bugün

başkaldıran insan kitabının yazarıdır.
düşüş diye bir kitabını okumuştum bu yazarın.hayal kırıklığına uğradım.
"yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur",
"hatırlamak icin yavaslar, unutmak icin hızlanırız",
"hayat bir şey değildir. itinayla yaşayınız." ,
"insanin her gun yaptigi en onemli sey, o gun intihar etmemi$ olmasidir"
bunlar gibi daha pek çok sözün sahibi olmasına karsı kitabını oldukça sıkıcı bulduğum yazar.
''bu gün annem öldü. veya dün tam hatırlayamıyorum.'' diye başlayan akıl almaz hikayenin sahibi.

mevzu bahis kitabın orjinal adı killing an arab dır. annesinin ölümüne üzülmeyen, gözüne güneş girdi diye bir insanı öldürendir. dünyanın saçmalığı üzerine kuruludur hayat felsefesi (bkz: nihilizm). insanı alır götürür, her cümlesinde dakikalarca düşündürür bu adam.

sartre dan etkilenmiş olup nihilizm konusunda sartre ile zıtlaştığı durumlarda söz konusudur. futbolla da ilgilenmiştir. iyi bir kalecidir zamanında camus.

ölüm üzerine söylemleri aşmıştır. veba adlı eseri de yabancı kadar meşhurdur.

fransızların deyim yerindeyse halk kahramanıdır.

bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
(bkz: albert camus ve varoluşçuluk) *
"başkaldıran insan " isimli çok başarılı deneme sahibi.
profesyonel kalecilik yapmıştır,
trafik kazasıyla hayatını kaybetmiştir.
hayatı biraz sorgulamaya başladıysanız "Düşüş" ü okunmalıdır.
(bkz: le mythe de sisyphe)
komünizmin insan beynine hitap eden bir politika olduğunu savunmuş ve her fırsatta idam cezasını kaldıramayacak bir devrim için ölmeye değmeyeceğini vurgulamıştır.
"başkaldıran insan" adlı inceleme kitabı halen bazı üyeler tarafından roman olarak okunan yazar. mutlu ölüm adlı kitabının ana karakterine işlettiği cinayeti kendisinin de işlemiş olabileceğine dair iddialar vardır. zira (yanılmıyorsam karakterin adı buydu) Mersault'un yaşamında Camus'nünkine benzer birçok nokta vardır.
1946 yılında combat gazetesi için kaleme aldığı "ne kurban ne cellat" adlı denemesinin basında; '17. yüzyıl matematiğin, 18. yüzyıl doğa bilimlerinin, 19. yüzyıl biyolojinin çağıydı. 20. yüzyıl ise korkunun çağı oldu.' diyen yazardır. korku, tek başına ele alındığında bir bilim değilse de bir teknik olduğunu söylemiş. bunun gerekçelerini acıklandığı franz kafkanın dava adlı romanının önsözü en az dava kadar çarpıcıdır.
biz vatanımızı almanlar gibi herşeye rağmen değil; bize adalet ve hürriyet içinde yaşamak imkanını ve şerefini verdiği için severiz diyerek milliyetçi paradigmayı alt üst etmiş kişidir.
cezayirde yaşamıştır gençlik yıllarında. veba ve yabancı adlı eserlerinde de cezayir'in oran şehrini mekan olarak kullanmıştır. absürt, varoluş ve başkaldırma romanlarındaki hakim temadır. sartre'dan farklı olarak büyük bir duyarlılık sahibidir aynı zamanda. günlükleri de ithaki yayınları tarafından 3 cilt halinde basılmıştır.
insan ne ise o olmayı reddeden tek varlıktır. - Albert Camus
kendisi bir incelemesinde şöyle yazıyor: "suçun oluşumunda alkolün sorumluluk payı baş döndürücüdür." bu durumda devletin, alkol ektiğine göre suç biçmesine şaşmaması gerekir. mezkür yazar, bu konuyu incelerken, suçun sadece alkolde olduğunu söylemek istemiyor, içkinin yerini şerbet alsaydı suç ortadan kalkmayacaktı elbet. ona göre, "bir suçlunun gerçek sorumluluğu kesinlikle saptanamaz." "atalarımızdan bize geçen kötü ve hastalıklı eğilimlerin miktarı hesaplanamaz," "bu durumda genel bir sorumsuzluğa hükmetmek gerekir," "mantık, ceza da, ödül de verilmemesini gerektirir." (yazar, nobel ödülünü de katıyor bunun içine.) yazar, bütün bunları, daha çok, ölüm cezasının saçmalığını tanıtlamak için sayıp dökmektedir. suçun kesin nedenlerini bilememenin sonucu değil midir ölüm cezasının artık neredeyse bütün dünyadan kalkmış olması? hele siyasal suçlar için uygulanan ölüm cezalarının, hep pişmanlıklar doğurduğunu gösteriyor tarih.
"tanrı dünyayı yaratansa, insan tinsel dünyayı yaratan tanrıdır" diyen filozof kişilik.
"ağaçlar arasında bir ağaç, hayvanlar arasında bir kedi olsaydık bu hayatın bir anlamı olurdu.daha doğrusu bu sorunun hiç anlamı olmazdı.çünkü dünyadan bir parça olurduk.bu dünya olurduk, oysa şimdi bütün bilincimizle, bütün yakınlık gereksinmemizle onun karşısındayız.öylesine önemsiz olan bu akıl; işte bizi bütün evrenin karşıtı yapan bu...bu uyuşmazlığın; dünya ile düşüncemiz arasındaki bu kırılmanın temeli, bu konudaki bilinçliliğimiz değil de nedir?"
vebayı öyle güzel bir dille yamıştır ki bu abimiz, kendinizi bir anda o vebalı vatandaşlar gibi hissedersiniz. okurunu kitaba dahil eden bir dilde yazan yazardır.
(bkz: malentendu)
''insan tümüyle suçlu değildi ; çünkü tarihi o başlatmadı ama tümüyle suçsuz da değildir ; çünkü tarihi sürdürüyor.''
"Açık ve temiz yazan yazarların okuyucuları vardır. Anlaşılmaz yazmayı tercih edenlerin ise yorumcuları..."
son yüzyılın en büyük yazarlarındandır.ölümü hala muamma olmakla birlikte camus un eserlerine dikkat edildiği zaman intiharın onun için kaçınılmaz son olduğu rahatlıkla görülmektedir ki camus yağmurlu bir günde sarhoş olarak bindiği arabasının direksiyonunu tylerdan yıllar evvel şarampole kırmış ve maalesef insanlık bu büyük yazarı erken yaşta kaybetmiştir.gençliğinde sağlam kaleci olduğu rivayet olunur ki andre gide in takımı ile yapılan halı saha maçlarında panter kesildiği kesinlikle kolpadır *
jim morrison un an an etkilendiği büyük yazar.
'bir düşüncenin dünyayı etkilemesi için önce onu üreteni etkilemesi gerekir' diyen kimilerine göre sosyolojinin kurucusu ya da en azından sosyolojinin en esaslı adamlarındandır.
"her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz"
sisyphus'u hayatın sembolü yapan filozof...