bugün
- maca sekiz10
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur26
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri32
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- en obez özelliğiniz19
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması15
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- icardi190518
- arda güler11
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- anın görüntüsü14
- sevdiğiniz sözlük yazarları17
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak9
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım15
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması12
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
özellikle son yıllarda, istihdam yaratmayan ve ancak rakamsal olarak yüksek bir büyüme oranı tutturan ülkemiz ekonomisidir. öyle ki, ülkemizin rekor seviyede büyüyen ekonomisinde yaratılan gelir, maalesef, yeni iş alanlarının yaratılmasına değil, spekülatif sermayeye aktarılmıştır. bunun sonucudur ki, ülkemiz, sıcak para akışının en yoğun olduğu ülkelerden biri konumuna gelmiştir. ancak, bu para akışı, ekonomik değerler açısından negatif bir durumdur. nitekim, sıcak para ya da spekülatif sermaye, giriş yaptığı ve yerel parasını aşırı değerlendirdiği ülkelerden (ki bunların son örneği de ülkemizde yaşanan devalüasyondur) aynı hızla * çıkabilmekte ve doğan sermaye boşluğu, yerel paranın bir anda muazzam değer kaybetmesine ve döviz değerlerinin katlanmasına yol açmaktadır. ki bu oluşum, kısaca bir ekonomik krizdir. ülkemizde de 1999 ve 2001 krizleri bu şekilde oluşmuştur.
öte yandan, çin'i bile geride bırakacak seviyede büyüme rakamları yakalayan ülkemiz, işsizlik oranlarında ancak bu yıl * içerisinde bir düzelme yaşamıştır. ancak, rakamsal anlamda, uzun bir aradan sonra, çift haneli rakamların altına düşen işsizlik gerçeği yansıtmaktan yine uzaktır. çünkü, oran düşmesine karşın yaratılan iş sayısında bir değişim yoktur. bir başka deyişle, aynı oranda iş varken, daha fazla insan iş bulmuştur. takdir edersiniz ki, bu ancak, mevcut işlere yeni bireyleri almakla gerçekleşecektir. ancak, yeni iş de yaratılmadığına göre, bu azalmanın nedeni şüphe taşımaktadır.*
tüm bunların yanında, ülkemiz ekonomisi, enflasyon oranlarında büyük bir azalma ve ihracat oranında muazzam bir sıçrama yaşamıştır. enflasyon oranındaki bu düşmede, enflasyon ölçüm tekniğinin ve enflasyon sepetine alınan ürünlerin değiştirilmesinin etkisi olmasına karşın, asıl etken küçülme politikasıdır. nitekim, devletin piyasadan iyice elini çekmesi ile, enflasyon gerilemiştir ki bu da beklenen tepkidir. ihracatta sağlanan artış da dikkat çekicidir. ancak, genel ihracat oranının dışında, 7 eylül 2006'da türkiye istatistik kurumu'nun yayınladığı bültende de belirtildiği üzere, ihracat miktar endeksinde %9,2'lik bir gerileme yaşanmıştır. bunun dışında, ihracatta sağlanan artışı sadece rakamsal olarak değerlendirmek de son derece yanlıştır. nitekim, ihracata konu olan malların da irdelenmesi gerekmektedir. ülkemiz ihracatında ağırlık ,gümrük birliğine girildiği tarihten itibaren hammadde ve ara mallardadır. bir başka deyişle, ülkemiz, ürünlerin hammaddelerini ya da asıl ürüne yardımcı yan ve ara malları üreten bir taşeron konumundadır *. bir diğer önemli rakam da ithalat rakamlarıdır. ülkemiz, ihracatta sağladığı artıştan daha yüksek düzeyde ithalatını da artırmaktadır. bu sadece son yıllara özgü bir gelişim olmayıp, gümrük birliği sonucunda gerçekleşmiştir. ithalatımızda ağırlıklı mallar ise, tüketim malları ve imalat sanayinde olmaktadır. ne yazık ki, bu süreç tamamen dış ticaret dengesini bozan ve dış ticaret açığını arttırıcı bir etki yapmaktadır.
kısaca, ülkemiz, diğer ülkelere * hammadde ve ara malları yani işlenmemiş ya da yarı-işlenmiş mamulleri satmakta ve ancak karşılığında, aynı ülkelerden işlenmiş malları almaktadır. ve tabi ki, üretim süreci içerisinde, bir malın değer zincirinin uzunluğu ile fiyatının doğru orantılı olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulursa bu ürünlerin fiyatı da yüksek olmaktadır. yani biz; bizim yetiştirdiğimiz hammadde ile yapılan ürünleri, diğer ülkelerden satın almaktayız. hem de ab'ye girmeden gümrük birliği'ne dahil olduğumuz için bu ithalatı, bir bakıma mecburen ab ülkelerinden yapmaktayız.
öte yandan, çin'i bile geride bırakacak seviyede büyüme rakamları yakalayan ülkemiz, işsizlik oranlarında ancak bu yıl * içerisinde bir düzelme yaşamıştır. ancak, rakamsal anlamda, uzun bir aradan sonra, çift haneli rakamların altına düşen işsizlik gerçeği yansıtmaktan yine uzaktır. çünkü, oran düşmesine karşın yaratılan iş sayısında bir değişim yoktur. bir başka deyişle, aynı oranda iş varken, daha fazla insan iş bulmuştur. takdir edersiniz ki, bu ancak, mevcut işlere yeni bireyleri almakla gerçekleşecektir. ancak, yeni iş de yaratılmadığına göre, bu azalmanın nedeni şüphe taşımaktadır.*
tüm bunların yanında, ülkemiz ekonomisi, enflasyon oranlarında büyük bir azalma ve ihracat oranında muazzam bir sıçrama yaşamıştır. enflasyon oranındaki bu düşmede, enflasyon ölçüm tekniğinin ve enflasyon sepetine alınan ürünlerin değiştirilmesinin etkisi olmasına karşın, asıl etken küçülme politikasıdır. nitekim, devletin piyasadan iyice elini çekmesi ile, enflasyon gerilemiştir ki bu da beklenen tepkidir. ihracatta sağlanan artış da dikkat çekicidir. ancak, genel ihracat oranının dışında, 7 eylül 2006'da türkiye istatistik kurumu'nun yayınladığı bültende de belirtildiği üzere, ihracat miktar endeksinde %9,2'lik bir gerileme yaşanmıştır. bunun dışında, ihracatta sağlanan artışı sadece rakamsal olarak değerlendirmek de son derece yanlıştır. nitekim, ihracata konu olan malların da irdelenmesi gerekmektedir. ülkemiz ihracatında ağırlık ,gümrük birliğine girildiği tarihten itibaren hammadde ve ara mallardadır. bir başka deyişle, ülkemiz, ürünlerin hammaddelerini ya da asıl ürüne yardımcı yan ve ara malları üreten bir taşeron konumundadır *. bir diğer önemli rakam da ithalat rakamlarıdır. ülkemiz, ihracatta sağladığı artıştan daha yüksek düzeyde ithalatını da artırmaktadır. bu sadece son yıllara özgü bir gelişim olmayıp, gümrük birliği sonucunda gerçekleşmiştir. ithalatımızda ağırlıklı mallar ise, tüketim malları ve imalat sanayinde olmaktadır. ne yazık ki, bu süreç tamamen dış ticaret dengesini bozan ve dış ticaret açığını arttırıcı bir etki yapmaktadır.
kısaca, ülkemiz, diğer ülkelere * hammadde ve ara malları yani işlenmemiş ya da yarı-işlenmiş mamulleri satmakta ve ancak karşılığında, aynı ülkelerden işlenmiş malları almaktadır. ve tabi ki, üretim süreci içerisinde, bir malın değer zincirinin uzunluğu ile fiyatının doğru orantılı olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulursa bu ürünlerin fiyatı da yüksek olmaktadır. yani biz; bizim yetiştirdiğimiz hammadde ile yapılan ürünleri, diğer ülkelerden satın almaktayız. hem de ab'ye girmeden gümrük birliği'ne dahil olduğumuz için bu ithalatı, bir bakıma mecburen ab ülkelerinden yapmaktayız.
güncel Önemli Başlıklar