şiir

entry942 galeri38 ses1
    375.
  1. duygu ve düşüncelerin en üst seviyede yaşanması v
    e ortaya çıkan güzel gizemli sözcükler .
    1 ...
  2. 376.
  3. değeri bilinmeyen sanat. Sözün düzene sokulmuş hali. Daha redif-kafiye ayrımını bile bilmeyenler tarafından katledildiğine şahir oluyoruz.
    Ama özellikle şundan bahsetmek istiyorum, şiirin haram olduğunu söyleyenler var. Sebebini sorunca da, "seb'a-i muallaka"yı ve peygamber efendimizin (sav) bir defasında bir şair hakkında "şeytanı tutun" demesini gösteriyorlar.
    Ama şöyle ki, bir şair hakkında "şeytan" buyurdularsa, olayın derinine inmek gerekir. Çünkü önemli olduğu belli.
    Dinden çıkaracak bir sözün sarhoş, ayık, sinirli vs. Farklı durumlarda söylenmesinin bir fark arzetmediğini biliyoruz. Çünkü söz, sözdür. Yazı da söz hükmündedir. Yazıyla ifade ettiğiniz bir şeyi kağıda söyletmiş sayılırsınız. Bu açıdan şiir, zaten konuşmak gibidir, sadece şekil olarak fark vardır.
    Diğer açıdan yüce kitabımız kur'an da bir şiirdir. Bunu sadece içinde kafiye olmasına dayanarak söylemiyorum, ki şiir demek sadece kafiye demek değildir, anlatım olarak etkileyiciliği, özenle seçilmiş kelimelerin ahenk içinde kullanılması onu şiir yapar. Ki kafiyeleri de tesadüfi değildir.
    Öte yandan müşriklerin dinimize küfür içeren şiirlerle saldırması sonucu, onlara yine şiirle cevap veren ve susturan bir sahabi bizzat peygamber efendimiz (sav) tarafından desteklenmiştir. Üstelik peygamber damadı hz. Ali (ra) nın ya da peygamber torunu hz. Hüseyin (ra) nın, yüce yaratıcı, tek ve gerçek ilah hakkında yazdıkları ve günümüze dahi ulaşan şiirleri var ve tahminen "O"nun sağlığında yazılmış.
    Bu da bir ayet: "ona şiir öğretilmedi, çünkü gerekmezdi"

    Bütün bunların üstüne, konuşmak ya da yazmak ile arasında sadece şekil farkı olan şiirin, caiz olduğu anlaşılır. Caiz, elbette niyete ve içinde yazana göre. Aynı söz gibi.
    5 ...
  4. 377.
  5. ürkütücüdür. iyi bir şiir kaburgalarınızı bile kırabilir.
    0 ...
  6. 378.
  7. "Sana sığınıyorum şiir sanatı.
    Bilirsin sen acıyı hayaller ve sözlerle yumuşatmayı."
    1 ...
  8. 379.
  9. türklerin bir millet meydana getirebilmesinde farkında olduğumuzdan daha etkin rolü olan bir sanat dalıdır. diyelim ki bunu es geçtik. daha dikkatli gözler, türklerin bir cumhuriyet kurmasında da şiir özelinde bir edebî hareketin olduğunu görebilirler. bu konuda ahmet muhittin okumak daha aydınlatıcı olabilir.
    0 ...
  10. 380.
  11. dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak; bir olayı ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatı olarak tanımlanabilir.
    1 ...
  12. 381.
  13. kara ile siyah kadar aynıyız
    adlarımızdır farklı olan
    sen veya ben anlamı tek
    iki ayrı candan insan

    yıllarca yaşayıp nefes yuttum
    hangi biri bu günkü kadar değer
    hangi yüz hangi ses
    sen kadar herşeye bedel

    denizler anlatamaz sana sevgimi
    kumlar kadar sayılmaz altın saçları
    teni, kokusu pişmaniye kaşları
    hayatsın, yaşamsın, biricik pişmaniyem.
    0 ...
  14. 382.
  15. şiir ruhtur. şiir sanattır. yazmak bir ayrıcalıktır. yazarmısın? geçmiş olsun.
    1 ...
  16. 383.
  17. bu acı çeken, zayıf, güçsüz ve şekilsiz vücudumdan
    ruhumu azad etmek, rüzgara karışmak
    dalgalarla bir olmak, güneşle dans etmek daha sonra kuşlarla birlikte diyardan diyara göç etmek istiyorum..

    mutluluğu evrende aramaya çıkmak istiyorum,
    gezegenlerde, galaksilerde..
    sonra okyanusların dibinde, dağların zirvesinde ve insanların yüzlerinde..
    daha sonra küçük, elinde şekeriyle sağa sola koşan fakir bir çocuğun gözlerinde buluyorum mutluluğu
    ve mutlu oluyorum..

    uçsuz bucaksız evrende karınca yuvalarına girmek,
    ormanlarda, dağların zirvesinde eğlenmek istiyorum,
    okyanuslarda yunuslarla dans edip gök yüzünde kuşlarla uçmak istiyorum,
    ceylanlarla birlikte koşmak, insanlarla sevişmek istiyorum,
    evrende mutluluk kırıntısı aramak için yola çıkıp, sonsuzluğa ulaşmak istiyorum..

    *** *** *** ***

    gerçek olan hiçbir şey yok. sadece bu gerçek diye teyit eden insanlar var,
    etrafta dolaşan, çevreyi somurtkan bir ifadeyle gözetleyen,
    kendini olmadık şeylere inandıran,
    birbirinden korkan insanlar var..

    gri günler içinde yaşayan,
    her günü birbirinin aynı olan,
    küçük mutluluklarla hayat boyu çektiği acıyı unutan,
    kendini mutlu sanan, gerçeklerin farkın olmayan insanlar..
    0 ...
  18. 384.
  19. ilber ortaylıya göre sadece duygulanmak için okunmalıdır üzerine düşünmek için değil. şiir üzerine düşünenlere de hödük diyor.

    http://alkislarlayasiyoru...letler-hoduk-milletlerdir
    0 ...
  20. 385.
  21. bir kurdun gövdesini bağladığım
    bu ağacın altında
    belki de geç kaldımdı
    öpmek için
    şu dağın kafası kadar ıslak dudaklarını
    kaç sözü biledim de işledim ben bu cinayetleri
    seni anlatabilmek için sana....
    0 ...
  22. 386.
  23. Yazmasını bilen hem ağlatır, hem güldürür. Güzeldir şiir okumak.
    0 ...
  24. 387.
  25. ancak bir türk'ün elinden çıkarsa bir şeye benzer. işte bir pablo neruda şiiri mesela:

    --spoiler--
    bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil
    o kadar neden var ki, o kadar az,
    böyle olmalı aşk
    kuşatan, genel
    üzgün, müthiş,
    bayraklarda donanmış, yaslı,
    yıldızlar gibi çiçek açan,
    bir öpüş kadar ölçüsüz.
    --spoiler--

    bu ne la? tuvalette terliğime damlayan su için bile daha fazla hüzünleniyorum ben amk.

    şiir yazmak gavur işi değil.
    1 ...
  26. 388.
  27. insanı yalnızken boş ve kötü uğraşlara kapılmaktan kurtaran mucize.
    0 ...
  28. 389.
  29. ülkemizde okunması modaya göre süregiden. c.yücel, iskender sağlam yazıyor tamam eyvallah bu kadar da suyu çıkartılmaz ki yahu.

    sıra şimdi ikinci yeniye geldi onu da piç edecekler. c.süreya ile başlayan vurucu söz paylaşımı ve şiirlerden kırpıp kapak fotoğrafı yapma trendi; turgut uyar ile devam ediyor.

    --spoiler--
    göğe bakalımcılık
    --spoiler--
    0 ...
  30. 390.
  31. Ettekrarul ahsen velev kane yuz seksen denerek tekrar tekrar okunur bazilari.
    1 ...
  32. 391.
  33. birçoğu vardır şiirden manayı çıkarıp fiile döker. halbuki nedir o dizeler;
    şiirden ilim tahsil edilmez, şiir bilinen ilmin terennümüdür.
    0 ...
  34. 392.
  35. ağır ol bay düzyazı gibi değildir. gelir. sen de kağıda aktarırsın.
    0 ...
  36. 393.
  37. hayattaki en güzel şey. Sonsuz huzur kaynağı. Ya şiir olmasaydı diye sorup dururum çoğu zaman. ister profesyonel olsun ister amatör anlatılma biçimi güzelse bir ayrım yapmak zor olur.
    0 ...
  38. 394.
  39. bazen işte budur dersin bazense iyi sıçmış...
    0 ...
  40. 395.
  41. Ansiklopedi kalıbındaki duygu ve düşünceleri, mısralara sığdırma sanatıdır. Bunun en iyi örneği üstad necip fazıl'ın şiirleridir.
    0 ...
  42. 396.
  43. Kuklacı

    ı

    her aşk bir mecnun büyütmez
    ve her insan kendini sever sadece
    zamanı yontan mevsimler
    yıllanmış hüzünler bırakırken kalbime
    aynalarda arama annemdeki yüzümü
    sığınıp tanrı'ya adını andıktan sonra
    bir azize sattım onu taşrada
    sürgün ayaklarım hallaç başımla
    kırdım aşka dair öğrendiğim ne varsa
    kalender bir eda ile kırdım kuklacı
    kanımla suladığım gülün dalını

    yorgun şehrayinlerden artakalan hüzün
    mühürlü gözlerden süzülen damla
    inatla söylüyorum işte tüm insanlara
    bir kez olsun açmadı şakağımda gül
    ant içtim yalan yere tevili yoktur
    yalan tüm kahinler yalancı remil
    ansızın çıkagelen sevgili yoktur

    kayboldu bir bir bindiğim tahta atlar
    ihtiyar çocuklar yaşardı bu şehirde kuklacı
    onlar da binip gitti kaybolan atlarıma
    yıkık kaşlı esmer alınlarının kırışığını
    hangi duvara serip açarlar şimdi kim bilir
    bu şehirde gözleri bulutsu düşleri yeşil
    uğrunda ölünesi sevgililer yaşardı eskiden
    onlar da sırroldular ömrüme ziyan
    yaralı bir hançerdir şimdi kalbimde hicran

    ölüler şehrindeyim kuklacı
    kollarım örümcek gözlerim yosun
    gül yağmuru bekliyorum
    mezarlık kuytusu apartmanlarda
    yoldan uzun düşten kısa bir gecenin ardından
    ince bir bulut akıyor şehre ateşten sudan
    kaçıyor bir bulut aşktan yağmurdan
    bir bulut bir çıngı sis ve hamaylı
    o ve gül yağmuru yok anlıyor musun

    içim insan mezarlığı
    en çok da ben ölmüşüm kuklacı
    adım başı mezar taşım var
    katillerim en sevdiğim insanlar

    ıı

    kuklacı oynatma parmaklarını
    bahtiyar günlerimiz uzakta kaldı
    herkes kendinden kaçıyor şimdi nasılsa
    hatırlatma bize unutamadıklarımızı
    gamlı gözlerinle ağlatıp çağırma
    kalbinde yabancı ölüler taşıyan insanları
    mevsimsiz hayatların sayrı yalnızlığına

    yola vurma beyhude parmaksız çocukları
    ki masal değil yaşadığımız kuklacı
    kim inanır küllerinden doğduğuna anka’nın
    ve kim gökyüzünde kaldığına kanatlarının
    çölün kapısındayım ne serap ne heyula
    ebabil çığlıkları duydum taş duvarlarda
    kurtuluşum yok ve ziyanken ömrüm
    isminin baş harfinde ölüme yattığım gün
    gördüm kuklacı apansız gördüm her şeyi

    bir sabun köpüğü gibi yağarken yağmur
    kaybolup gider sandım içimde bir yerlerde
    ama yok asılı kaldı hep en acıtan hâliyle
    kuklacı uğrunda ölmeye ahdetse de mehlika
    kesik bir şarap hüznü ve uzayan gölgelerle
    kanına yürürken ıslak ve deli taylar
    yıkılası kentlerde yenik düşer şeytana
    kelebeklerden masum eflatun kirpikli kızlar

    her şey gün batarken oldu
    biçti kalbimi bir kırık mısra
    ben gün batarken düştüm aşka
    ay gün batarken anladı yalnızlığını
    dağlar kimsesizliğini kadınlar…
    gün batarken sus dedi bilge. sus unutursun
    o zaman siyahtı saçlarım doğrudur sandım sustum
    kuklacı öğrendim ki yıllar sonra kendimden
    yarım kalan hiçbir şeyi unutamam ben

    ııı

    kuklacı son itirafımdır geç kayıtlara
    şark çıbanı görmüş yüzümde
    en kadim konuk olsa da hüzün
    ben kimseye ağlamadım ömrümce
    bana da ağlamasın canlar esefa
    ne var ki dünyada insan ve eşya yalnızca

    yalancıyız kuklacı mektuplar şarkılar kadar
    ay düşer gölgemize günahtır akşamlarımız
    en sevdiklerimizden alırız en çok acıyı
    kederle sınanırken en coşkun çağımızda
    utangaç katiller gibi yer ömrümüzü
    sevdalısı olduğumuz kızıl şafaklar

    kaç kez yola çıktım sevmek fikriyle
    sakıt ve meczup bir keşiş gibi
    kendimi unuttuğum o yerde
    yadigar bırakıp tüm urbalarımı
    mavinin mavisi sanıp ardınca yürüdüğüm
    şu ölü kadın var ya kuklacı gözleri karanfil
    tanırım onu çok eskilerden
    yüreği mühürlü bir annedir o şimdilerde
    ona bir kez olsun söyleyemedim gençliğinde
    gözlerinde öldüğümü kaç kere

    mahzenimde şarap ruhumda ızdıraptı
    ben uzun bir lal idim o kısa bir hayal
    çaldılar kuklacı düşlerimde büyüttüğüm
    o hüzzam sevgiliyi ki bir sır bilirdim onu
    kimselerin bilmediği ince uzun esmer bir sır
    kim çaldı kuklacı garip ve selis sırrımı kim

    kuklacı son kez vursun boynumu acemi cellat
    söz yeniden doğmayacağım yoruldum artık
    yükü kaygı olan pervaneye ne denir
    topla hatıraları askıda kalsın melal
    kahır yok. sitem yok. pişmanlık hiç.
    suya yenik düşen bir gül olacağım söz
    1 ...
  44. 397.
  45. Anımsıyorum, tellerin ardından bakıştıklarımızı

    Bir şenlik alanı

    Küçük bir kız çocuğunun elinde sarı çiçekler

    Adsız sokaklar

    Cebimizde sadece birer paket sigara.

    Nehirler akıyor etrafımızdan uzun boylu nehirler

    Çello çalan melekler dans ettiriyor bize

    Sarılmışız, gülüşmüşüz, ıslanmış.

    Hatta belki sevişmişiz bile

    Adını bilmediğimiz diyarlarda hiç duymadığımız lisanları konuşurken,

    Birden türküler sıralıyoruz

    Bir elimizde rengarenk mendiller, diğerinde çiçek kokuları.

    Her şeyi bırakıp ölmek ne güzeldi

    Akıp giden günlerin içinden birbirimizi çekip kurtarmışız.

    Ölmek, ölmek.

    Ceplerimiz ölümden taşmış

    Hayat nedir ki sevgilim ?

    Hepimiz ölmüyor muyuz ?

    bazıları yukarıdaki gibi serbest biçimde bazıları ise kafiye, redif gibi unsurlarla yazılır.
    0 ...
  46. 398.
  47. isyandır, isyankar olmayana da şair değil soytarı denir.
    çünkü gramer iktidardır, şiir ve şair gramer tanımaz.
    2 ...
  48. 399.
  49. aşkın bazen kafiye ve rediflerle sunulmuş hali.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük