karşında onlarca işçi grev hakkı için ağlayıp yakarırken,
binlerce insan fahiş kira oranları yüzünden kapı dışarı edilip,
emekçiler kredi bataklığında boğulurken sen bile bile her şey normalmiş gibi davranıyorsan,
ölü evinde bile şen şakrak hoplayıp zıplıyorsan,
yani sosyal çevrenle irtibata girmenin ötesinde,
hayali bi gerçeklikte yaşıyorsan,
şizofrensindir.
din, bizi okuduğumuz fantezi hikayelerinin, mitolojik kıssaların gerçek olabileceğine ikna eder.
şizofreninin dinle bağlantısı da burada başlıyor diye tahmin ediyorum.
şizofrenler hiçliği kavrayabilecek bilişsel yeterliliğe sahip olmadığı için annelerinin, çocuklarının, yakın arkadaşlarının ölümüyle, kendilerini dış dünyada bekleyen reel tehditlerle yüzleşemezler.
kıt akılları, bir buçuk iki milyar saniyelik ömürleri kaldığına yahut hemen şu saniye ölme potansiyelleri bulunduğuna dahi anlam veremez.
ellerindeki imkanları gelecekle alakalı planlarını gerçekleştirmek için verimli biçimde kullanamaz ve kısa vadeli yaşantıda dahi sık sık tökezlerler.
Limbik sistem artıyor. insan beyni iletişim halinde olduğu için size garip, korkutucu diyecekler çünkü ne olduğunu bilmiyorlar. Ben psikozdayken bir keresinde arkadaşımın boynu titredi ve benden korktu, önümde ağlayacaktı. Onun dışında beyin otopilotta ağzınızdan çıkan şeyler kulağınıza yetişmeyebilir. Telepati, durugörü yapılabilir tabii bunlar bilinçsizce oluyor.
şizofreni hastalık değildir. lütfen bu ayrımcı dili bir kenara bırakın. şizofreni bir durumdur. nüfusun belli bir popülasyonunu oluşturur. onlara hasta demiyceksiniz birey diyeceksiniz.
Kanser kitle oluşturur ve ameliyatla kısmen çözülür. Bir kişi hayat süresi olası ortalaması değerlendirilir. Buna göre toplam durumda sebep ve sonuçları cerrahi konum bulur. Şizofreni ise tamamıyla uydurma bir nitelemedir.
Öylesine kaotik bir duruma, toplam bir manşet atmaktırki insan çıldırabilir cehalet karşısında.
Muhtemelen en yüksek yüzdesel sebep de uçucu maddelerden kolay tesir alan biyolojik yapıda olan kimselerde rastlanmasıdır.
Şu taktirde hasta diyebilir miyiz? Tedavi şekli durumun da tanımıdır. eğer tıp dünyası "hasta" ancak psikolojik diyor ise bana önce bok yemek düşer, sonra da "denek" ancak haberleri yok eleştirisi yapma hakkına sahip olduğumu hatırlamak.
Dolayısı ile esas kendini doktor sanan sizlersiniz ancak ne yazıkki "şizofrensiniz". Şimdi sizin tedaviniz ne olmalıdır?
Özet: cerrahi müdahale olmayan hiçbir durumu "hastalık" diye nitelemem. Aksi halde ipin ucu kaçar yavrum geçmiş olsun.
akut ve kronik belirtiler diye ikiye ayrılıyor.
belirtileri alevlenme ve yatışma dönemi olarak da tanımlayabiliriz.
alevlenme döneminde rahatsızlık yükselirken, yatışma döneminde de düşüşe geçer. hasta, banyo yapmak ve tıraş olmak gibi önemli gereksinimlerini karşılamaz. hasta, takip edildiğini, başarısının engellenmesi için kasten gürültü çıkarıldığını, kendisine tehditlerde bulunulduğunu düşünür. hasta, kendisine talimat veren, hakaret ve tehdit eden sesler duyduğunu anlatır. kafasından geçen düşüncelerin başkaları tarafından duyulduğunu sanır. uyanıkken başkasının fark etmediği görüntüler, hayaller, suretler gördüğünü söyler, hatta bu görüntü ve seslere göre hareket edip, onlardan gelen talimatları uygulamaya çalışır. bazen televizyonda hayatının gösterildiğini, alt yazıda kendisinden söz edildiğini ya da spikerin başkalarının anlayamayacağı şekilde kendisine mesajlar verdiğini söyler. çevreden kendisine zarar vermek isteyenlerin olduğunu iddia ederler, izlenme endişesiyle evden çıkmazlar.