bugün

entry'ler (2072)

yaran olaylar

eski bir türk adeti olarak, gelin olmak üzere evden ayrılan kıza babası evlerinin kapısının ona her zaman açık olduğunu, herhangi bir sorunla karşılaşırsa istediği zaman baba ocağına dönebileceğini hatırlatmak için sembolik olarak bir yol parası verir ve gelin de bunu hayatı boyunca bir yerde saklar. ( eşim bir yörük kızı ve yörük köylerindeki düğünlerde adet olarak hep yapılırmış)

her neyse efendim, eşim babasının verdiği işte bu parayı(100 lira) ertesi gün gittiğimiz kıbrıs'taki balayımızda casino'da harcadı.

aklıma geldikçe gülerim. ahahahaha

bakire olmayan hatunla evlenmek

birkaç gün sonra yapacağım eylemdir. pek hissettirmemeye çalışıyorum, -ki uzun zamandır böyle- aslında içim hiç rahat degil. evet seviyorum, evet bir ömrü geçirebileceğim, beni çok seven, her şeyi ile hayatı paylaşabileceğim, iyi bir anne, iyi bir eş olabilecek 'o' kişiyi bulduğumu düşünüyorum. her şey çok güzel, her şey iyi gidiyor, her şey ayarlandı ve birkaç gün var dügüne. ancak hala ona söyleyemediğim ve kendime de zor itiraf edebildiğim bir gerçek var ki, biz hiçbir zaman tam anlamıyla olamayacağız. her zaman bi olmamışlık, yarım kalmışlık, eksiklik var olacak. dindar bir insan değilim kesinlikle, hatta doğru düzgün bir din ve tanrı inancım da yok. ama hani 'helali olmak' diye bir kavram var ya; o hiçbir zaman helalim olamayacak benim…

bu konu er ya da geç basımıza bela olacak. ne yaptım ise aşamadım; lanet olsun bu coğrafyaya ve bu kültüre. hatta kendi beynime de lanet olsun ama yok, ben yapamayacağım. bir yerde kafama vurmaya başlayacak, aklıma gelecek ve çok derin sorunlar yaşayacağız. o da sonunda pes edecek, bir yere kadar sabredebilir tabii, çok normal…

neden böyle oldu bilmiyorum, esasında birkac kez bırakmayı denedim, ama olmadı ne yapabilirim.. çünkü seviyordum. her şeye rağmen yaşanması gereken bir yol olduğunu sezdigim icin geldim. ama bitecek biliyorum… yani bir yerde patlak vereceğini ve sonunda pes edip onu bırakacağımı bile bile yapıyorum bunu.

çok yazık…

uludağ sözlük dertleşecek insan database

kız isteme, nişan, düğün ıvır zıvır gibi geleneklerle ilgili konulardan anlayan ve tercihen kadın yazar olursa çok memnun olurum. Nişanlanmak üzereyim ve ciddi bir krizin eşiğine girdik.

skyler white

diziyi bilmeden ara ara gündem olmasına ve sürekli orospu ithamı alması sebebiyle gözümde çok büyütmüştüm bu garıyı. 1 hafta içinde bitirdim diziyi, final bölümüne kadar ulan acaba ne yapacak ne yapacak diye bekledim. her bölümünde infial yaratacak bi aksiyon bekledim ama yok arkadaş. bu kadının avukat kadar, gus fring veya hank hatta mike kadar bile önemli ve büyük bi rolü yok dizide. ted le yatması dışında da herhangi bir orospulugu bulunmuyor. o dönemin psikolojisi için de o kadar şaşılacak bir şey yok ortada. ayrıca kocası en başından beri olaylardan haberdar etseydi aldatmayacaktı belki de.
ulan daha walter in paralarını aklamayı bile beceremedi karı doğru duzgun. bi yol bulsaydı ve walter paraları gommek zorunda kalmasaydı o durumlara hiç düşmeyeceklerdi.

velhasıl, bana göre orospu falan olmayan hatundur. olsa olsa beceriksiz veya yollu olur anca. onun dışında bi iticiligi yok, hatta sempatik bile denebilir.

şok ta içki satılan dönem

Evet, Vardı böyle bir dönem. ünv de kaldığımız evin sokağında şok vardı ve gidip bira aldığımızı çok iyi hatirliyorum. Hatta yanına 1.50 TL ye soslu fistik alırdım. Tabii geçen bi baktım 5 TL olmuş soslu fistik. Vay be ne günlerdi... şu an böyle bir markette hayal bile edemiyorum icki satılmasını...

31 çekilen en saçma şey

Gta vice city girişindeki meme dekolteli sarışın kadın.

kitap okuyamamak

kitap okumak abartıldığı kadar önemli ve zaruri değil. Okumak ile içsel dünyanızda yaratacağınız bilişsel değişimi farklı yollardan da sağlayabilirsiniz. Örneğin artık herhangi bir konuda bilgi edinmek için YouTube gibi mükemmel bir kaynak var. Belgesel izlemek ve öğretici videolar izlemek okumak kadar etkin ve hatta daha kalıcıdır. Nitekim okuma-görme-işitme ile öğrenilen bilgilerden en az hatırlananı okumadır.
Mesela bir yemek tarifini okurken öğrendiğinizde mi daha akılda kalıcı olur, tarifin videosunu izlediğinizde mi?

Malumat düzeyindeki bilginin ötesinde hayal dünyası ve ufkun genişlemesi anlamında da filmler neredeyse kitaplar kadar etkilidir.
Hayal edebilme gücünü en çok tetikleyen şeylerden biri resim cizebilmektir. Eğer ortalama bir yetiniz varsa bile farklı-uçuk stillerde Resim çizmeye çalışmak ufkumuzun genişlemesine yardımcı olur.

Etrafımızda Hikmet sahibi insanlar olması ve onlarla fikir alışverişinde bulunmak, tartışmak kesinlikle çok etkili olur. Bir kitaptan edinebilecegimiz bir çok şeyi insanlardan da öğrenebiliriz.

Ayrıca artık kitap okuyarak gözlerimizi yormaya gerek yok. Sesli kitap olayı da epey yaygınlaştı. Çok istiyorsak okumak yerine dinleyebiliriz...

kelime haznesinin gelişimi icin de cengel bulmaca çözmek oldukça faydalı olacaktır. Ogrendigimiz kelimeleri günlük hayatımızda kullanmaya çalışmalıyız.

Görüldüğü üzere kitap okumak hayatımızı zenginleştirmek için tek alternatif değil. Önemli olan tek kaynaktan beslenmemek, düşünmek ve sorgulamak, mümkün olduğunca bol deneyim kazanmak...

alfa erkek vs beta erkek

Çoğunlukla erkek kişisinin çevresi, bulunduğu ortam ve karşı cinsin kişilik yapısı ile ilgili bir durum. Örneğin bir erkek bir yerde alfa ilken başka bi yerde beta durumuna düşebilir. Diyelim sosyal açıdan oldukça sinik ve geri planda duran, insanları etkileyemeyen, konuşma becerisi dusük olan bir kişisiniz ama cok iyi basketbol oynuyorsunuzdur. Basketbol oynamayı bilmeyen veya sizden çok daha kötü olan bir takım içinde olursanız liderlik yapabilirsiniz ve alfa erkek siz olursunuz. Oysa pek çok sosyal ortam içinde, kendinizi ifade edemeyeceğiniz bir yerde olursanız beta durumuna düşersiniz.

Karşı cins ve etki alanınız da çok önemli. Mesela baskın bir tipsiniz ama karşınıza öyle bir kadın vardır ki, maskelen eğilimleri yüksek olduğundan, bir çok alanda sizden becerikli ve iyi olduğundan baskın tarafta oluyor.

Mamafih alfalık yalnızca maço olmaya veya liderlik yapabilmeye indirgenecek bir durum değil. Çok sayıda parametre var.

Aslında Mesele alfa olmak değil, Sağlam bir kişilik sahibi olmak ve yaşamın farklı alanlarında gelişkin bir konuma gelmektir.

ezan sesinden rahatsız olmak

ülkede gerçek anlamda demokratik bi düzen olsa ve islam dininin de gerçekten bir hoşgörü ve barış dini olduğunu düşünerekten mahalleler çapında bir referandum yapılsa mesela, ezan okunsun mu okunmasın mi diye; veyahut daha kısık bir sesle okunsun mu diye; eminim okunmasını istemeyen o kadar çok sayıda insan çıkar ki.. en az yüzde 30-40 aralaginda olacağını tahmin ediyorum.

Bazen dayanılır gibi olmuyor. Burnunun dibinde son ses öyle bir bağırıyorlar ki, gürültü kirliliğinden başka bir şey değil. Müslümanlığın veya inancın ölçüsü ezanın ne kadar yüksek sesle okunup okunmadığı olmamalı. Bu tamamen baskıdan ve fasizim den ibaret bir durum. Hatta faşizmin en bariz örnek uygulamalarından biri olabilir.

Su da var; ezan ile ilgili bu şekilde okunmasına yönelik Kuran’da bir ayet yok. Tamamen sonradan uydurulmuş bir olay.

Yahu maksat camii ye, namaza davet etmek değil mi? Hangi devirde yaşıyoruz? Kur alarmını, dinle kendi basına.

ağlatan resimler

görsel

bakire olmayan sevgiliyi sahiplenememek

buradaki sahiplik kavramı metasal anlamda Kullanilmamistir; ruhen ve manen bir adayışın ifadesidir. yoksa her iki taraf ta kendisini dizginlemediği zaman, gerekli fırsat ve şartlar oluştuğunda başka birisini arzulayabilir. cinsel bakımdan değil sadece, hayatına alabilir, ilerleyebilir. ama sahiplendiğin zaman o kişinin sizin hayatınızda gelmiş olduğu yere başkası gelemez, bir şekilde buna müsaade etmezsiniz.
bu durum da sağlıklı ve uzun bir beraberliğin gereklerinden biri diye düşünüyorum. zira aşkın ateşi döndüğünde geriye kalanlardır bir iliskiyi asıl devam ettiren seyler...

bakire olmayan sevgiliyi sahiplenememek

Maalesef var böyle bir durum. Ne kadar severseniz sevin, hayatimın aşkını buldum deyin, onun için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olun ve de onunla mutlu bir gelecek yaratmanın hayalini kurun.

Maalesef olmuyor, ne yapsanız olmuyor....

Sorun yalnızca bir zar veya namus meselesi değil elbette. Sonuçta doğru veya yanlış kendi tercihi. Geçmişte kalmıştır, sorgulamamak ve karşıdakini olduğu gibi kabul etmek, saygı duymak gerekiyor. Zamanında sevmiş ve güvenmiştir, bir cahillik yapmıştır. Yahut kendi iradesi ve arzusu ile olmustur. Her şey tamam.

Mamafih, Evleneceğiniz kadının bakire olması huzurlu ve mutlu olacağınızın garantisi değil kesinlikle. Bakire olup olmamanın sadakatle de ilgisi yok.

Sanirim belki toplumdaki kültürün kodlarınıza bir şekilde işlendiğinden dolayıdır, erkeklik fıtratından ötürüdür, veyahut psikopatolojik bir vakadır; hepsi olabilir.

Bir seyler eksiktir işte, yarım kalmıştır. Kolay değil öylece kestirip atmak. Ne kadar aşık olsanız da Çok zor onu sahiplenmek, onunla bir bütün olabilmek, sonsuzluğun hayalini kurmak... huzursuzluk...

sözlük yazarlarının itirafları

Geçen gün sahilde sahilde oturuyoruz kızla. E yakınlaşmaya başladık biraz. Sonrasında, öyle yürüyorduk ki aslında gün için farklı bi planımız olmasina rağmen bi anda eve geçelim diye tutturmasın mi. Koşa koşa eve gittik ve sonrası malum.. çok şanslı bir erkeğim, şükürler olsun.

bir kadını orgazm etmek

Yalnızca penetrasyon ile orgazma getirebilmek zor. öncesinde sevisme en az yarım saat sürmeli. Ki ben genelde 1 saatten kısa tutmuyorum. Nasıl olmalı konusuna gelirsek; öncelikle saçları ve yüzü şefkat ve sevgiyle oksamak gerekiyor. Çünkü kadınları orgazma hazırlayan en önemli şey sevildiğini hissetmektir. Tabii sevmediğiniz bir kafini da orgazm edebilmek mümkün ama şahsen sevgisiz sevismeye karşıyım, hem sevismenin gerçek duygusu yalnızca gerçekten sevdiğiniz kişi ile yaşanabilir.

On sevismede belli başlı orojen noktalara odaklanmak gerekiyor, tabii kadından kadına değişebiliyor bu, keşfetmek gerek.
mesela boyun, ense ve kulaktan acayip tahrik olurlar. göğsü emmeye başlamadan önce saglam bi çevresinde gezinmek, bacağın iç kısımları, keza vajinanin çevresi, diz kapağı arkası, bilekler, parmakları yalamak, opusurken ellerin boş durmaması gerekiyor

o üstteyken memelerden ilgiyi kesmemek, azdirici sesler çıkarmak ve güzel seyler fısıldamak, iletişimi kesmemek yine önemli noktalar.

Gelelim esas meseleye; genelde penetrasyonu erkekler tek tipte yapıyor ama bunu çeşitlendirmek lazım, her çeşidinde ayrı zevkler saklı.

mesela derin dalmadan önce sığ dalış yapıp iyice kıvama getirmek gerekiyor. bi süre sadece ucunu değdirip ondan girmesini istemesini bekliyorum ben. ilk seferinde derin dalış genelde doğru değil. üç sığ bir derin veya 9 sığ bir derin harika bir kombinasyon. bu şekilde bosalmayi kontrol edebiliyorsun , dolayısıyla uzun suruyor. sığ dalis 3-4 cm kadar ilerlemek demek. çıkarken hızlı çıkıp yavaş girmek, 3 parti halinde biraz bekleyerek en derine inmek, içindeyken sağa sola gezdirmek de iyi bir tekniktir.

orgazm olduktan sonra ağlayan kadın

Gerçek anlamda aşk dolu ve doyurucu bir sevişme sonrası bulutların üzerine çıkarak tatmin olan bir kadının bulunacağı haldir.
Mutluluk ve sevinç gözyaşlarıdır bu. Erkeğine inanmış, güvenmiş, aşık olmuştur.
Saçları ve yüzü okşanmalı, sevgiyle kucaklanmalıdır.
Kadınınıı aglatacak kadar güçlü bir orgazm yaşatamayan erkek daha tam anlamıyla olmamıştır. Bir noksanlıktır bu.

Ve bir kadın onu aglatacak kadar yoğun zevk veren bir erkek bulduysa kanımca doğru adamı bulmuş demektir...

ne zaman evleneceksin

Haftada en Az 5 kere maruz kaldığım soru. hele bi de bayram zamanı olunca özellikle akraba ve yakın çevreden muhtelif kişilerce resmen bombardıman altına alınıyorum. Genellikle ‘seneye inşallah’ diyip sıyrılıyorum. bazıları da E aday kim diyorlar, aday yok, ben sadece seneye olur diye umuyorum deyip hafif muziplikle geçiştiriyorum. Gülüp geçiyorlar böylelikle.

orgazmdan daha zevkli anlar

Arabanızdan 10 yaş daha daha genç ve fiyat olarak da 2 katı bir başka araç modeline sahip olan arkadaşınızın arabaya bindiğinde vay be demesi ve kendi aracından çok daha iyi olduğunu iddia etmesidir. insan çok hoş oluyor be.

arabadan anlayan yazarlar

Varsa tarafıma ulaşmalarını rica edeceğim yazarlardır, almayı düşündüğüm bir araçta sormak istediğim birkaç husus var. Özellikle Mazda bilen veya kullanmış olan varsa çok iyi olur.

diriliş ertuğrul

Neyi anlatır, nasıl dizidir bilmem ama müziği gelmişti kulağıma. Sanırım nereden esinlenildiğini buldum;

https://m.youtube.com/wat...o0ZxLyg&start_radio=1

Her ne kadar diziyi itici bulsam da müzik fena sarıyor insanı.

sigaraya başlama hikayeleri

Önce okul Ve sonra da iş hayatında sadece sigaralı ortamlarda bulunduğumda uyum sağlayabilmek için, ve bazen arada da içkiyle beraber yahut yağmurun çiselediği ılık havalarda ve yolculuklarda tek tük içerdim. Yaklaşık 10 senedir böyledir. Bağımlı olmayacağım ve asla hususi sigara alıp içmeyeceğim konusundaki inancım netti. Zaten toplasan bir ay içinde bir paketi asla geçmezdi. Hatta aylarca içmediğim de olmuştur.

Ama bu eşik sanırım birkaç zaman önce kırıldı. Artık sigara içince farklı bir duyumsama içine girmeye başladım, ki bu kırılma anı oluyor sanırım. Bir yandan iş stresi, bir yandan kavurucu yalnızlık, bi yandan babamın hastalığı derken artık keyif aracı olmaktan çıktı ve bir sığınak ve dert ortağı halini aldı. Lanet zamanlar geçirdiğimden, bir kaçış ve yalnızlığımı bir nebze gideren bir şey oldu sigara. Niye böyle oldu bilmiyorum.

Ha sigara hiç bir şeyin çözümü değil elbette. ama onun yerine koyabileceğim bir şey de gelmiyor aklıma. Bazen geceleri uyuyamayıp veya aniden irkilerek uyanıp balkona çıkıp bi sigara yakıyorum, iyi geliyor. Hepsi bu.