Kodların laneti
Bir zamanlar Üsküdar’da, geceyle gündüzü Visual Studio’ya kurban etmiş bir developer yaşarmış. Adı bilinmezmiş, çünkü kimse onu gerçekten tanımazmış. Herkes ona “Danışman Bey” dermiş. O da her sabah kahvesini alır, “bugün bir şeyleri düzelteceğim” diye işe koyulurmuş.
Ama ne zaman bir bug çözse, iki yeni bug doğarmış. Kodlar sanki cinliymiş. Bir gün, tam try-catch bloğuna dua ederken, monitörden bir ses gelmiş:
“Senin exception’ların bizim lanetimizdir, Danışman Bey…”
Ve karşısında belirmiş: Cin-i StackOverflow. Elinde kırmızı bir mouse, gözlerinde mavi ekran parıltısı.
Çileli zamanlar
Cin, ona bir görev vermiş:
“Sistemi optimize et, ama kimse seni takdir etmeyecek. Hatta seni dövecekler. Yine de devam et.”
Developer başlamış:
-Performans artırmış, kimse fark etmemiş.
-UI düzeltmiş, kullanıcı “niye değişti bu ya?” demiş.
-Sunucu çökmüş, suç ona atılmış.
-Patron “sen ne iş yapıyorsun ki?” demiş.
-Bir müşteri, kodu beğenmeyip sandalye fırlatmış.
-Bir başka gün, deploy sonrası sistem çökmüş, cinler kahkaha atmış.
Her gün sille tokat, her gece “belki yarın” umuduyla yaşamış.
Ve sonunda
Bir gece, artık dayanamayıp istifa etmiş. Laptopunu kapatmış, Üsküdar sahiline inmiş. Tam martılara bakarken, cebinden bir ses gelmiş:
“Yeni danışmanlık işi var, maaş biraz daha iyi…”
Ve developer, başladığı yere dönmüş. Aynı kodlar, aynı cinler, aynı döngü.
Ama bu kez gülümseyerek başlamış:
“Ben zaten bu laneti seviyorum galiba…”