özgürlük

entry1185 galeri64
    60.
  1. her şekil ve şartta birileri tarafından kısıtlanan ve kendimiz farkında olmadan başkalarının kısıtladığımız, hep haykırarak söylediğimiz fakat bir türlü nasıl olduğuna karar veremediğimiz duygu...
    3 ...
  2. 59.
  3. "zamanla sınırlanan bir şey, bir daha asla tam olarak özgür olamaz" met-üst
    2 ...
  4. 58.
  5. 57.
  6. -ki kafesin istediğiydi en çok...
    4 ...
  7. 56.
  8. insanın seçimlerine kendi tercihiyle yön vermesi. saptırılmış kuralları dikkate almadan rotasını çizmesi.
    3 ...
  9. 55.
  10. edip akbayram'ın '88 tarihli bir albümü.

    Özgürlük
    Bayşu Müzik (1988)

    01. Diren Kardeşim
    02. Vay Bebem
    03. Deli Olmak işten Değil
    04. Haneler
    05. Merhaba Çocuk
    06. Ölmeyiz Biz
    07. Özgürlük
    08. Denize Dönmek istiyorum
    09. Büyü
    10. Kıymayın Efendiler
    11. Canım Efendim
    12. Anne
    3 ...
  11. 54.
  12. 53.
  13. *
    yalnızların en büyük sorunudur; hani ne demiş 'attila ilhan'

    yalnızların en büyük sorunu
    tek başına özgürlük ne işe yarayacak?
    bir türlü çözemedikleri bu
    ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye

    özgürlük mutlaka paylaşılacak
    suç ortağı bir sevgiliyle...
    4 ...
  14. 52.
  15. elde edildikçe daha fazlasının isteneceği ütopyadır.
    3 ...
  16. 51.
  17. insan bir ülkeyse, başkenti özgürlüktür.
    5 ...
  18. 50.
  19. 49.
  20. askerlik hizmeti ile kişinin elinden alınan en büyük nimet.
    3 ...
  21. 48.
  22. özgürlük..

    her insanın sahip olması gereken sınırlı haktır...
    saçın rüzgarda savrulmasıdır...
    hrant dink gibi tehditler alarak değil, doyasıya yaşamaktır...
    başka insanlara inat adını* sokaklarda bağırmaktır...
    sevmek, aşık olmaktır...
    aşık olunca sarılmaktır sevgiliye sımsıkı...
    öpmektir rüzgarları, denizleri...
    diktatörlerin, baskıcıların devrilmesidir...
    düşüncedir!..
    ...ve onun gücüdür...
    halktır! Caddeler, sokaklardır...
    bahardır, yazdır...
    kıştır her direnişte!
    yaşam kadar soğuk, ölüm kadar sıcaktır...
    sınırlı olan bir bahçede sonsuza koşmaktır özgürlük!

    fark edin artık diğer güçleri... Devirin onları ve koşmaya başlayın sonsuza!..

    eldaina
    8 ...
  23. 47.
  24. kimi zaman bir şarkı sözüdür.
    --spoiler--
    senin için doğmuşum haykırmaya...ey özgürlüükk..
    --spoiler--
    2 ...
  25. 46.
  26. bayılırım özgürlüğe... basılı kağıtlarda, duvarlarda özgürlük isteğini duyuran sloganlar, toplumların çağdaşlaşması, bireylerin tek tek bilinçlenmesi, geleneklerin, dışardan bindirme buyrukların etkisinden sıyrılması... özgürlük kavramı moderndir, insanlık oldum olası özgürlük ardından koşmuş değildir. dahası, özgürlük, istenecek bir şey de olmamıştır her zaman. geleneklere uyarak yaşamak daha rahat ettirmiştir kişiyi. düşünüp karar vermek yorucudur. bakın, kendinizi şöyle iyice bir yoklayın, inançlarımızın çoğu (düşüncelerimiz demiyorum çünkü kendimize özgü düşüncelerimiz olup olmadığı belli değildir) dışardan verilmiştir, bunlar nerdeyse bütün toplumsal-töresel görüşleri kapsar. onlardan biri sarsılacak olursa, baş kaldırırız, özgürlük isteriz. sözgelişi dinler konusunda böyle olmuştur çoğunlukla, tarihteki din kavgaları, sömürgelerdeki kimi çatışmalar bunu gösterir. eski zamanlardaki, istilacılara karşı açılan yurdu savunma savaşları da, bugünkü anlamda "yurt" kavramından doğmamıştır; eski toplumlar, yaşama biçimlerini korumak için giriyorlardı bu savaşlara. yaşama biçimlerini korumak ise düpedüz geleneği sürdürmek demektir. geleneğin egemen olduğu yerde özgürlük isteği doğamaz. ya da zenginliklerini arttırmak isteyen büyük krallar arasında oluyordu savaşlar. şeref kazanmak için kahramanlık etmek bireylerin tutkusu durumuna getiriliyordu. kısaca söylemek gerekirse, eski zamanlarda birey, kendi üstünde, kendi dışında var olduğuna inanılan birtakım güçlerin buyruğundaydı, giriştiği işlere zorunlu olarak girişiyordu, şu yolu ya da bu yolu seçme özgürlüğü yoktu. gerçekte böyle bir şeyi düşünmek bile saçmaydı. düşünmek, kendi başına karar vermek gibi şeyler çok sonra çıktı ortaya. yukarıda "modern" sözcüğünü bunun için kullandım. insan zorunluluk altında mıdır, zorunluluk kurallarına göre mi davranıyor, yoksa özgür müdür, gideceği yolu, yapacağı işi, tutumunu, davranışı gerçekten kendi mi seçer?

    özgürlük çağında bulunduğumuzu söylememize, özgürlük için savaşmamıza karşın, bugün de bizim isteklerimizi aşan geleneksel kuralların az ya da çok buyruğu altındayız. dahasını isterseniz, çoğu kişi o geleneksel buyrukların varlığının farkında bile değildir de, onların sürüp gitmesi için savaşmayı özgürlük uğrunda savaş sayar. bununla da bitmiyor, özgürlük sözünün bunca moda olduğu yeni dünyamızda, özgürlüğü gerçekten isteyenlerin çok olduğu söylenemez. neden derseniz, özgürlük isteği, korkunç bir sorumluluğu da birlikte getirir. ben seçeceğim, seçtiğimi ben gerçekleştireceğim, ama bunun sorumluluğunu da yükleneceğim... sonunda mutsuz düşersem, suçu kimseye yükleyemeyeceğim. kolay değildir, yürek ister, tedirginliği, yenilginin acısını göze almayı gerektirir. dahası, istediğim şeyi çok iyi bilmezsem, yarı yolda şaşırabilir, pişmanlık duyabilirim. oysa zorunluluğa inanmak bu bakımdan daha rahat ettiricidir.

    islam'da "dün-bugün-yarın" bölümlemesinin, dünya için olmaması, çok tutarlı olarak, bireyin özgürlüğünün bir gerçek olmadığı inancından doğar. kur'anda "geçmiş", ancak ibret dersi olarak anılır. "bugün" ise bizim ellerimizde olmayan bir oluşumdur.

    işte geçmişin bugünü doğurduğu, bugünün de yarını yaratacağı inanışı burada birden karşımıza çıkıyor. insanlar tek tek değil, toplu halde isteklerini, istençlerini kullanarak tarihin akışını yönlendirirler. olayların biçimini saptamak keyfimize kalmış değildir elbet, ama bizden bağımsız olarak da oluşamaz. biz özgür istençlerimizi, güçlerimizin gösterdiği yönde birleştirerek zamanın akışını saptayabiliriz. bunun için de özgürlük konularının tek tek sorumluluğunu algılamamız gerekir. kimine özgürlük güç, yorucu gelir bu bakımdan, yönetmektense, yönetilmek daha rahattır onun için. yönetilmekte her bakımdan rahatlık bulanların çoğunluk olduğu yerde, özgürlük savaşımı kolay kazanılamaz, ayrıca anlamı da anlaşılamaz onun.

    jean paul sartre, kişinin varolmasını onun seçme özgürlüğünde aramıştı. albert camus, başkaldırmakla varolabileceğimizi söyledi. bunlar kader-istek çatışmasının çağımızdaki yansımaları olarak ortaya çıkmıştır.
    3 ...
  27. 45.
  28. dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sorunlarından birisi.
    3 ...
  29. 44.
  30. Kısıtlandıktan sonra değeri anlaşılan yaşam biçimi.
    3 ...
  31. 43.
  32. insan haklarının özü ve esasıdır. insanın gelişme şansını elde edebilmesi ancak özgürlük ortamında olanaklıdır. günümüz dünyasında ise insanlık genel olarak akılcılık ve özgürlük acısından uygarlığa varamamıştır. bunun sebebide toplumsal ve siyasal çelişki, cıkarların, akılcılığın ve hümanizmin önüne gecmesidir. özgürlük ün sınırı başkasının özgürlüğü ve ulusun ortak cıkarıdır. koruyucusu ise hukukdur. *
    3 ...
  33. 42.
  34. *
    insanın doğuştan sahip olduğu ve hiçbir kişinin ve devletin keyfi olarak müdahale edemeyeceği, kişiyi başkalarının istediği gibi değil kendi istediği gibi yaşama tercihinde bulunmasını sağlayan, yokluğu barbarlığa eş olan değerdir.
    5 ...
  35. 41.
  36. özgürlük başkasının özgürlüğünü sınırlamadığı sürece özgürlüktür.
    3 ...
  37. 40.
  38. asla sahip olamadığımız şeydir ki nasıl tanımlansın?
    3 ...
  39. 39.
  40. bir orhan veli şiirinde gizlidir..
    Hürriyete Doğru



    Gün dogmadan,
    Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
    Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
    içinde bir iş görmenin saadeti,
    Gideceksin;
    Gideceksin iri pınarların çalkantısında.
    Balıklar çıkacak yoluna karşıcı;
    Sevineceksin.
    Ağları silkeledikçe
    Deniz gelecek eline pul pul.
    Ruhları sustuğu vakit martıların,
    Kayalıklardaki mezarlarında,
    Birden,
    Bir kıyamet kopacak ufuklarda.
    Deniz kızları mi dersin, kuşlar mi dersin;
    Bayramlar seyranlar mi dersin, senlikler cümbüşler mi?
    Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mi ?
    Heeey!
    Ne duruyorsun be, at kendini denize;
    Geride bekleyenin varmış, aldırma;
    Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
    Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
    Git gidebildiğin yere.

    Orhan Veli Kanık
    5 ...
  41. 38.
  42. yoktur boşuna aranmamalıdır.
    3 ...
  43. 37.
  44. vatandaşlık görevine göre başka insanların haklarıyla (özgürlükleriyle) sınırlanmış kavram.
    3 ...
  45. 36.
  46. ateşten ve yiyecekten yoksun bir insan için özgürlük hiç te acelesi olmayan bir lükstür.

    albert camus
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük