bugün

ben bu yazıyı dünyaya yazdım

Toplu taşımada kenarda oturup başını cama yaslayan, hızlı hızlı görüp geçtiği nesnelere aldırış etmeyip iç dünyasında binbir düşüncelere kapılan, öte yandan hala mışıl mışıl uyuyan herkese günaydın.
Kötü ve zalimlere tez zamanda akıl, fikir.

Kış günü açmış bir bahar çiçeği etrafına mutluluk ve güzellik saçar. Bahar çiçeğidir sonuçta. Kış ayı itibariyle ömrü kısadır. Bir yalancı güneşe aldanmıştır, umutludur. Yine de mücadelesini son fotosentezine kadar sürdürür. O kış gününde açmış bir bahar çiçeğidir ve evet! onunda bir hikayesi var.

insanın doğumunda mevsimin pek bir önemi yoktur. Hava muhalefeti ve ya mevsim bir insan yavrusunun dünyaya gelmesindeki duyulan sevince etki etmez. O baharıda görür, yalancı güneşide. O zamanında doğmuş bir insan yavrusudur. Onunda bir hikayesi mutlaka var.

Şimdi yaşadığımız coğrafyaya çok yakın bir yerde süren bir savaş söz konusu. Binlerce hikaye doğduğu, büyüdüğü, üzüldüğü, sevindiği, bir çiçek diktiği, bir çocuk büyüttüğü coğrafyayı tek bir kabahati olmadığı halde terk etmek zorunda ve ediyorda. Niçin? Seneler boyu bir düzenin saadetini temsil etmek için çabalayan bir anne niçin yavrusunu kucağına alıp sonucunu bilemediği bir yolculuğa çıkıyor? Niçin bir çocuk oyuncağını da eline alıp daha yeni yazıldığı hikayesini çok farklı yerlerde ve çok farklı şekilde sürdürmek zorunda? O sözde barış temsilcisi ülkeler, yalancı mutluluk dilekleri, meseleye derinden ortak olup verilen sulh mesajları.. hepsini hüzün ve nefretle okuyorum.

Bugün ben uyandım, hazırlandım ve işe geldim. Nasipse tekrar evime döneceğim. Ama bugün mülteci konumunda bir insan uyandı, hiç aşina olmadığı bir yer, kendi milletinden fakat hiç tanımadığı binlerce insan, gözlerinde hüzün, boğazında düğüm, yüreğinde tarifini izah edemediği binbir acı. Meselenin sebebine ortak olan ve olayın kahramanlarından birisi bu acıların sadece birine ortak olabilse acaba kendince haklı gördüğü bu mücadeleye devam eder mi? Bilmiyorum. Beni onların hiç biri ilgilendirmiyor. Ölmeleri ya da hayatta kalmaları konusunda tek bir isteğim, dileğim yok. Beni suçsuzlar, kabahatsizler ordusu ilgilendiriyor. Onların acıları ve hüzünleri benim için yeterince samimi.

Aslında bahsetmek istediğim şeyler çok farklı idi ama gördüğüm yalancı bahara aldanmış bir çiçek beni buralara getirdi. Bir millete mensup ve hatta bir ismi olupta “mülteci” diye adlandırılan bu insanlar bir gün talan edilmiş de olsa evlerine kavuşacaklar, inanıyorum. Benim elimde üzülmek, umut etmek, inanmak gibi duygular var. Milyarların içinde sadece bir bireyim. Bu ve bunun gibi duyguları paylaşan binlerce belki de milyonlarca insanı selamlıyorum, iyi ki varsınız.

Her şeye herkese rağmen “dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.”