insanoğlu hiçbir şeyden tam anlamıyla memnun olamıyor. Yaz gelince kış, kış gelince de yaz mevsimini arıyoruz. Yapacak bir şey yok, özlem de hayatın doğal akışı.
Yıldızlara bakarken düşüncelere daldım. Bir de rüzgâr öyle güzel esti ki… aşırı iyi geldi.
Eskiden olsa bazı durumlara çok üzülürdüm. Özlediğim için yanardım. Aşkımdan ölüp biterdim. Eskisi kadar duygusal yoğunluk hissetmediğimden mi, içimdeki fırtınayı aşmak zorunda kaldığım için kısmen aşabildiğimden mi, bunları sahiden bilmiyorum. Kalbimin, hiçbirine cevabı yok sanki. En son küçük bir hareketimle artık o’na yük olduğumu düşündüm, sanırım bunun altında ezilecekmiş gibi hissettirmiştim o’na. içim acıdı. Üzerine gitmiştim. Sanırım ayıp ettim, her yaptığım şeyden sonra utanmam peki? Neyse. Belki de korkuttum, tedirgin ettim o’nu. Bir şekilde hayatımda olmasını istiyorum, kalbine çok kıymet veriyorum, sonsuz güven duyuyorum o’na karşı. Umarım iyidir bir yerlerde. Bir gün Ben de o’nun aklına gelirsem yıldızları izlerken tebessüm etsin isterdim.
izmir’de okuduğum-liseli olduğum zamanlarda alsancak’ta otururken ilk kez dinlemiştim kendilerini. Hayran kalmıştım, hâlâ da öyledir benim için. Yerleri başka.
Tekirdağ’da yaşıyorum. Bir süreliğine şehir dışındayım ve şu an tekirdağ genelinde su yokmuş. insanlar mahvolmuş durumda. Ve bu günlerdir devam ediyor, telefonuma da konuya istinaden devamlı mesajlar geliyor. Belediye başkanı candan hanım buna acil çözüm bulmalı. Susuzluk büyük bir problem.
Temmuz’da paris kentine seyahat edeceğim ülke. Severim kendilerini.
Son zamanlarda getirdikleri yeni kısıtlamalara göre plajlar, parklar, bahçeler, oyun alanları, stadyumlar, okul girişleri ve otobüs durakları dahil olmak üzere çocukların bir araya gelebileceği neredeyse tüm açık kamusal alanlarda sigara içilmesini yasaklamışlardır.
Yerinde bir karar olmuş. umarım bizde de tütün hususunda benzer kısıtlamalar getirilir.
Yalnızca geç uyanırsam hissedeceğim şey. Onun dışında aklıma gelmez. Bu denli, çocukluk yıllarımdan bu yana erken uyanmayı alışkanlık hâline getirmiş olabilirim.
Şu ara üzüldüğüm bir şey yok sanırım. Yani umarım olmaz ama bazen içsel muhakememde kendime şunu söylerim: “bunun için mi?” O zaman uzaklaşırım o hissiyatlardan. işe yarayan bir şey.
Sevdiğim yiyeceklerden. Yumurta akı ile hindistan cevizini birlikte bulayıp top yapın, ardından pişmemiş kek harcının tam ortasına bu toplardan koyun. Keki o şekilde pişirin, şahane oluyor.
Ortası yok bu şehrin. Seveni ya çok seviyor ya da hiç sevmiyor. Ben çok seviyorum mesela. Ha şunu da isterdim, böylesine romantik bulduğum o nehrin kıyısında sevdiğimin elini tutmak isterdim. Ne zaman şehirden geçen o ünlü nehrin (seine) etrafında yürüyüş yapsam bu hayali kurardım.
Romantik olmayan yerleri de çok fazladır paris’in. Lakin öyle büyüleyici atmosfere de sahip ki bunu unutturuyor anında.
O kadar yorgunum ki… hem zihnim hem bedenim. tarifi yok herhalde, dinlenmek istiyorum. O da pek mümkün değil gibi bu ara. Hayatın giden akışına bazen kapılırken bir şeyleri de unutuyor gibiyim. Kafam allak bullak. Keşke kimsenin olmadığı bir dağ başında sessizce tek başıma kalsam. Ha belki sevdiğim insan da yanımda olsun isterdim lakin o da zaten imkânsız.