bugün

ceza hukuku denen şeyin adaletle uzaktan yakından alakasının olmadığı hukuk sistemi.şöyleki bir bebek katilinden fazla ceza alabileceğiniz durumlar mevcut.ya da bir erkeksen böyle durumlarda yandın aga.kızın biri gıcık gitse sana ve bu bana saldırıda bulundu dese.kanıt delil şahit aranmaksızın içeri alınıp kadının sözü doğru kabuledilip tacizden hüküm giyersin.ya da sana gıcık giden birisi daha kallavi bir suç olsun diye 18inden küçük 2 kız bulur elledi bizi der sizin hakkınızda hop çocuk tacizi istismarı.evet bu işler bu kadar kolay abicim.esastan yana zaten güvenimiz hiç yok ama usulümüz de bozuk.eğer yanlışsam bilgi sahibi bi genç avukat hukukçu aydınlatıversin.
yoruma çok açıktır.
(bkz: 404)

yapıştırıcı olan değil. hata mesajı.
özeti;

(bkz: #26764047)
görsel

Yalakaların hukuku olmuştur.
çokta.. (bkz: guantanamo)
**istanbul hukuk, marmara hukuk gibi önemli okullara yılda bin hukuk öğrencisi giriyor. öğrenci hocayı hoca öğrenciyi tanımadan, öğrenci şöyle eli yüzü düzgün bir ödev bile hazırlamadan mezun oluyor. böyle bir kalabalığa iyi eğitim vermen mümkün değil, öyle bir akademik imkanının olduğunu da sanmıyorum zaten. bu sayı 2-3 yıl içinde kademeli olarak yüze indirilmeli.

**keza, ülkede şu an toplam 83 bin hukuk öğrencisi mevcut. her canınızın istediğini hukuk fakültelerine aldınız, şimdi de yavvv gardaşım bu ghadar avvgat mı olurmuş avgatlıgh sınavı getirelim diye gevşek gevşek konuşuyorsunuz. hukuk fakültesine giren biri %90 avukat olur, ama siz önce bu fakülteleri sirke çevirdiniz, şimdi de insanları eleme/dışlama peşindesiniz. neden? burası dingonun ahırı da ondan.

yılda 5 binden fazla öğrenci hukuk fakültesine girmemeli. hukuk tıp gibidir, biri insanı yaşatır, diğeri iyi yaşatır. bu kadar önemli bir mesleği icra etmek için ciddi yetkinlik gerekir.

**bir de hukuk fakültelerinde devam zorunluluğunun olmaması diye bir saçmalık var. yani tamam, sonuçta on sekizini geçmiş, eşek kadar insanlardan her gün okula gelmesini bekleyecek değilsiniz de bunun da bir ayarı olur. ne bileyim, %50-60 bari olsun devam zorunluluğu getirirsin öğrenci istediği derse girer istemediğine girmez, inisiyatif kullanır. şimdi bakıyorsun okula gitmeden mezun oluyorlar. bu yapılmaması, olmaması gereken bir şey.

**mühendisler öğrencilikleri esnasında her yaz 1 ay staj yapıp buna ilişkin staj raporu düzenliyor ama hukukçularda böyle bir şey yok. hukuk öğrencileri açısından saldım çayıra mevlam kayıra usulü öngörülmüş. Yani fakülteyi bitiriyorsunuz, sizi adliye diye hiç bilmediğiniz bir yere atıyorlar, siz de sudan çıkmış balık gibi çırpınıp duruyorsunuz. birkaç ay maruz kaldığınız psikolojik harp birilerinin pek de umurunda değil anlaşılan.

oysaki öğrenci yazın 1 ay adliye tozu yutmuş; dosya okumuş olsa, hem memur nasıl bir canlı türüdür bunu erkenden anlamış olacak, hem icra/dilekçe/sözleşme görecek, böylece hangi alanda uzmanlaşmak istediğini de erkenden belirleyip yol alabilecek, öğrenci gibi değil hukukçu gibi hissetmeye fakülteden başlayabilecekti. ama tabi çok da meh yani, değil mi?

**hukuk öğrencileri neden bitirme tezi yazmadan mezun olur bunu da anlamış değilim. dilbilgisi hatalarıyla dolu komik dilekçeler görünce keh keh keh avgatlık sınavı getirilsin yeaa demek yerine müstakbel avukatın yazım ve düşünme yeteneğini geliştirecek böyle bir uygulamayı hangi amaçla göz ardı ettiniz acaba?

evet, hukuk sistemimizin temeline ilişkin gözüme çarpan eksiklikler ve naçizane çözüm önerilerim bu şekilde, eyyorlamam bu kadar.

hayırlı forumlar olsun.
işlerin yürümediği, ihmâlkârlıklarla dolu sistemdir. 1 haftadır beni dellendirmiştir de.

şu an tarafıma açılmış hiçbir dâvâ yok ve ben bunu e-devlet sisteminden de görebiliyorum. Adlî sicil kaydımı da alıyorum lâkin emniyetten de bir evrağa ihtiyâcım var işlerim gereği.

Gidiyorum narlıdere ilçe emniyet müdürlüğüne ve polis bana diyor ki ''hakkında 2010 yılında antalyada açılmış ve şu an savcılığa sevk edilmiş dosya var. Yağma, gasp ve silâhla tehdit suçundan şüphelisin'' diyor, istediğim evrağı vermiyor.

Hemen orda dellendim sinirden ve polise derdimi anlatmaya çalıştım. O dâvâdan ilk duruşmada beraat ettiğimi, o dosyanın çoktan kapanıp gittiğini anlattım ama nâfile. Polis dosyanın hâlâ açık olduğunu ve karar-kesinleştirme şerhi için antalya cumhuriyet başsavcılığından evrak gerektiğini söyledi. Yâhu dedim, ''2010 yılından dâvâ mı kalır, besbelli dosyanın düşümü yapılmamış ve beni burada uğraştırıyorlar, verin benim evrağımı gideyim'' ama yok vermediler. Gözünün önünde e-devlet'i açtım polise ''bak gözlerinle gör hakkımda hiçbir dâvâ yok'' diye bağırdım artık ama yok yine vermedi polisler.

Olay bağırışmaya dönüştü polisle aramda. Alt kattan başka polisler geldi ve beni tutuklamakla tehdit edip dışarı atmaya çalıştılar. ''Mâdem savcılığa sevk edilmiş görünüyorum tutuklasanıza beni ulan'' diye bağırdım ama yok onu da yapamıyorlar çünkü savcılıktan böyle bir emir de yok ellerinde.

Sâkin, iyi niyetli bir polis girdi koluma ve bu işin burda polislerle kavga ederek çözülemeyeceğini güzelce anlattı. ''Git Bayraklı adliyeye ve dilekçe yazıp antalya savcılıktan evrağını istet'' dedi.

Bakın bu noktaya kadar polislerin suçu yok, onlar da kendince haklı çünkü sistemde ağır cezâlık bir dâvâ savcılığa sevk edilmiş görünüyor.

Çıktım ilçe emniyetten ve avukatımı aradım ki kendisi lise arkadaşımdır aynı zamanda. Her şeyi detaylıca anlattım, ''sâkin ol self control ben hâllettiririm'' dedi. Yanında çalışan avukatlardan birisini yollamış ama yok, bizzat benim başvurum gerekiyormuş, aradı anlattı. Sonra dedi ki ''dilekçe falan uzun sürebilir, antalyadan birisini bulalım gitsin şu evrağı alsın.'', dedim ben bulurum.

şimdi bu yağma ve tehdit olayı ne. Antalya ışıklar caddesini bilen bilir, en hareketli yeri. o dönemki ortağımla bu ışıklar caddesinde yer alan bir restaurantı uygun fiyatla denk getirip devraldık. Devir sözleşmesini noterden onaylatıp imzâladık ve mekânı işletmek için tâdilâta girmeye hazırlandık. Hiçbir şekilde tehdit yok, yağma/gasp/zorla mekâna çökmek yok. Parasını bastırıp devraldığımız kişi antalyanın ağasıyım havalarında dolaşan kolpacının teki. Paraya sıkışmış, ucuz fiyata devretti bize. Sonradan ne olduysa ''bu rakam çok ucuza oldu, devir sözleşmesini iptal edelim'' diye geldiğinde dövüp yolladık. Gitmiş mahkemeye vermiş beni ''mekânıma çöktüler, tehditle mekânımı elimden zorla aldılar'' diye. Ulan yavşak aradan geçmiş 3 ay, ne diye 3 ay bekledin o zaman dâvâ açmak için? Bu dâvâdan tutuksuz yargılanıp ilk duruşmada berâat ettim ben ve yıllar evvel kapandı gitti mevzu.

ama gelin görün ki dosyanın düşümünü yapmayan insanlar yüzünden iş uzadı. Ben de antalyadan o dönemlerde tanıdığım birisini aradım, durumu anlattım. ''abi gider alırım ben merak etme'' dedi ama bu kişinin dâvâ ile hiçbir şekilde ilgisi yok diye kimse yardımcı olmamış. Bu sefer izmir bayraklı adliyesine gittim ve dilekçe yazıp ek evrakları da koyup yollattım.

Aradan 3 gün geçti ve antalya adliyesini arayıp durumumu anlattıkça kimse yardımcı olmadı telefonda. Bana ''dâvâ hangi ağır cezâda'' diye soruyorlar, ulan hatırlasam zâten söylerim üzerinden kaç yıl geçmiş. Dediler bekleyeceksin o zaman. 3 gün daha geçti ama ben bu ara sürekli telefon açıp dosyanın karar-kesinleştirme serhini yollayın diyorum, ön hukuk bürosu taşraya atıyor topu, taşra da ön hukuk bürosuna.

Velhâsıl işi gücü bırakıp tâ antalyaya bizzat kendim gideceğim. Delirmemek elde değil bu hukuk sistemine. Dosyanın düşümünü yapmayan insanlar, evrağımı yollamayan ilgisiz kişiler ve bir türlü yardımcı olmayan antalya adliyesi.

Antalya adliyesine gidince ortalığı birbirine katsam hemen göz altına alınırım ama, bunu yapmayı çok iyi bilirler. Evrak yollamaya gelince bu iş herkese angarya gelir di mi. Ee o zaman ben böyle hukuk sisteminin içine sokayım. Benim tüm bu işlerle 1 hafta-10 gündür uğraşmak gibi bir mecburiyetim mi var? Eksik iş yapanlar mı kabahatli yoksa sinirden deliye dönen ben mi?

Bu ülkede hukuksal sorun yaşamayın, ne olursa olsun bu sıkıntılara düşmeyin. Hakkınızda açılan ve sonra kapanan dosyaların düşümünün yapıldığından emin olun. Sizin göreviniz olmamasına rağmen tâkipçisi olun bir şekilde, yoksa benim durumuma düşersiniz.

Şimdi hiçbir zorunluluğum yokken, başkaları işlerini düzgün yapmadı diye Antalyaya gidip evrak peşinde koşacağım ve orda işini düzgün yapmayan kim varsa ciddi papaz olacağız.

Nefret ediyorum işini düzgün yapmayan insanlardan. Siz siz olun, bu ülkenin hukuk sistemindeki aksaklıkların sonradan başınıza dert olabileceğini göz ardı etmeyin.
biraz ordan biraz burdan alıntı üzerine de yıllardır yama yapılıyor, uygulamada keyfi olunca orman hukuk sistemi işlemeye başlıyor.
pazartesi itibariyle adli tatili sonlanacak olan hukuk sistemidir asdfgh

adli tatilde genelde kalemdeki bir çok çalışan tatilde olur ve işler yavaşlar. tatil biter bu sefer adaptasyon süreci başlar, o biter bu sefer yoğunluk başlar falan filan derken her daim ağır aksak ilerlemeye çalışır bu sistem. ilerlemez.

allah düşürmesin.
güldüm.

ulan bu neki daha neler var sistemin içinde...
Medeni Kanun – 1926 – isviçre
Borçlar Kanunu – 1926 – isviçre
Ceza Kanunu – 1926 – italya
Ticaret Kanunu – 1926 – Almanya
Ceza Mahkemeleri Kanunu – 1929 – Almanya
Deniz Ticaret Kanunu – 1929 – Almanya
idare Kanunu – 1929 – Fransa
icra ve iflas Kanunu – 1932 – isviçre.
Türkiyenin kendine özgü pek az şeyi var.
Genellikle batı dünyasından etkilenen bir ortadoğu ülkesi.
En basitinden dizilere, filmlere, ünlülere bakın
Türk toplumunu yansıtmıyor
Batı toplumunu yansıtıyor.
Tecavüzcuye katile "iyi hal"den indirimler yapılır

Tacize ceza yok

Katile ceza yok..

Ceza olayı tek kişinin yani savcının dilinin ucunda.

Ki bu son derece sakıncalı tek kişiye bağlı ceza..

Misal ABD'de mahkemede senato/jüri olayı var.

Kişiye verilecek cezayı jüri belirliyor

Tek kişi yerine kararı 10/15 kişi veriyor..

ilerde mutlaka bu sisteme geçmeliyiz..
ismi lazım değillere hakaret etsen aynı gece gözaltına alınıp 1 haftada 25 sene yersin. Adaletten bahsetmek istemiyorum ondan.

Edit: bu ülkeye bir gram güvenim kalmadığından yurtdışına göçüp gittim darısı kalanlara. kaçın kaçın.
hukuki olmayan sistem.
Artık Paran kadardır. Yeterli miktarda paran varsa cinayetin bile üzeri örtülebiliyor, adli tıptan istediğin raporu alabiliyorsun mesela, hakime savcıya sağlam referansla gidersen cezadan yırtabiliyorsun, vs. Ülke kurulduğundan bu yana Türk hukuk sistemi en rezil dönemini yaşmakta maalesef.
Cebinizdeki parayla ve yüksek mevkideki tanıdıklarınızla doğru orantılı olan sistemdir.
Diğer türlü vay halinize.Hakkınızı aramaya kalkarsanız Haklıyken haksız, suçsuzken suçlu olabilirsiniz.

Sussam gönül razı değil, konuşsam tesiri yok.
biri hukuk mu dedi.
Komşunuzla kavga edersiniz. Olay mahkemeye taşınır ona 5 bin sana 5 bin ceza keser yollar.

Kazanan 10 bin tl ile hazine olur.
görsel
Türkiye'de Nerde bi hukukçu görsem hepsi sik kafa. Üniversitede bunlara budalalık derecesinde ukala olmaktan başka bi şey öğretmiyorlar heralde. Hiçbirinin de birkaç arapça kelime bilmek dışında bişeyden anladıkları yok. bunlardan kurduğun bi hukuk duzeninden ne bekliyorsun ki. Malzeme bu.