iman

entry119 galeri
    86.
  1. iman, Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’ın tebliğ ettiği zaruriyât-ı diniyeyi tafsîlen ve zaruriyâtın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur.”

    iman, Sa’d-ı Taftazaninin tefsirine göre, Cenâb-ı Hakk’ın, istediği kulunun kalbine, cüz-i iradenin sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur.”

    iman, Şems-i ezelîden vicdanbeşere ihsan edilen bir nur ve bir şuâdır ki, vicdanın iç yüzünü tamamıyla ışıklandırır.”

    “iman, Şems-i Ezelîden ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-i ebediyeden de bir parıltıdır.”

    Evet, kainatta hiçbir zişuur, kainatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Halik-ı Zülcelali inkar edemez... Etse, bütün kainat onu tekzib edeceği için susar, lakayd kalır.

    Fakat Ona iman etmek, Kur’ânAzimüşşanın ders verdiği gibi, O Halıkı, sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kainatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir. Her neyse...

    Herkesin,iman mukàbilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor.

    Bu zamanda, hakikî imanı yüzde doksan kazandıran ve Kur’ân-ı Hâkim’in mucize-i maneviyesinden neş’et edip çıkan Risâle-i Nur, bu cami ve küllî ve yüksek marifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve islâmiyet ve insaniyetzararına ve tahribâtçı küllî cereyanlara karşı Kur’ân ve iman namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyât ve inkişâfâta medar oluyor. Ehl-i imanın imanını muhafazasına Kur’ân nuruyla vesile oluyor.

    Risâle-i Nur; “imanı olmayanı inşallah imana getirir, imanı zayıf olanın imanını kuvvetleştirir, imanı kavî ve taklidi olanın imanını tahkikî yapar, imanı tahkikî olanın imanını genişlendirir, imanı geniş olana bütün kemâlâthakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyatverir, daha nurânî, daha parlak manzaraları açar.”
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük