Bazen öyle insanlarla karşılaşıyorum ki tüm öğrendiklerini unutturana kadar dövmek istiyorum.
Ağzından salyalar akarken mütebessim bir ifadeyle etrafa bakacak kıvama getirene kadar dövmek hem de!
Ama birşey engel eliyor bana! Yooo korku değil bu, elimde kalır korkusu değil, dövemem korkusu hiç değil! Empati yapıyorum da siz ben olsanız herkesi döverdiniz lan!
Öğrendiklerim engel oluyor, ben kimseyi incitmek istemiyorum, halen daha içinde bir insan kırıntısı kaldığına inanmak istiyorum!
Öğrenci kayıran, memur çocuklarına ayrı işci çocuklarına ayrı davranan, dayakla tehtit edip, çarpım tablosu ezberletmeye çalışan, öğretmense asgari ücret bile fazla bu insanlara. ben yaşadım bunu. anası babası memur olanlara ayrı davranırdı. bi fiske vurduğunu görmedim. aç köpek emekli oldu onun maaşını ben vergilerimle ödüyorum zehir zıkkım olsun o aldığın paralar.
Kutsal bir mesleği güzel ve layıkıyla icra eden öğretmenleri takdir ederiz. Aldıkları maas az bile daha fazlası olmali. O yüzden bu kutsal mesleğin ayrıcalığını anlamayan ve sevmeyen yapmasin.
ilkokul döneminde babam memur olduğu için birkaç tane farklı öğretmenim oldu.
Öğrencilerin bazılarını stres topu gibi kullanan ve işinden nefret edeni de gördüm, herhangi bir 'iş' yapar gibi ders anlatanı da, çocukların her biriyle işlenecek mücevher gibi ilgileneni de.
Bu durumda sonuncu örnek hariç diğerlerinin aldığı maaş tüm işini kötü yapanlar gibi helal değildir tabii. Ama o sonuncu örnekteki öğretmen var ya ona tüm maaşlar hak ve helaldir. Canım öğretmenim ruhun şad olsun melek öğretmenim.
8 yıl MEB’de öğretmenlik yaptım.
Son iki yılında idareciydim.
Kocaeli, Adıyaman, Aydın’da görev yaptım.
Helalinden kazananların olduğunu çok gördüm. Helal olmadığını düşündüğüm de insanlar oldu.
Bunca tecrübe ile sadece şunu diyebilirim ki eleştirilerin haklı olanları var. Ama tümü için böyle bir ön yargıya sahip olmak haksızlık olur.
Zor iştir, ellerinden öperim hakkıyla yapmak için çaba harcayanların.
cahilliği savunan ortaçağ aşığı cahillerin öğretmen düşmanlığını anlayabiliyoruz, her tür rezilliğe ve ucubeye alıştırıldık sonuçta. Onlarca yıldır yürütülen istikrarlı liyakatsizlik politikalarının meyvelerinin olgunlaştığı hatta içinin geçtiği bugünlerde asıl sorulması gereken soru: "devlet kurumlarında, yaptığı göreve kendi hakkıyla gelmeyi başarabilmiş, helal ekmek yiyen memur kaldı mı?"