bugün

içerik bulunamadı.
çocuk yaşımda beni insanlığımdan utandıran, ve hala olay diye anılan, ve hala mahkemesi devam eden, katliamın günüdür.
bir kısım gerici, yobaz, ortada müslümanım diye dolaşan güruhun 37 insanın diri diri ölmesine sebep olan tarihtir. lafa gelince en önde müslüman olan bu kişilere tek bir soru sorulması gerekir: -hangi kitapta yazıyor lan diri diri adam yakmak-

edit: bu olayın sanıklarının akp hükümeti tarafından terör affı bahanesiyle salınma durumu varmış

ek$i'den gelen edit: http://www.enfal.de/sivas-o.htm
kelimelerin kifayetsiz kaldığı insanlık ayıbı , utanç günü.
vahşettir. büyük acı, trajedi ve gözyaşinin günüdür.
2 Temmuz 1993 Cuma

13:30 - Paşa Camii önünde görevli emniyet ekibi (3860 kodlu) tarafından, Paşa Camii ve Meydan Camii' nden, Cuma namazından çıkan 500-1000 kadar kişiden oluşan grubun dört koldan Hükümet Konağı' na doğru ilerlediklerini bildirir.

13:40 - Hükümet Meydanı gerisinde oluşturulan polis barikatını aşan yaklaşık 2 bin kişi, maydanda, "Vali istifa" ,"zafer islam' ın" ,"Şeytan Aziz" , " islamiyet' i ezdirmeyeceğiz" vb. sloganlar atarlar.

13:55 - Sayıları yaklaşık 3 bini bulan grup, Osmanpaşa Caddesi ve Buruciye Medresesi civarında benzer sloganları yinelerler.

14:10 - 3 bin 500 dolaylarında gösterici, Kültür Merkezi önüne gelmiş ve içerdeki karşıt grupla slogan mücadelesi başlamış, çatışma polis tarafından önlenir.

14:40 - Kültür Merkezi' nden ayrılan grubun sayısı, 4- 5 bini bulmuştur.

14:45 - Grup, Buriciye Medresesi' ne gelir.

14:50 - Buriciye Medresesi önünden Hükümet Meydanı' na geçen 6 bin dolayındaki gösterici, aynı sloganları tekrarlarlar.

15:00 - Grup, Hükümet Meydanı' ndan Atatürk Caddesi' ne yönelir.

15:10 - Atatürk Caddesi' nden yeniden Hükümet Meydanı' na gelinirken, sayı yaklaşık 8-9 bini bulmuştur.

15:30 - Hükümet Meydanı' ndan istasyon Caddesi yoluyla Kültür Merkezi' ne gelen göstericiler, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etmiş; Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla taşlı sopalı çatışma, polisçe, fazla büyümeden, zor kullanılarak önlenir.

15:48 - Valilik tarafından görevlendirilen Belediye Başkanı, Kültür Merkezi önündeki topluluğu sakinleştirmek için sözde bir konuşma yapar ancak halk daha fazla galeyana gelmistir.

15:55 - Hizini alamayan yaklasik 10 bin kisilik saaldırgan ve fasist güruh ,Kültür Merkezi' nden istasyon Caddesi yoluyla yeniden Hükümet Meydanı' na ve Madımak Oteli civarına gelir ve slogan atmaya devam eder.

18:00 - Madımak Oteli önünde toplanan yaklaşık 15 bin göstericiye, Valilik' ten gelen istek üzerine, Belediye Başkanı ve Büyük Birlik Partisi ilçe Başkanı birer konuşma yapmışlardır.

18:30 - Belediye itfaiye araçları, Hükümet Meydanı' na gelmiştir.

19:14 - Kültür Merkezi önündeki heykel, belediye garajına konulmak amacıyla Meydan' dan geçirilirken, topluluk tarafından Madımak Oteli önüne getirilmiştir.

19:50 - Madımak Oteli önündeki araçlar ve heykel ateşe verilmiştir.

20:00 - Otele yaklaşmak isteyen itfaiye araçlarına, göstericiler yere yatarak engel olmuşlardır.

20:05 - itfaiye, otele güçlükle yaklaşabilmiştir.

20:10 - Yangın Otele de sıçramıştır.

20:20 - Afyon Sokak' tan (arka taraftan) gelen itfaiye, yangını söndürmeye başlamıştır.

20:40 - Hükümet Meydanı' na gelen göstericiler, Hükümet Konağı' nı taşlamaya ve slogan atmaya başlamışlardır.

20:50 - Güvenlik kuvvetleri havaya ateş etmiş ve göstericiler dağılmaya başlamıştır.

21:00 - Kalabalık, küçük gruplar halinde şehrin çeşitli kesimlerine yayılmıştır.

21:40 - Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edilmiştir.

22:00 - içişleri Bakanı Valiliğe gelerek, olaylarla ilgili bilgi almıştır.

23:00 - Valilikçe ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hâkimiyet sağlamışlardır.

2 Temmuz günü, Sivas' ın Madımak Oteli' nde 37 can yakılarak katledilir. 51 kişi de katliamdan, kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtulurlar. Çatıya çıkarak yardım isteyenler arasında Aziz Nesin ve Lütfü Kaleli de vardır. itfaiyenin merdivenli arabası otele yaklaşir. Aziz Nesin ve Lütfü Kaleli merdivenlerden inerlerken, Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak ile bazı belediye görevlileri tekrar saldırıya geçerler.Aziz Nesin ve Lütfü Kaleli, itfaiyenin merdivenlerinden aşağıya atılirlar. Başından yaralanan Aziz Nesin ve Lütfü Kaleli' yi linç edilmekten araya giren polisler kurtarır. Yaralılar Polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürülür.

----
Saclarim tutstu önce
Gözlerim yandı kavruldu
Bir avuc kül oluverdim
Külüm havaya savruldu
----
Otuzyedi can
Otuzyedi gül çatlamış susuzluktan sıvas' ın içinde
Döne döne semaha dönenler tutuştu önce
Sonra türküler
Sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına...

http://www.xelkedondurma.com/ditin/Sivas_Katliam.htm
olay hiç olmaması gereken bir olaydır insanların kafaların sivas hakkında tabular oluşmasına sebep olmuştur ne kadar anlatılmaya çalışsada olanları insanlar anlamamaktan bırılerı tarafından adam yerıne konulup laf anlatılmaktan hoşlandığı içinde sanırım anlamamayada devam edeceklerdir tekrar tekrar size anlatma derdine düşmeyeceğim ama en azından hayatında bir kere Sivas'ın içinden geçen bir insan Atatürk caddesi denilen yerin 15 bin kişi almayacağını bilir bir memleketi karalamak için bu kadar olaylar çarpıtılmaz yazının en başında dediğim gibi tüm türkiye gibi sivas'ın da hatta en çok sivaslının üzüldüğü bu olayı hala sivası karalamak için kullanmayın kullandırtmayın türkiye nufusunda 12 milyon sivaslı insan var zaten kürt türk ayrımının yapıldığı şu günler bide bizleri üzmeyin üzdürtmeyin madımak olaylarında sivası karalamaktansa ölenleri saygıyla analım onlar için bir araya gelelim merak etmeyin sivas ve sivaslının istemi dışında gelişen bu olayın acısını ölenlerle beraber en çok biz çektik. size hiç hayatınızda yananlardanmısınız yakanlardanmısınız diye bir soru soran oldumu artık bizi yalvarırım daha fazla yakmayın daha fazla içimize gömmeyin anadolu medeniyetinin bu hoşgörü beşiğini kırmayın...
unutulmamasi gerekli tarihimizin en buyuk kara lekelerinden biridir.
çok şükür,otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir...*
Hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret, 37 kişinin öldürülmesini yetmez karşılamaya.

Kutsal olsun olmasın, hiçbir dava, 37 insanın öldürülmesine gerekçe olamaz. * *
türk târihi için kara günlerden birisi. unutturulmaya çalışılan, örtbas edilmeye çalışılan...

türkiye cumhuriyeti vÂroldukça vârolacak irtica tehlikesi, kuytu köşelerde beslenir ve zaman zaman yer yüzüne çıkar. kendisini farklı kulvarlarda ancak hedefi aynı olacak şekilde gösterir. menemen olaylarından en son danıştay baskınına kadar amaç ülke dinamiklerini yıkmak, ülkeyi kuranlarının kanına ihânet etmektir fakirlerin afyonu din olgusunu kullanarak...

bu insanlar için tekbir, kutsal bir toplanma sesidir. allah'ın adını ağza alarak katliam yapmak amacıyla kullanılır. kÂh fuhuş yapıldığını düşündükleri evleri yakarak, kÂh dinsiz îlan ettikleri canları diri diri yakarak.

(bkz: alevi)

sivas yerel halkından bir kesim; "o insanlar dışarıdan otobüs otobüs sivas'A geldiler, sivas'ın adını boşuna kötülüyorlar" der. ancak önyargılar insan yaşadıkça yaşar. önemli olan bu hÂllere düşmemektir.

plakası 58 diye olaylar sonrası şehir dışında yolculuklarda laf yiyen, trafikte sıkıştırılmaya çalışılan entry sâhibi ve onun gibiler için "biz yakan değil yananız" dense de yaşanmış olan değişmez. sivas hep bu olayla anılacaktır.

işin trajik boyutu ise devletin görevini yapmamış olmasıdır. normal şartlarda solcuların sırtından copu eksik etmeyen polis gücü, ağzına allah'ın adını alarak salyalarını sağa sola akıtan köpeklere ses etmez. en son hizb-ul tahrir adında istanbul'Da eylem yapan pislik grubu sÂDece izlendi, tıpkı sivas olaylarındaki gibi...

dünyaya siyah beyaz bakma nedenidir.
(bkz: 2 temmuz 1993 sivas katliami)
belediyeden destekli yobazların kışkırtmasına halktan destek gelince...
itfaiyeciler bile istemiye istemiye yangın söndürünce, ki kurtardıkları insanlara daha itfaiye merdivenindeyken tekme atıyolardı...
polis hiç oralı olmayınca...
dönemin belediye başkanı, temel karamollaoğlu denen insan müsveddesinin "bir defa şöyle bir fatiha okuyalım. sonra şunların ruhuna el fatiha diyelim" demesiyle, cihad yemini eden gözü dönmüş yüzlerce sıvaslı hayvanın otele yürüyüp, saatler süren olaylara rağmen hiç bir müdaheleyle karşılaşmadan "cumhuriyet sivasta kuruldu sivasta yıkılacak" nidalarıyla göz göre göre, devletin eli kolu bağlıymışçasına 37 kişi yanarak can verdi.

14 sene oldu...ne o günü yaşayanlar unuttu olanları, ne öfkeleri dindi ne de o günü bize yaşatanların düşünceleri değişti. hala pusuda beklemekteler; milli görüşçüsü, nurcusu, fethullahçısı vs.

gözlerimizin önünde ölen insanlardan bir kez daha özür dileme günüdür bugün. "sizin için hiç birşey yapmadık, yapamadık. kafesteki tavuklar gibi öldürülürdünüz hunharca ve biz hiç bir şey yapmadık" deme günüdür.
aydın ve aydın yürekli insanların yakılarak öldüğü türkiye cumhuriyeti'nin yanık ve acı bir gerçeği.sivas katliamı orda bulunan insanlar halktan olan sanatçılardı,gerçek bir devrimciydiler, emekçiydiler. 35 aydı'nın orda olması ve hiç bir güvenlik önlemi alınmaması ayrı bir gerçeği yüzümüze tokat gibi vurdu. yobazların yapmış olduğu bu katliam güvenlik önlemlerinin yetersiz kalması sonucu işlerini kolaylaştırdı ve 35 aydın yanarak kül olarak can verdi.yıkılmış dökülmüşte olsa harabelerin için de çiçek açar.
devam filmi icin:
(bkz: basbaglar katliami)
- (bkz: 2 temmuz 1993 sivas katliami) bu başlığın sol frame'e gelmesini önleyenlere inat (bkz: #1852224),
tekrar yazıyorum bu gün hakkında..-

edit: önleme kalkmış, enteresan.. yine de silmem gerekmiyor değil mi? evet.

***
gerçek dünyaya siyah dumanlar eşliğinde ilk bakışlarımızdan biridir. 1993 yılının ikinci büyük kaybıdır.
(bkz: uğur mumcu)
o yılların, daha doğrusu doksanların karanlık havasının daha da kararmasına ve kirlenmesine sebep olan duman bu tarihte gökyüzümüzü kaplamış, geleceği kurtarması gereken neslin örnek alacağı ve çok şey öğreneceği insanları da karanlığına hapsetmiştir. bir daha göremeyeceğimiz bir menzile uzanan ipin ucunda vurulmuş bir uçurtmayla kalakalmışızdır.
hiç kimse, en yobaz, en mantıksız, en akılsız insan bu tarihte olanlara hak vermemelidir, destek vermemelidir. cehaletin yaktığı ateş; önce insanları, sonra özgürlüğümüzü yakmış kül etmiştir.
o ateşin hırçınlığıyla değil, yanan insanların enerji verdiği ışıkla aydınlanmalıydı yüzümüz, ancak seytana uyan bir takım insan müsveddesinin şovenist duygularla yaktığı ateş, küçüğünden büyüğüne bir çok insanın yüreğini yakmıştı. içimiz de dışımız da yandı..
madımak da, temmuz da, aydın türkiye tarihi de.. hepsi yandı kül oldu, kaldık issizligin ortasinda..

bir düş gördüm geçenlerde
görmez olsaydım ah olsaydım
içime seytan girdi sandım
keşke hiç uyumasaydım

birdenbire
ateş ve duman
feryadı figan
sanki elele
geliyor habire
üstümüze, üstümüze

canlar sazlar
kan oldular
kesildi teller
durdu nefesler
ama hala
dimdik ayakta
ayaktalar

çığlık kalleş
sessizlik mi dost
ateş ve duman
hain düşman
ıssızlığın ortasında
issizligin ortasinda
ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığı kanlı gün...
refah partili belediye başkanının yol yapılacak bahanesiyle oraya bir gün önceden taş yığarak bu katliamı kolaylaştırması ve aynı insan evladının oradakileri azdırıcı konuşmalar yapmasıyla ayıbın milyar kat arttığı iğrenç olay.o kadar iğrenç ki kuşbeyinli iğrenç kalabalık ağzından köpükler saçarak kahrolsun laiklik diye böğürerek türkiyenin geleceğini yok etmiştir. metin altıok gibi bir insana da kıymışlardır.
yıldönümü yaklaştıkça, yüreği usul usul yeniden yakmaya başlayan karanlık gün.

unutur muyuz, unutturur muyuz... biz de yanmışken o gün orada...
kara bir gün. bugün 16. yıldönümü ve içimizi tekrardan dağlanıyor...
aklımdan çıkmayan vahşet görüntülerinin yaşandığı o kara tarih. çocukluğumdan beri hiç unutamadım. o karanlık yüzler bu ülkede hep oldu, ve hep bizler yandık, hapsedildik, öldük.
birçok hardcore müslümanın iman histerisine kapılıp cenneti garantiledikleri gün. o kadar emindiler ki cennete gideceklerine, birsürü insanı yakmaktan imtina etmediler. cennet bu gibilerle, hüseyin üzmez gibilerle dolu olacak. cehhennemden daha kötü olamaz böylesi. istemiyorum insan yakma ibadetini yapanlarla aynı yere gitmek, onların mekanı cennet olacak illa ki, her müslüman sonunda gidecek çünkü cennete, böyle hardcore müslümanlar mı gitmeyecek. insan yakma ibadetini edenlerle olmak istemiyorum sadece, onların yaktığı insanların cehennemi daha masum görünüyor burdan bakınca.

yine 2 temmuzdayız ve yanık kokuları adeta buralara geliyor, madımak'ın altındaki kebapçıdan.
türkiye'nin utanç günlerinden bir tanesidir.
-----allah rızası için 37 kişiyi yakmak--
iktidarın, askerin, polisin seyretmesi ile gerçekleştirilebilecek bir hadise.

nasıl mı? yapılmışını anlatalım.

çevre illerden "hicret koşusu" var diye devlet imkanları ile otobüs otobüs insan taşırsınız. oysa öyle bir koşu yoktur. ama olmasa ne yazar. allah rızası bu.

sonra aydınların/yazarların kaldığı otelin önüne kamyon kamyon taş taşınır. soranlara kaldırım çalışması var denir ama aslında ne o taşlar kaldırım taşıdır, ne de kaldırım yapmaya müsaittir. üstelik kayıtlarda kaldırım çalışması diye bir hadise yoktur. o gün, sivas'ın hiçbir yerinde de kaldırım çalışması yoktur. ama nasıl oluyorsa taşlar, devlet araçları ile taşınır. kimse de neden sokak ortasına taş döküyorsun demez. devlete göre sorun değildir.

sözde hicret koşucuları sokaklarda nidalar atarak yürüyüşe başlar. aydınları, alevi gençleri kovalamaya başlar. ne asker, ne polis ortalarda yoktur. ne hikmetse çağırılan polisler de "gidin burdan, sizi koruyamayız" derler.

sivas'ta türkiye'nin büyük ordularından biri vardır. ama her ne hikmetse arandıklarında gelemeyeceklerini beyan ederler. sözde çatışmaya gitmişlerdir. ama sivas bu. koskoca ülkenin en büyük ordularından biri orada. üstelik gerçekte böyle bir çatışma da resmi katıtlara düşmemiştir. üstelik ordu, madımak oteline de çok yakındır.

kalabalık göz göre göre birikir, büyür. göstere göstere gelinir. otel kuşatılır. milletvekilleri, başbakanlar, bakanlar aranır. ama hiçbiri umursamaz. hiçbir şey yapmazlar!

ve ölümü bekler 37 can... aslında daha da fazlası. kurdukları barikat geçilemeyince otel ateşe verilir. ağızlarda akıl almayan sözler...

- cehennem ateşinde yanıyorlar!
- tekbir!
- alevilere ölüm!
- allahsızlara ölüm!

ve milyonların gözü önünde, televizyonlarda canlı yayınlarla 37 can yakılır. sanki tüm ülkeye mesaj verircesine! sanki tüm o yakılan insanlar gibi olanlara gözdağı verilircesine. saatler süren karmaşa, geliyorum diyen katliam, ve yakılan 37 can...

ya peki siyasiler? ne dediler?

süleyman demirel: "halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz"

tansu çiller:"çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir"

erdal inönü, aziz nesin'e diyor: "lütfen bir saldırıda bulunmayın."

ve şevket kazan...
olaylar sırasında milletvekili idi. olaylar sonrasında ise adalet bakanı olarak faillerin avukatlığını yaptı. hala meçhul olan, aslında bilinen gerçeklerin...

evet... telsizlerden geçen konuşmalara göre 10.000 kişi 37 kişiyi allah rızası için yaktı. enteresandır cehennem ateşini yakan insanlar da bu 10.000 kişinin içinden insanlar... onlara göre alevi diye, solcu diye birilerini yakmak, allah rızasını kazanmak...

bu sebepledir ki "tekbir" sesleri ile, "cehennem ateşinde yanıyorlar" nidalarıyla yaktılar...

ve unutmadan...

sanırım belki de bu sebeple, "devletin dini olmaz" düşüncesini siklemeyip sünni mezhebi fonlayan, sünni geleneği hariç ne alevileri, ne hristiyanları, ne de diğerlerini tanımayan, ama vergilerini seçtiği dini inanışa harcayan devlet, bu sebepledir ki belki de sessiz kaldı... 37 canı tanımıyorlardı, yakılmaları da bu sebeple umurlarında olmadı...

olay göstere göstere geldi ve aradan 16 sene geçti. ne engellendi, ne de failler cezalandırıldı... zaten nasıl cezalandırılsın ki?

aynı süleyman demirel'ler ve diğerleri değil midir deniz gezmiş'leri astıran, asılması için evet oyu veren ve astırmak için büyük çabalar gösteren...

gerçek şudur:

bu ülkenin iyiliğini düşünenler cezasız kalmaz.

yeri gelir çorum'da, maraş'ta, sivas'ta yakılır; yeri gelir asılır, yeri gelir vurulur... sonra da eli kanlı abdullah çatlı'lar fail olsa bile devlet korumasına alınır ve serbest bırakılır... olay bu kadar nettir.
--allah rızası için 37 kişiyi yakmak--
http://albastropos.blogcu...-37-kisiyi-yakmak/7205438
insanlığımdan utandığım gündür , yazıklar olsun.

Madımak yanıyor insanlık yanıyor
Acımız tükenmeyecek
Türküler yarım
Sazlar kırık
Yürekler suskun şimdi ...
(#8558172)