bugün

ikiru

1952 yapımı bir akira kurosawa filmi. türkçe'ye yaşamak olarak çevrilmiş.

30 yıldır devlet dairesinde çalışan kahramanımız watanebe'nin , mide kanseri olduğunu ve altı aylık bir ömrünün kaldığını öğrenmesi üzerine yaşamını sorgulamaya ve altı aylık süreyi daha iyi geçirmenin, kendine mutluluk üretmenin derdine düşer. film bunun üzerine kuruludur.

bunların yanında, devlet dairelerinin iç karartan düzenini, bir türlü işlemeyen bürokrasiyi, kirli makamları, çıkarcılığı çok iyi anlatır. bir an kendinizi herhangi bir devlet dairesinde geçirdiğiniz birkaç günü düşünürken bulursunuz. çok gerçekçidir.

hepimiz gerçekte biraz watanebe'yizdir aslında. kazanmak ve yaşamak derdine o kadar düşmüşüz ki, düştüğümüz bu şeyin içinde boğulduğumuzu bile fark edemiyoruz.

içerik dolu doludur yani abiler ablalar. neredeyse her konuşmanın altı kırmızı kalemle çizilip, bir köşeye not edilecek cinstendir. şiirseldir.

filmin son sahnelerinden birinde watanebe'nin gece vakti bir salıncakta sallanırken söylediği ve bir taraftan karın yağdığı ve etrafın bembeyaz olduğu o güzel şarkılı sahneyi görmek için bile sadece izlemeye değerdir. bu sahne tüm hayatım boyunca unutmayacağım bir kaç sahneden biri oldu bile.

söylediği şarkı da şudur :

--spoiler--

hayat kısa
aşık olun bakireler
dudaklarınızın allığı
solup gitmeden önce
içinizdeki arzu dalgaları
durulmadan önce
yarını bilmeyen
insanlar için

hayat kısadır
aşık olun bakireler
uzun siyah saçlarınız
ağarmadan önce
kalbinizdeki alevler
titreşip sönmeden önce
bugünü bir daha
yaşamayacaklar için

--spoiler--