Erzurum'da dev bir kulliye yapıyorlar, bloklar halinde. Ben buraya bir çok bagis yapmıştım, ama niyetim sinif yaptirmakti. Sordum maliyeti nedir diye, cevap gelince yazacağım.
100 liraya fon aldım. Bir sene sonra 160 lira oldu. 30 lirasını satıp altin aldım. Fon 130 lira üzerinden eklemeye devam eder. Altin da diğer taraftan kazanır.
Kendisine rakip olmak zordu. Olanlar da genellikle ihrac ediliyordu. Ama başkanlığı döneminde partiyi sokaklardan alıp, meclise taşımıştı. Rakipleri de bu yatırımın kaymağını yemek istiyordu.
Bir sıkıntı olduğu ortada, ama sebebini anlayabilmiş değilim.
Konuya gelelim. Bazı konularda bilgi alabiliyoruz, ama saklayıp gizlediğim hiç olmadı. Geçen sene net veriler vardı, ama bu sene soru işaretleri eşliğinde öğrenebiliyoruz. Onlar da küçük parçalar halinde.
Bir bilgi gelince doğru olup olmadığını izliyoruz ve en doğru strateji nedir diye hızlıca belirlemeye çalışıyoruz. Hızlı çünkü baskı büyük.
Geçen seneden mutlaka daha iyi olmasını istiyorum. Bunun için çok çalışıyorum ama gücüm çok sinirli.
Üç ana başlık halinde gidelim. Spor, ekonomi ve kişisel ilişkiler. Sadece birine sıkıştı kaldı. Diğer kazanımlar görmezden geliniyor bu da yıpratıcı.
Sadece kritik zamanlarda ve çok farklı yerlerde ortaya çıkıyor. Konuşmuyor ve hatta göz göze bile gelmiyor. Bazen ankaranin bir ucunda bazen başka yerinde kendini gösteriyor. Ondan birkaç saat sonra bilgiler akmaya başlıyor.
Biz ak partiye mhp gibi oynak olmamasını ilettik ama ise yaramadı. Öte yandan kritik zamanlarda sadece ak partiden doğru bilgiler geliyor. Öbürleri alakasız yalanlarla top çevirmeye çalışıyor.
Bana kalsa ben ak partinin mhp gibi habire renk degistirdigi bir durumda bırakırdım, ama meseleler rica minnet değil, kesin talimatlar eşliğinde geliyor.
Erman hayranlarını anlatıyor daha doğrusu anlatmıyor kafadan uyduruyordu. Turkiye güzeli ya da ingiliz şarkıcı ile nasıl bir ilişkisi olacaktı. Ama erman anlatmaya devam ediyordu daha doğrusu uydurmaya.
Bir süre sonra muhataplar da sevgi ve ilgiyi dogrulayinca şaşırdı. Birkaç kişiyi arayıp sordu ve ermanin doğru söylediği ortaya çıktı.
Bunu hic beklemiyordu. Yedinci sınıf bir memur ile yabancı siyasetçi nerede nasıl iletişim kurmuştu.
Didik didik ermani incelemeye başladı. Siyaset, is, spor, medya dünyasından tanımadığı yoktu. Sonra bağlantılarının da yardımı ile 2 yild 20 - 25 milyonluk bir servete sahip olduğunu ogrendi.
Ne var ki erman onun en büyük hayaliydi. En azından kendisini reddetmeliydi. Ama erman hiçbir şey soylemiyordu. Zaten söylese de anlamak zordu. Bir çıkarım yapmak mümkün degildi. O zaman erman ne yapmaya çalışıyordu?
Yıllardır mhp istanbul il kongrelerde çok ilginç bir şey oluyor. Istanbulun 120'den fazla üst kurul delegesi var ve bunlar büyük kurultayda genel başkanı secmek için oy kullanıyor.
Bahçelinin adayi genelde istanbul il kongresini kazanıyor. Ancak 130 delegeden 60 civarı muhaliflerin eline geçiyor.
Tam bu noktada bahcelinin adamlarından birisi kongre hakkında şikayette bulunuyor. Şikayet gerekçeleri o kadar komik ki, biri promter kullandı öbürü kağıttan okudu, biri önce diğeri sonra konuştu gibi ipe sapa gelmez şeyler.
Ancak nasıl oluyor ise, şikayet metninde yer almamasina rağmen ve parti tüzüğünde çarşaf liste yazmasına rağmen, ysk'dan blok liste kararı çıkıyor. Böylece tüm delegeler bahcelinin eline geciyor.
Ne var ki tek komik nokta burası değil. Yazarlar ve hukukçular şu soruyu soruyorlar "şikayet eden de savunma yapan da bahcelinin adamı. Nasıl oluyor da hem davalı hem davacı aynı taraf oluyor?"
Hepsinin belli başlı vazifesi olmakla birlikte, işi yürüten cansu. Uzun saçlı ve yetim de asıl ögeleri. Hergun saatlerce milletin karisini kızını anlatma isini yetim üzerinden yapıyor. 3 kişilik odada bakana defalarca namussuz demesi de, kurtaracak bir mfi olduğunu bilmelerinden.
Stratejileri günlük, haftalık ve aylık olarak sıkıntı çıkarmak. Bir kısmını ak parti ile koordineli götürüyorlar, ama meselenin bir bölümü sadece mhp içerisinde dönüyor. Kim saat kaçta nerede ne yapacağını biliyor. Değerli gardesimin hepsinden haberi var, ama ortaya çıktığında erdogan ile diğerlerini baş başa birakip aradan çekiliyor.
"TÜFE, ÜFE ve TLREF’e endeksli mevduat için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde yüzde 10 olarak belirlenmiştir. Yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı yüzde 4’ten yüzde 2,5’e indirilmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunulur."
Sebebi maddi şartlar değil. Daha çok akrabaları görme, eski yurduna gidip hasret giderme amacı taşıyor. Ancak gençlerde pek kalmadı. Onlar denizi tercih ediyor.