bugün

adam gibi bir yasama sistemi ve bunu yürütebilen bir hükümet geldiğinde yargılama işlemini çok daha iyi sağlayabilecek sistem.
af çıktığında hapiste tecavüzden yatanların çıkamayıp tecavüz edip öldürenlerin çıkabildiği sistem. burdan anlaşılıyorki arkanda delil bırakmayacaksın. temiz çalışmak lazım dimi. temizlik imandan gelir. hani devlet laik bir toplumda yaşıyorduk...
türk hukuk sistemi kamu hukuku ve özel hukuk olarak ikiye ayrilir:

Kamu Hukuku Bölümleri
1) Anayasa Hukuku
2) idare Hukuku
3) Ceza Hukuku
4) Usül Hukuku
- Medeni Usul Hukuku
- icra-iflas Hukuku
- Ceza Usul Hukuku
5) Vergi Hukuku
6) Devletler Genel Hukuku
7) iş Hukuku
Özel Hukuk Bölümleri
1) Medeni Hukuk
- Aile Hukuku - Kişiler Hukuku
- Eşya Hukuku
- Miras Hukuku
- Borçlar Hukuku
2) Ticaret Hukuku
- Ticari işletme
- Ticaret Şirketleri
- Kıymetli Evrak
- Sigorta Hukuku
- Deniz Ticaret Hukuku
3) Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku
4) Devletler Özel Hukuku

(bkz: türk hukuk sisteminin kaynaklari)
kemalist bürokrasinin kayıtsız şartsız egemenliğinin sağlanabilmesi için mütemadiyen eğilip bükülen hukuk sistemidir.
(bkz: 27 nisan 2007 muhtırası)
dilimiz gibi esnektir, kim nasıl anlarsa o şekilde sistem yürütür.
hukuk denilince vazgeçilmez unsur kanundur..

anayasamızın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesi aklıma geldi...

" Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."

hukuk sistemi diye bir nane var mıdır ? yoksa inek içmiş sonra da dağa mı kaçmıştır siz karar verin canlarım...karar veremezseniz bir muz soyun umarsızca, zira muz cumhuriyetlerinin en pahalı muzu bizde satılmaktadır...afiyet şeker olsun
gelismis ulkelerdeki "kanunlari yaparken esnek, uygularken kati olmak" prensibi yerine, "kanunlari yaparken kati, uygularken esnek olmak" prensibinin benimsendigi sakat sistemdir. suc onun, sunun bunun degil hepimizindir. yandasi oldugumuz partiler hayati onemdeki ve uygulanmasi imkansiz yasalari bize danismadan, fikrimizi almadan geciriken at gozluklerimizi takip alkislayan, hukuksuzluga ses cikarmayan bizlerin hicbirsey demeye hakkimiz yoktur.
367 gibi bir safsata ile demokrasiye kafa atan sistem..
son dönemde özellikle iç normlardan ayrı dış normlarla etkileşimi en üst noktaya ulaşarak anayasa ve idare hukuku'ndan ayrılarak insan hakları hukuku'da ana başlıklar arasında yer almıştır.
kara avrupası hukuk sistemi dir. diğeri için (bkz: anglo saxon hukuk sistemi)
açıkları bol olan hukuk sistemidir. zaman zaman kişiye göre işlediği de gözlenebilir.
sistemsizlik üzerine işler...
ileride hukukcu olacakları yurtdışında çalışmaya iten düzen.
akp nin kontrolunde olan yargi.
Hukuk felsefesinden ziyade kanunların satır aralarını deşeleme üstüne kurulu bir sistemdir. Kafası karışan hakimler en baba mütalası olana haklısın damgasını vurdukları sistemdir. Hoca'nın hanım sen de haklısın hesabı...
olmayan sistemdir. uzun uzun pek çok şey yazabilirim ama çok basit bir şey yazacağım sadece; baronun ve adliyelerin internet sitelerine girin ve bir bakın lütfen. teknolojiden bu kadar uzak, bu kadar saçma, bu kadar kullanışsız siteleri internete mahir bile yapmamıştır eminim.
neyin yargı reformu, neyin teknolojisini konuşuyoruz ki biz. bu ülkedeki eğitim sistemine kökten bir yenilik, bir değişim gerek. yargı reformu yaptın, kanunları, sistemi değiştirdin diyelim. memurların, hakimlerin, savcıların, avukatların kafa yapısını değiştiremedikten sonra hepsi boş hepsi.
Kanunların, insanı devletten değilde, devleti insandan korumak üzere işlevsellik gördüğü bir sistematiğin hüküm sürdüğü hukuk sistemidir.

bu sistematiği inşaa edenlerin en sevdikleri kaynak Machiavellidir.

ha gün olur devran döner, karınca kuzgun olur ve tüm bunlar olurken biz yaşarsak belki Rousseaunun kaynak alındığı bir hukuk sistemi yaşarız. evet farkındayım, ironi..
(bkz: para çokomel)
(bkz: yasama organları)
kıta avrupası hukkuk sistemine dayanır.

(bkz: civil law)
Diyelim ki Afyon'da oturuyorsunuz ve satmayı düşündüğünüz bir aracınız var. Bu aracınıza Ankara Polatlı'da oturan bir alıcı buldunuz. Bu alıcıya da size ödemeyi Ankara Sincan'da yapacağı için vekalet verdiniz. Siz aracınız için ödeme yapılmasını beklerken aracınızın sizden habersiz Ankara'da satıldığını öğrendiniz. Bu durumda ne yapardınız ve ne olmasını beklerdiniz?
Mantıklı olan aracınızın Ankara'da satıldığı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınıza başvurmanızdır değil mi? Böyle yaparsanız babayı yediniz demektir... Çünkü Ankara Cumhuriyet Savcılığı "Yetkili değilim" diyerek davayı Polatlı'ya gönderir, Polatlı Savcılığı da sizin Afyon'da oturmanızı gerekçe göstererek "yetkili değilim" der ve onlar da Afyon'a gönderir, Afyon Savcılığı da suçun işlendiği yeri esas alarak davayı Sincan'a gönderir. Dava bu 4 merkez arasında yıllarca dolanarak sürer gider. Ta ki zaman aşımına uğramasına çok az bir süre kala Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda aklı selim bir kanun koruyucu "yeter be" diyerek 'dolandırıcılık' davası açıp bu Aziz Nesin öyküsünü sonlandırana dek... Eminim ki herkes bu kadar şanslı değildir ve yaşadıkları böylesi dolandırıcılık olaylarından sonra bir bardak soğuk su içiyorlardır. işte gözü çıkası Türk Hukuk Sistemi...

Ne mutlu ki davayı açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yetkisizlik kararı veren meslekdaşlarını da Adalet Bakanlığı'na bildirmiş.
içine tükürdüğümün sistemidir. eğitim sitemine dediğim gibi kafala değişmeden kağıt üzerinde hangi reformu yaparsan yap bir halta yaramaz, yaramayacak.

maaş üzerindeki hacizi kaldırtmak için adliyeye gittim. elden takipli bir müzekkere elimdeki. dosyayı çıkarttım(ki bun kesinlikle avukat ya da stajerin işi değil) icra müdürünün tek yapacağı bir imza atmak ve mühür vurmak. sonrasında ben müzekkerenin bende kalacak örneğini adliyenin dışında beni bekleyen firma sahibine vereceğim ve onlar da maaşında haciz olan kişinin maaşından yapıp icraya gönderdikleri kesintiye son verecekler. müdürle aramda geçen konuşmayı aynen yazıyorum;

j: haciz kaldırılacaktı da
m: sıra var görmüyor musun?
j: bir tane imza atacaksınız sadece
m: tamam geç sıraya
j: ben sırayı görmedim yalnız kimse yoktu. hani sıra kapmak gibi bir derdim yok
m: (salak salak gülerek) tamam geç oraya koy dosyanı

dosyayı koydum ve bekliyorum;

m: ne bekliyorsun gitsene
j: ee imzayı bekliyorum
m: git tamam
j: kendimi ifade etmeme izin verecek misiniz siz? adam dışarıda bekliyor bir tane imza atacaksınız ve götürüp adama vereceğim müzekkereyi
m: koy oraya atarlar imzayı müdür yardımcısı atar.
j: siz atamıyor musunuz? müdürsünüz siz.
m: bırak oraya çık
j: bir tane imza atılacak sadece neyini bekletiyorsunuz?
m: avukatın kim senin?
j: xxx xxxxxxxx
m: avukatın gelsin
j: olur söylerim gelir

sonrasında çıktım dışarı. geldim ofise anlattım. avukat ve avukatın eşi bana sen haklısın diyorlar sonrasında da icra müdürü aranıp ''kusura bakmayın arkadaş daha yeni deniyor'' şimdi kanunen o müdürün o talebi imzalamama hakkı var doğru. birincisi talep onun huzurunda yazılmadı, ikincisi zaten 3 gün inceleme süresi var. buraya kadar itirazım yok ama madem kanuna göre yapılacak her şey, benim tebligatı da icra dairesine bırakmam yeterli, takip açılması için talep yazmam yeterli. madem öyle ben açayım talebi ve hazırlasınlar takibi, ama o noktada işi yoğunluğu bahane gösterilip avukatlar karşılıklı yardımlaşmaya davet ediliyor ki buna da itirazım yok aslında. ama madem ki amaç işlerin yürümesi ve yardımlaşma, bir tane imza için niye diretiyorsun mal herif? tüm bunların sonunda bana asıl koyan 4 sene hukuk okuyan bir adama lise mezunu olan ve hayata dair söyleyebilecek tek bir cümlesi olmayan adamın posta koyması ki suç onda değil, sırf işler yürüsün diye onun götünü bu kadar kaldıran avukatlarda. yine de her şeye tamam ama bir şartla; o zaman kimse avukatlık mesleğinin onurundan, adalet sistemindeki yerinden bahsetmeyecek. avukatlık ticarettir, para kazanmak tek amaçtır densin; olanların hepsine eyvallah derim. bu ülkedeki hukuk sisteminin özeti bu. hala reformlardan bahsedilsin ne fark eder ki? anayasayı kökten değiştirin ya da yine bir şey değişmez. değişmesi gereken insanların paradigmaları hepsi bu. öncelikle hukuk sitemi, bu icra müdürü gibi oturduğu yerden para almaya alışmış, boş, gereksiz, sistem safralarından kurtarılmalı; sonrasında zaten reforma gerek kalmadan düzelir pek çok şey.
çok sevdiğim bir avukat ablanın facede yazdığı ileti;

''Saat 11 duruşması, bekleyen kişi sayısı 40, klimasız duruşma salonu ortalama sıcaklık 35, cok yorulan (!) hakim mola ister mola süresi şimdilik 20, yaşasın türk adaleti !!''
bir saat duruşma beklediğiniz, ama duruşmaya otuz saniye geç girseniz "sizi bekliyoruz burda efendim" gibi sözlere maruz kalacağınız bir sistem.
baştan aşağı değiştirilmesi gereken çağdaş,insan haklarına uygun ve mutlaka gerekli caydırıcılığa sapih olması gereken hukuk sistemidir.