bugün

türk hukuk sistemi

işlerin yürümediği, ihmâlkârlıklarla dolu sistemdir. 1 haftadır beni dellendirmiştir de.

şu an tarafıma açılmış hiçbir dâvâ yok ve ben bunu e-devlet sisteminden de görebiliyorum. Adlî sicil kaydımı da alıyorum lâkin emniyetten de bir evrağa ihtiyâcım var işlerim gereği.

Gidiyorum narlıdere ilçe emniyet müdürlüğüne ve polis bana diyor ki ''hakkında 2010 yılında antalyada açılmış ve şu an savcılığa sevk edilmiş dosya var. Yağma, gasp ve silâhla tehdit suçundan şüphelisin'' diyor, istediğim evrağı vermiyor.

Hemen orda dellendim sinirden ve polise derdimi anlatmaya çalıştım. O dâvâdan ilk duruşmada beraat ettiğimi, o dosyanın çoktan kapanıp gittiğini anlattım ama nâfile. Polis dosyanın hâlâ açık olduğunu ve karar-kesinleştirme şerhi için antalya cumhuriyet başsavcılığından evrak gerektiğini söyledi. Yâhu dedim, ''2010 yılından dâvâ mı kalır, besbelli dosyanın düşümü yapılmamış ve beni burada uğraştırıyorlar, verin benim evrağımı gideyim'' ama yok vermediler. Gözünün önünde e-devlet'i açtım polise ''bak gözlerinle gör hakkımda hiçbir dâvâ yok'' diye bağırdım artık ama yok yine vermedi polisler.

Olay bağırışmaya dönüştü polisle aramda. Alt kattan başka polisler geldi ve beni tutuklamakla tehdit edip dışarı atmaya çalıştılar. ''Mâdem savcılığa sevk edilmiş görünüyorum tutuklasanıza beni ulan'' diye bağırdım ama yok onu da yapamıyorlar çünkü savcılıktan böyle bir emir de yok ellerinde.

Sâkin, iyi niyetli bir polis girdi koluma ve bu işin burda polislerle kavga ederek çözülemeyeceğini güzelce anlattı. ''Git Bayraklı adliyeye ve dilekçe yazıp antalya savcılıktan evrağını istet'' dedi.

Bakın bu noktaya kadar polislerin suçu yok, onlar da kendince haklı çünkü sistemde ağır cezâlık bir dâvâ savcılığa sevk edilmiş görünüyor.

Çıktım ilçe emniyetten ve avukatımı aradım ki kendisi lise arkadaşımdır aynı zamanda. Her şeyi detaylıca anlattım, ''sâkin ol self control ben hâllettiririm'' dedi. Yanında çalışan avukatlardan birisini yollamış ama yok, bizzat benim başvurum gerekiyormuş, aradı anlattı. Sonra dedi ki ''dilekçe falan uzun sürebilir, antalyadan birisini bulalım gitsin şu evrağı alsın.'', dedim ben bulurum.

şimdi bu yağma ve tehdit olayı ne. Antalya ışıklar caddesini bilen bilir, en hareketli yeri. o dönemki ortağımla bu ışıklar caddesinde yer alan bir restaurantı uygun fiyatla denk getirip devraldık. Devir sözleşmesini noterden onaylatıp imzâladık ve mekânı işletmek için tâdilâta girmeye hazırlandık. Hiçbir şekilde tehdit yok, yağma/gasp/zorla mekâna çökmek yok. Parasını bastırıp devraldığımız kişi antalyanın ağasıyım havalarında dolaşan kolpacının teki. Paraya sıkışmış, ucuz fiyata devretti bize. Sonradan ne olduysa ''bu rakam çok ucuza oldu, devir sözleşmesini iptal edelim'' diye geldiğinde dövüp yolladık. Gitmiş mahkemeye vermiş beni ''mekânıma çöktüler, tehditle mekânımı elimden zorla aldılar'' diye. Ulan yavşak aradan geçmiş 3 ay, ne diye 3 ay bekledin o zaman dâvâ açmak için? Bu dâvâdan tutuksuz yargılanıp ilk duruşmada berâat ettim ben ve yıllar evvel kapandı gitti mevzu.

ama gelin görün ki dosyanın düşümünü yapmayan insanlar yüzünden iş uzadı. Ben de antalyadan o dönemlerde tanıdığım birisini aradım, durumu anlattım. ''abi gider alırım ben merak etme'' dedi ama bu kişinin dâvâ ile hiçbir şekilde ilgisi yok diye kimse yardımcı olmamış. Bu sefer izmir bayraklı adliyesine gittim ve dilekçe yazıp ek evrakları da koyup yollattım.

Aradan 3 gün geçti ve antalya adliyesini arayıp durumumu anlattıkça kimse yardımcı olmadı telefonda. Bana ''dâvâ hangi ağır cezâda'' diye soruyorlar, ulan hatırlasam zâten söylerim üzerinden kaç yıl geçmiş. Dediler bekleyeceksin o zaman. 3 gün daha geçti ama ben bu ara sürekli telefon açıp dosyanın karar-kesinleştirme serhini yollayın diyorum, ön hukuk bürosu taşraya atıyor topu, taşra da ön hukuk bürosuna.

Velhâsıl işi gücü bırakıp tâ antalyaya bizzat kendim gideceğim. Delirmemek elde değil bu hukuk sistemine. Dosyanın düşümünü yapmayan insanlar, evrağımı yollamayan ilgisiz kişiler ve bir türlü yardımcı olmayan antalya adliyesi.

Antalya adliyesine gidince ortalığı birbirine katsam hemen göz altına alınırım ama, bunu yapmayı çok iyi bilirler. Evrak yollamaya gelince bu iş herkese angarya gelir di mi. Ee o zaman ben böyle hukuk sisteminin içine sokayım. Benim tüm bu işlerle 1 hafta-10 gündür uğraşmak gibi bir mecburiyetim mi var? Eksik iş yapanlar mı kabahatli yoksa sinirden deliye dönen ben mi?

Bu ülkede hukuksal sorun yaşamayın, ne olursa olsun bu sıkıntılara düşmeyin. Hakkınızda açılan ve sonra kapanan dosyaların düşümünün yapıldığından emin olun. Sizin göreviniz olmamasına rağmen tâkipçisi olun bir şekilde, yoksa benim durumuma düşersiniz.

Şimdi hiçbir zorunluluğum yokken, başkaları işlerini düzgün yapmadı diye Antalyaya gidip evrak peşinde koşacağım ve orda işini düzgün yapmayan kim varsa ciddi papaz olacağız.

Nefret ediyorum işini düzgün yapmayan insanlardan. Siz siz olun, bu ülkenin hukuk sistemindeki aksaklıkların sonradan başınıza dert olabileceğini göz ardı etmeyin.