bugün

annihilation

bu entryim, Jeff Vandermee'nin Southern Reach üçlemesinden uyarlanmış Netflix filmi "Yok Oluş - Annihilation" hakkındaki kişisel yorumlarımı aktarırken spoiler de içerebilir uyarmadan yorumlarıma başlamak istemedim *
izleyen için yorum, izlemeyene ise öneri olsun...

Yaşam formları değişebilir, değiştirilebilir. Bu, insan hükmünün ötesinde başka şekillerde olunca da -insan bu! doğası gereği- bunu sorgular-araştırır.
Bu değişimin güzel olması ya da olmaması da tamamen kendi türünün tehlikede olup olmaması ile ilgilidir ve bunu bilmesi lazımdır.

Yaşam bizden önce vardı ve bizden sonra da veya bizi bile dahil edeceği -bir takım değişik formlarda da olsak- her şekilde yaşam devam edecek diyebilir miyiz?

Tüm mutasyon değişimler aslında yaşamın devam etmesine mi hizmet eder?

Garip bir şekilde “Area X” bölgesi benim düşmanım olmadı mesela film boyunca

Ters bakışla "Timsah, ayı n'olacak! insanlar öldü, ölmeyen ağaç oldu-çiçek açtı" falan diyeniniz çıkabilir; yapmayın kuzum sanki insan bu tarafta da ölmüyor daha beteri öldürüyor kendi türünü bile hatta...

Filmdeki gibi dış etken (daha detay vermiyim) ya da dünya içi değişimlerin hepsi yaşamın kendine yeni bir yol bulması dışında bir şey değil asılnda..

Bir tür gider, yeni bir tür gelir, hatta belki var olan bir tür bile gelişir ama dünya dönmeye devam ettikçe önemli olan yaşamdır.

insan ilk var olduğundan bu yana; insanla yok olan türlere bakacak, insanın yapısında meydana gelen değişimi, insan evrimini inceleyecek olursak biz de o yaşamın devam ettiği yaşam formlarından sadece birisiyiz, hepsi bu...