bugün

nesimi

trtde hariçten gazel isimli programı sunan dr.iskender palanın anlattığına göre;

"nesimi, infazının gerçekleşeceği yere götürülürken, bir minarenin tepesinden, imamın biri ezan okumaya başlar. nesimi bir anda bağırıp çağırmaya başlar bunu duyunca. "yalancı, sahtekar, hadi oradan, in oradan aşağı" şeklinde bağırır. orada bulunan herkes ona kızgınlıkla bakar ve içlerinden bir cellat ona hiddetle sorar, "sen nasıl bir adamsın, idama götürüyoruz seni, hala allaha küfrediyorsun, hiç mi akıllanmıyorsun?" nesimi bir anda cellatların elinden kurtulur, bir taşın üzerine çıkar ve cevap verir, "eğer o adam bir kez olsun, içinden gelerek allah deseydi, üstünde bulunduğu minare devrilir, taşları erir giderdi!" nesimi taşın üzerinde allah diye bağırır, üstünde bulunduğu taş toz haline gelir, erir gider. bu mucizeyi gören çevredekiler yine de nesimiye inanmaz ve de nesimi derisi yüzülerek idam edilir."

enel hakk inancını benimsemiştir, idamı da bundan kaynaklanmaktadır.

edit: buna benzer bir hikaye de hacı bektaşı veli için söylenir. hal böyle olunca, bu hikayelerin sadece halk arasında anlatılan ve kişiyi yüceltme maksadı taşıyan, aşırı abartılmış hikayelerden ibaret olduğu düşüncesindeyim. zira hem hacı bektaşı veli için hem nesimi için ezan okuyan imama "yalancı" dedikleri söylenir, bu bana kalırsa iki hikayenin de halkın uydurduğu hikayeler olduğuna bir delildir.

kaldı ki bilal i habeşi(radıyallahu anh)gibi bir zatın da zamanında ezan okumuş olduğunu bilmemize rağmen altındaki yerin paramparça olduğuna dair bir rivayet hakkında bilgimiz yok ise, sanırım bugün bu hikayelere sadece hikaye dememizde bir mahzur da yoktur.