Düşünmek bile istemeyecek kadar halsizim ve beni benden alan yorgun duygularıma karşı koyamayan bir benliğin içindeyim. Dünyaya meydan okuma hevesi, nereden geldik nereye gidiyoruz gözlemi.. Ve daha nicesi ile bazen okumak, bazen uyumak, bazen de bir şeyler yapmak istediğim o zaman dilimindeyim.
Batarken ufuktan bir akşam güneşi
Bırakıp gitmiştin beni sen sevgilim
Yıllar yılı oldu hala dönmedin geri
Ne olur ne olur ne olur dön bana
Bak batıyor yine akşam güneşi
Akşam güneşi
Aşkımı dillerde gözümü yollarda
Kimsesiz bırakan şu gurbet ellerde
Sanki kara bulut seni saklıyor benden
Ne olur ne olur ne olur dön bana
Yine gölgelendi akşam güneşi
Akşam güneşi, akşam güneşi
işe geldim yine çalışıcam akşam olcak eve gidicem sabah yine işr gelcem hayatımda değişen birşey yok ne bu ya eve git işe gel eve git işe gel sonsuz bir döngü.
Kendi kendime dedikodu yapıyordum sonra tatmin olmadığımı fark ettim. En yakın arkadaşıma (ki kendisi dedikodu malzememin eski sevgilisi de olur) aynı şekilde dedikodu yaptım fakat yaptığım bu dedikodu pek ilgisini çekmedi. Üzgün, kırgın ve yıpranmış oturuyorum.
Servisteyim ve işime gidiyorum. Bi' lokma ekmek için... Keşke kaypak ve biraz da yavşak olsaydım da yalakalık yaparak yükselseydim. Ya da en iyisi akape'li olsaydım ve çalıp çırpsaydım. Şimdiki durumumdan iyi olurdum. Şu an Yatağımda fosçura fosçura uyuyor ve paranın annesinin yüksek hatırlarını çalışmadan da soruyor olabilirdim.
Boşverin gitsin! Böylesi daha iyi. Allah sabredenlerle beraberdir. Delikanlı gibi işime gider, sağ elimi yumruk yaparak omuz hizasında kaldırıp iki kez ileri geri güç işaretimi yapar, ne gelirse başıma katlanırım artık; Ne yapayım.
Duraktayım. Canım hiçbir şey istemedi. Hiçbir şey yemediğim için ellerim ayaklarım titriyor. Bu halde ağırlık çalıştım. Çok güzel. Otobüse 5 dk var. Lahmacun aldım. Eve bayılmadan gidebilirsem yiyeceğim.