https://galeri.uludagsozluk.com/r/2440554/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2440555/+
ikinci inönü Denizaltısı'ndan Azmanoğlu Kosteri'ne tarihi belgesel anlatımlı eser, ilker Grup'un 11. kitabı olarak Ayhan Çındemir ve Asım ilker Meşe imzasıyla yayınlanmıştır.
1955 yılından itibaren Haliç'in muhtelif yerlerinde Haliç Vapurları'yla başlayan ve dubalar, askeri gemiler, römorkörler vs devam eden dönüşümlerle Türk kostercilik tarihinin ilk günleri anlatılmaktadır.
Osman Öndeş'in de katkılarıyla hazırlanan kitap,
1-Haliç Vapurları'ndan kostere
2-Dubadan, mavnadan kostere
3-Askeri gemilerden kostere
4-Tankerlerden kostere
5-Römorklardan kostere
6-Şehir hatlarından eğlence gemilerine
7-Balıkçı gemilerinden kostere
8-Yolcu vapurlarından, arabalı vapurlardan kostere
9-Yelkenli yük gemisinden kostere-Çankaya Gemisi
10-Firigofirik gemisinden kostere-Kar
11-Kuruyük ve tankerden kostere
12-Bilinmeyen kosterler
başlıklarıyla 12 bölümden oluşmaktadır.
NOT:Koster, yakın limanlar arasında işleyen küçük yük gemisi.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2439502/+
1987 doğumlu Aydın Yüksel Yalova Güzel Sanatlar Lisesi’nden sonra Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nü tamamladı.
Otantika Etnografya Müzesi’nde Sanat tarihçiliği yaptı. Müzede Osmanlı dönemi kumaş ve kumaş üzeri nakış işleme eserler konusu uzmanlık alanı oldu.
2019 yılında Sirenler Serisi ile sanat ortamına etkili bir giriş yapmıştır.
2022 senesinde kaktüslerin biyolojik gelişimini insan psikolojisi ile metaforlayarak başladığı DOKUN-MA, SAVUN-MA, KONUŞ-MA serilerini sürdürmektedir.
Kaktüslerin dayanıklılık, güç, yeniden doğum ve savunma sistemi gibi özelliklerini kadınlara atfetmiştir.
Araştırdıkça kaktüslerin liderlik özelliklerininde, dünyaya liderlik yapmış ve tarih yazmış kişilerde gördüğünü anlatıyor.
Büyük iskender'le başlayan Savun-Ma serisi böyle doğdu.
Ressam Fırat Altındal şimdiye kadarki sergileri
Bodrum HGC Art, Nino Varon sergisi, Londra Turquoise karma sergisi şeklinde gerçekleştirmiştir.
Toplumu bölen, halkı kutsal değerler üzerinden kışkırtan, insanları iyi ve kötü olarak kategorize edip din adına zebanilik yapan ve en kötüsü mesleğine, büyük insanlığa ihanet eden.
Ne yazık ki lunapark oyuncağını geçti.
insanlar fotoğraf çektirmek için yirmidört saat boğanın üzerinde ve heryerindeler.
Yakından inceleyin, boynuzları başta olmak üzere birçok yerinde insanların sürtünmesinden bronzu aşınmış, delinmiş ve iskeleti çıkmış.
Türkiye'ye girişleri yasakken uzaktan sevilenlerin, Türkiye'deki gerçek şahsiyetleri.
Birde Atatürk karşıtı Arap'çı tantanaları sosyal medyada boy boy.
Paran varsa alırsın güzelliği.
Kilosu 1200TL den başlıyor. Asgari ücret ve emekli maaşı ile biraz zor.
Bu ekonomik şartlarda tadını bilende azaldı zaten.
En iyisi gelirken baklava alacaktım demek.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2435044/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2435045/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2435046/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2435047/+
Jacques-Yves Cousteau, Kaptan Cousteau
11 Haziran 1910'da Fransa'nın Saint-André-de-Cubzac kasabasında doğdu.
Deniz subayı, deniz biyoloğu, film yapımcısı ve araştırmacı olarak tanınan Cousteau deniz altı dünyasının sırlarını açığa çıkarmak ve korumak için hayatını adamış bir öncüdür.
Cousteau Fransa Deniz Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra, Fransız Donanması’nda subay olarak görev yaptı. 1943 yılında Emile Gagnan ile birlikte geliştirdiği
Aqua-Lung Sualtı Ciğeri sayesinde modern dalış tekniklerinin temelini attı.
Buldukları sualtı tüpü dalgıçların su altında daha uzun süre kalabilmelerini sağladı ve deniz altı keşiflerinde yeni bir çığır açtı.
1950 senesinde Kaptan Cousteau, dönemin en ünlü araştırma gemilerinden biri olacak Calypso‘yu dizayn etti ve onunla dünya çapında birçok deniz altı keşfine çıktı.
Bu keşifler sırasında çekilen görüntüler, Cousteau’nun yaptığı belgesellerde kullanıldı.
1956’da yayınlanan Sessiz Dünya (The Silent World) adlı belgesel, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı.
25 Haziran 1997'de 87 yaşında kalp krizi sonucu (heard attack) hayatını kaybetti.
Tablo Ressam Tatiana KiRiLLOVA'nın
Beyoğlu Artizan Sanat Galerisi'nde 15Nisan-18Mayıs 2023 tarihleri arasında gerçekleştirdiği
ilhamın Portreleri isimli kişisel sergisinden.
Reng-i Su tekniği ile yapılmıştır.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2434233/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2434232/+
Hatay iskenderun Deniz Er Eğitim Alayı Acemi Birliği’nde vatani görevini yapmakta olan Muhafız Er Hayrullah Halit Karaman ve ikmal Er Semih Erdoğan bulantı ve yüksek ateş nedeniyle götürüldükleri iskenderun Devlet Hastanesi’nde şehit olmuştur.
Ölüm sebepleri su kaybına bağlı çoklu organ yetmezliğidir.
Olay yemin töreni hazırlık provaları devam ederken gerçekleşti.
24 saat gündemle ilgili ilk başlığı açabilen yazar olabilmek büyük hız gerektiriyordu.
Siyasi-sosyal konularda tartışmasız daha yüksek kalite vardı.
Yazarlar arasında ciddi mesajlaşmalar ve dostluklar yaşanıyordu.
Günlük giriş sayısı bugünkünün 20 katındanda çok fazlaydı.
Yazılar ve yazarlar ciddi denetleniyordu ama özgün ve özgürdü herkes.
Birde, bayan kökenli ve cinsel bayan tanımlamaları çok kullanılıyordu. O günlerin en anlaşılmazı diyelim bunada.
Bir kere daha az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçiş, ozmoz kuralı ve liberal kapitalizmin gerçek yüzü.
Yani yoksuldan, fakirden, ezilenden al zengine ver.
Dünya kurulduğundan beri sermaye halkı böyle yönetmiş.
Şirket-i Hayriye ve ilk Türk Kaptanları isimli belgesel kitap;
Türkiye'nin ilk özel denizcilik müzesi'nin kurucusu
Gemi Makinaları Mühendisi ilker Meşe tarafından
ilkfer Gurup bünyesinde yayınlanan 10.kitap olarak
Türk denizcilik camiası ve denizcilik tarihimize kazandırılmıştır.
Şirket-i Hayriye, 1854'ten 1945'e kadar Boğaziçi'nde yolcu ve yük taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketidir.
17 Ocak 1851'de Reşid Paşa'nın himayesiyle ve Sultan Abdülmecid Han'ın kabulüyle kurulmuştur.
Kitapta onbir Türk Kaptanı'nın hikayesi anlatılmaktadır.
SONLUK
Duygu yordamıyla
Akan bir nehir gibi
Bir menderes masifinde
Yolunu arayan,
Duygu yorgunu
Bir çağlayanın son menzili belkide
Türküler, ağıtlar ve uzun güzel sözlerle gelen
Keskin bir dolambaç
Ki bu kaçıncı sevdanın ölümcül uçurumu gibi
Denize akan bir nehir gibi,
Üzerinde yıldız gözleri...
ŞEHiNŞAH
Bir karanlık gecede
Bir at,
Karanlık gecedir siyah
Ve
Üzerinde bir Şah
Beyaz bir at
Ve siyah bir silah
Karanlığa düşen bir Şah
Silahtarı nerede?
Şaha kalkmış bir at
Ve bir kraliçe,
Gökyüzüne bakar
Bir yıldız kayar,
Gökyüzünden denize
Ve bir deniz kızı
Yıldız toplar...
Bir duygu yordamı gibi.
Türkçe'de ilk defa 10 Temmuz 2025 tarihinde
Muzaffer SALiHOĞLU tarafından yazılı ve sözlü olarak kullanılmış ve Türkçe'ye kazandırılmış bir deyimdir.
Google, Yandeks ve yapay zeka aramalarında hiçbir kullanım ve anlam açıklaması bulunmamaktadır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2432175/+