Nakit ve nakde dayalı varlıklara yatirim yapan fon.
Alinti:
Fonun yatırım amacı ortalama vadesi 45 günü aşmayacak şekilde, vadesine maksimum 184 gün kalmış nakit ve nakde dayalı para ve/veya sermaye piyasası araçlarına yatırım yaparak getiri elde etmektir.
Fonun portföyü devamlı olarak kamu ve/veya özel sektör borçlanma araçları, ters repo, borsa para piyasası, nakit ve mevduattan, oluşur.
Ağırlıklı olarak yabancı hisse ve fonlara yatirim yapan fondur. içinde yerli fonlar az da olsa bulunabilir.
Alinti: Fon portföyünün en az %80’i yabancı para cinsinden borsa yatırım fonlarına devamlı olarak yatırılır. %20 lik kısmı ile ise yerli yatırım fonları ile diğer para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilir. Fon getiriyi arttırma ve riski dağıtma amacıyla, Amerikan Doları cinsinden olmayan sermaye piyasası araçlarına da yatırım yapabilir.
400 liraya kahve alan ile 40 liraya için market değiştirmenin adil olmadığı, daha adil bir Türkiye için çalışmamız gerektiği ortada. Ama sen nasihatler dinlemiyorsun. Cocugunun eğitimine para harca diyorum, sen sürekli oynuyorsun, göbek atıyorsun.
Mansur yavas mhp ankara adayı iken, d bahceli "siyaset bizim isimiz, siz belediyecilik yapin" demiş. Mansur Beypazarına giden erdogni çiçeklerle karşılayıp, yüzde 27 oy aldı.
Su anda il ocak başkanları arasında biz vatan kurtaralım, siz uygarlığa katkıda bulunun deme durumu olan birisi gorunmuyor.
Ama zamanla şöyle olacak.
Bir grup ali Kınık ahmet şafak dinleyip, lise mezunu yildiray ile komple" lerimçözecek, diger grup bedava belediye konseri yerine parayla konsere gidip, bir yazar, köşe yazarı okuyup, sosyoloji, siyaset, uluslar arası ilişkiler veya mekanik alanlarda uzmanlasacak.
Haliyle aynı ocaktaki birileri kira ile maasi denklestirmeye çalışırken, diğer grup ispanya turuna çıkacak.
Gitmeyi çok istiyorum bunun çeşitli sebepleri var. Ama gidemezsem ve en buyuk ortak ile ilişkiler guclenmezse üzülürüm. Yoksa para filan umurumda değil. O kadar emek ve çaba var.
Mhp genel bsk
Bazı mhp yöneticileri kirli işlere girmişler. Bunlar zamanla ortaya cikacakmis. Bu durumda oluşacak toplumsal tepkinin önünü almak için nerede mafya görse dava arkadaşım diyormuş.
Belli bir dgisimi dönüşümü tamamladı, ama ideal noktaya ulasamadi. MEB ile yapılan mesleki eğitim protokolünün de gösterdiği gibi, bahceli ortalama bir ocakli'nin orta sınıfı olusturmasini istiyor. Yani ileride kredi çekip, ev araba alır, çocuğunu okula gönderir, ama özel okul, özel hastane veya yurt dışı tatili yapmaz.
Orta sınıf önemli ve aslında ekonominin direği, ama bu kalıplar içinde sınırları aşan, ileriye yükselen belli kişi ve gruplar da olması lazım, ancak bunun için belli bir sosyo ekonomik ve entelektüel seviye gerekli.
Halbuki mhp gençliğini henüz izzettin tweetleri ve yildirayin bilgi birikim dolu yazılarından kurtarabilmis değiliz.
Baktigi ilk iki şey enflasyon ve döviz kuru. Yabancı yatırımcı turkiyeye yatirim yapmak için kredi çekecektir ve bu kredinin euro cinsinden olduğunu düşünelim. TL euro karşısında değer kaybettikçe, yatırımın ve kredinin maliyeti artar.
Annen baban yatirim bilse, şimdi asgari ücret kadar kira gelirin vardı, ama olmadi. Neyse.
Yatirim fonunda esas olan paranın ne kadarını hangi fona yatiracagindir. Genel tavsiye risk alma durumuna göre varlıklarının yüzde 20'si ile yüzde 40'i arasında yatirim yapmandir.
Aslında şöyle basitçe anlatılabilir. 10 bin lira ile başlayıp, ayda 2-3 bin eklenebilir.
Peki hangi fon? Ya da paramı kaybeder miyim? Sorunun cevabı içinde gizli. Risk ve kazanç dengesini nasıl sagliyorsun. Tüm finans kuruluşları ve bankalar yatirim profili oluştururken sana bu soruyu sorarlar.
Eğer paramı bir yılda ikiye katlamak istiyorsam altın fonu idealdir. Ama biraz risklidir.
Eğer iyi kazansam yeter dersem hisse senedi yoğun fonlar populerdir.
Yok güvenli ve kazançlı çıkmak istersem kısa vadeli borçlanma araçları tam bana göre. Çünkü yıllık getirisi yüzde 55-60 düzeyinde ve kamu - özel kesim borçlanma araçlarına yatirim yaptığı için riski yok.
Her konuda bir fikri vardı ve çok kez sacmalardi. Genellikle herkes ne söylüyorsa tersini söyler ve bu yönü elestirildiginde herkesin ne söyleyeceğini nereden biliyorum diye cevap verirdi.
Aslında oldukça basitti. Kendi fikirlerine karşı çıkıyordu. Ortalama bir konuda olağan bir şekilde düşünüyor ve aksini yazıyordu.
Futbol, basketbol, atletizm. Hepsini yazıyordu, ama genellikle sacmaliyordu. Tüm otoriteler de saçmaladığı fikrindeydi.
Ne var ki farklı bir yönü vardı. Sürekli vatan kurtarmiyordu. Bir gün gittiği caz müzik konserini anlatıyor, ertesi gün kitap özetliyor, başka bir gün film degerlendiriyordu.
Yesilcama bayiliyordu ve sabahtan akşama kadar yesilcam tv izliyorum, alın beni bu kanaldan diyordu.
Sonra avrupa liglerini izlemeye başladı. Gerçi bunu benden öğrendi ama italya, ingiltere, fransa liglerini yorumlamaya başladı.
Söyleyin şuna hürriyete geçsin diyordum, yıllardır bu gazetedeyim, oranın patronu değişirse ne olacak diyordu.
Gazetesinden ayrılmıyor, sık sık garip yazılar yazıyor, ben amk salağı yine saçmalamış deyince, o da aynı şekilde cevaplar veriyordu.
Turkiye birkaç yıl önce en renkli yazarını kaybetti.