Temmuz’da paris kentine seyahat edeceğim ülke. Severim kendilerini.
Son zamanlarda getirdikleri yeni kısıtlamalara göre plajlar, parklar, bahçeler, oyun alanları, stadyumlar, okul girişleri ve otobüs durakları dahil olmak üzere çocukların bir araya gelebileceği neredeyse tüm açık kamusal alanlarda sigara içilmesini yasaklamışlardır.
Yerinde bir karar olmuş. umarım bizde de tütün hususunda benzer kısıtlamalar getirilir.
Yalnızca geç uyanırsam hissedeceğim şey. Onun dışında aklıma gelmez. Bu denli, çocukluk yıllarımdan bu yana erken uyanmayı alışkanlık hâline getirmiş olabilirim.
Şu ara üzüldüğüm bir şey yok sanırım. Yani umarım olmaz ama bazen içsel muhakememde kendime şunu söylerim: “bunun için mi?” O zaman uzaklaşırım o hissiyatlardan. işe yarayan bir şey.
Sevdiğim yiyeceklerden. Yumurta akı ile hindistan cevizini birlikte bulayıp top yapın, ardından pişmemiş kek harcının tam ortasına bu toplardan koyun. Keki o şekilde pişirin, şahane oluyor.
Ortası yok bu şehrin. Seveni ya çok seviyor ya da hiç sevmiyor. Ben çok seviyorum mesela. Ha şunu da isterdim, böylesine romantik bulduğum o nehrin kıyısında sevdiğimin elini tutmak isterdim. Ne zaman şehirden geçen o ünlü nehrin (seine) etrafında yürüyüş yapsam bu hayali kurardım.
Romantik olmayan yerleri de çok fazladır paris’in. Lakin öyle büyüleyici atmosfere de sahip ki bunu unutturuyor anında.
O kadar yorgunum ki… hem zihnim hem bedenim. tarifi yok herhalde, dinlenmek istiyorum. O da pek mümkün değil gibi bu ara. Hayatın giden akışına bazen kapılırken bir şeyleri de unutuyor gibiyim. Kafam allak bullak. Keşke kimsenin olmadığı bir dağ başında sessizce tek başıma kalsam. Ha belki sevdiğim insan da yanımda olsun isterdim lakin o da zaten imkânsız.
Herkesin her şeye inanılmaz derecede aceleci olması. Sıra beklediği zaman inanılmaz şekilde gerilmesi ve “ya dışarıda işim vardı ama” falan diyerek başkasının sırasını almaktan çekinmemesi olabilir. Çoğu türk insanı, beklemeyi sevmiyor. Gözlemlerime göre beş-altı yaşlarındaki çocuklar bile böyle. Bilimsel yanıyla incelemeye değer.
Korkmamak demek değildir. Fakat korkulara rağmen adımlarını atmayı sürdürmektir.
Ben de Korktum ama duygularımı bir şekilde söyledim de. Aslında sonrasında pişman olmuştum. Emin değilim. Varsın, arkadaş olarak bile istenmeyeceksem böyle istenmeyeyim. Birini çıkar gözetmeksizin sevmekten başka bir şey yapmadığımı düşündüm. Neyse işte Sağlık olsun.