ölüm

entry4139 galeri133 ses3
    400.
  1. murat çelik'in değişmeyen ses tonu ve bir şeyleri değiştirmeyecekmiş düşüncesi ya da hissiyatıyla söylediği çok çok güzel bir şarkıdır.
    4 ...
  2. 401.
  3. Ölüm yaşayanlar için vardır, ona sadece bu Dünya üzerinde yaşayan insanlar ölüm derler, oysa ölüler için yeni bir yaşamdır orası. Yani ölüler için şuan yaşadığımız Dünya bir ölümdür. Bunlar da bizi ayıran en önemli şeylerdir.
    3 ...
  4. 402.
  5. doğmadan bir saniye öncesinin bilinçsizliğidir.
    4 ...
  6. 403.
  7. Altında siyah boxer elinde gariban cıgarası kıllı börtlü adamın bıyık altından dile getirdiği cümleler..."Ölüm, ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışm"
    2 ...
  8. 404.
  9. 405.
  10. herkesin bir gün tadacağı, güzel olduğunu düşündüğüm sevdiklerini bir daha koklayamama.
    3 ...
  11. 406.
  12. ne zaman ve nasıl olursa olsun geldiğinde acı veren tek şeydir.
    4 ...
  13. 407.
  14. korkma yavrum yavaş ve emin adımlarla geliyor. (bkz: korkunun ecele faydası yok)
    3 ...
  15. 408.
  16. 409.
  17. 410.
  18. sonsuzluğa ulaşmak için olması gereken.
    2 ...
  19. 411.
  20. zamansız zamanların en zamansız olanıdır.
    her zaman gideceğim diye söz verip her seferinde sözümü yediğimdi anneannem ama işlerim oluyordu sebeplerim vardı belki bahanelerim ama vardılar ve o ana kadar varoldular.
    bacaklarım sızlıyordu lütfen nine çok ağrıyor diye yalvarmıştım tam 3 saat boyunca bacaklarımı ovalamıştın kendime gelip kendimi iyi hissettiğimde hadi bana 1 bardak su getir dediğinde bir dakika nine işim var deyip hayatımın en büyük nankörlüğünü yapmıştım farkında olmadan ve sebepsiz yere. uzun zaman yanına uğrayamadım herşeyi senden öncelikli hale getirdim aslında senden öncelikli değillerdi ama sanırım ben öyle olsun istedim işime geldi yada ayakların ağrırken hadi anneanne çabuk ol deyip ayaklana dert kattım hepsini hatırlıyorum bunların ... hastahaneye gittin bir gün umarsızca bekliyorduk elif iyi konuştu su istedi diye haberin geldi telefonu açtığımda ninenin yüzünde nur var tertemiz görünüyor bunu da atlattık şükür dediler. sevindim ve telefonu kapattım rahatladım belkide vicdan azabından korktuğum içindi bu rahatlık. 1 saat sonra babamın adı anons edilmişti o sağır edici uğultuda ölümlerin hastahanesi balcalı da gittiğinde ölüm haberin verilmişti. çok güzel oyun oynamıştın bizlere ölüm güzelliğini hiçbirimiz anlayamamıştık.
    artık çok geçti yapacak birşey kalmamıştı ağlıyordum gitmene değil yapmadıklarıma, yapamadıklarıma 52 senelik eşin felçliydi gözyaşları nöbet tutturuyordu başında küçük gülümsemesiyle torunun yaklaştı yanıma bunun adı ne diye ve adı konuldu bunun
    ölüm..
    3 ...
  21. 412.
  22. herkes ölünecek yaştadır. mesele dayanabilmekte. ama dayanabilen daha çıkmadı.
    4 ...
  23. 413.
  24. ölüme sormuşlar suçlu kim diye
    dağı suçlamış, sevenleri kavuşturmuyor bile
    dağa sormuşlar, sence?
    ömrü suçlamış, tırmanmaya bir türlü yanaşmadı diye
    ömre sorulduğunda, suçlu ölümdür bana hiç zaman tanımadı demiş
    lakin ölüm öfkelenmiş bunu işitince.

    her canlının ölümü tadacağını bildiğiniz halde
    ömür boyu sevmeye hiç yanaşmadınız diye.
    3 ...
  25. 414.
  26. Bir adım ötedeki sona yolculuğa başlıyoruz hala
    Garipsediğim gerçeklikle ve somutluklarla dolu doğumla
    Yaşamın başlangıcı ölümün en büyük habercisiydi aslında
    Elinde bir kâğıt, nefret dolu, tehditkâr bir yazıyla
    Öleceksin yazıyor en derin, zahiri ve silinmeyecek manasıyla
    En duyarlı varlık insan ağlayarak yollanıyor bu hüzünlü başlangıca
    2 ...
  27. 415.
  28. bazen aklıma geliyor ürperiyorum, sanki bir şaka gibi geliyor, sanki benim başıma gelemez gibi. bazı zamanlar da geliyor aklıma, o zamanlar bir nimet olarak görüyorum. sonsuz bir özgürlüğe ulaşmak gibi.

    fakat içimde şu his çok güçlü, sonrasında bu bilinç ve hafızaya bir yerde tekrar ulaşacağız. belki tekrar bu evrende, belki tanrının yanında bilmiyorum. ama bu evrende kaydedilmiş hiçbir şey kaybolmaz gibi bir inancım var.
    5 ...
  29. 416.
  30. bir küçük alemden bir büyük aleme geçiş kapısıdır. yedi kat göğün üzerine uçmanız için bir sıçrama noktası, ama asla bir kayboluş değil yeni bir varoluş...

    alemlerin rabbi olana bir kavuşma seansının son cümlesi, belki de son cümlenin sonuna koyulmuş nokta. bir serüvenin be bir imtihanın bitiş noktasında kağıda yazdıklarınızı sınav görevlisine verme anının ifade bulmuş hali... sufiler için hiçliğe yani gerçek varoluşa ulaşmanın tek yolu. nefsi öldürmek, kavuşmak, kavrulmak ya da yanmak...

    mevleviler için hamuşan olmak... nakşibendiler için her gün yaşanacak bir düşüncenin ve düşünmenin ritüel halini alan yansıması; rabıta-ı mevt...

    ama her açıdan bir merak, bir ilgi, bir kaçış ve bir sorgulama...
    3 ...
  31. 417.
  32. ölümden sonra bir hayatın olduğuna ya da olmadığına kesinlikle emin olamayız. tanrı var olmasına rağmen ölümden sonra hayat olmayabilir ve tanrı var olmamasına rağmen ölümden sonra bir hayat olabilir. belki tanrı deistlerin inandığı gibi evrimi başlattı ve sonrasını bıraktı, hiç ilgilenmedi. tanrı yoksa da belki ileride insanlık öyle bir teknoloji yaratacak ki, bütün geçmişteki hayatı tekrar canlandıracak.

    ruhun varlığı oldukça zayıf bir görüş şu anda. bilinç ve zekanın çoğunun beynimizin fiziksel faaliyetleri olduğunun farkındayız. ama bunun daha faydalı sonuçları olabilir. eğer fiziksel isek tekrar fiziksel olarak bu dünyaya dönmemiz mümkün olabilir. insanlığın daha önünde yüz milyonlarca yıl var. güneşimiz daha 1,5 milyar yıl daha dünyada yaşama izin verecek. 5000 yılda yarattığımız teknolojileri düşününce gelecekte neler olabileceğini hayal bile edemiyoruz.
    3 ...
  33. 418.
  34. aslında hayat ne kadar da tatlı! yani arada sırada acı da olsa tatlı genelde. kim ölmek ister ki? ama düzen çok sert görünüyor buradan be! çok sevdiklerin o hayatı tamamlayıp sonsuzluğa gittiğinde kalakalırsın bok gibi *. sen de gideceğini bilirsin ama ya orada karşılaşmazsan, ya yanlız kalırsan gittiğinde. acaba gidenler oradan görüp te halimize acıyor mudur ki? oh be kurtulmuşuz biz bunlar o dünyanın kahrını daha ne kadar çekecek diye?
    ölüm değil de bilinmeyen korkutur beni. matrix'e inanasım gelir bazen. acaba gerçekten bir makineye mi bağlıyız da gördüğümüzü , yaşadığımızı, hissettiğimizi sandığımız şeyler aslında çok iyi hazırlanmış virtual reality mi *? ölen makineden kurtulup özgürlüğüne mi kavuşuyor? kontrol kimde? özel günlerin anlamı nedir * sistem taraması yapıldığı günler midir bu günler? görevlerini yerine getirenler * bazı kodları çözüp sistemlerini çökmekten mi kurtarır? allah * sonsuz yetkiye sahip moderatörü mü bu sistemin?
    yardım edecek hiçbir şey ve hiç kimse yok asıl gerçek hakkında. yarım yamalak aklımla ancak bu kadarını düşünebiliyorum ve korkuyorum motoru yakmaktan.
    3 ...
  35. 419.
  36. bu sözlükte çeşitli başlıklarda defalarca belirttiğim gibi korkmak için, üzülmek için hiçbir nedeninin olmadığı durum. insanlar ölümden korkar çünkü birbirleri ile çelişen bazı düşünceler ile ölüme bakarlar.

    eğer ateizm ve materyalizm bakış açısı ile bakarsak olaya. zaten ölüm her an yaşadığımız bir olaydır. zihnimiz, benliğimiz tamamen atom ve moleküllerin fiziksel ve kimyasal bağlarından oluşur. zaten her an ölüyoruz ve tekrar doğuyoruz. çocukluğum öldü diyebilirim, o artık yaşamıyor. ben bambaşka bir insan oldum. aynı anda hem çocukluğun ile aynı kişi olduğunu kabul edip hem de materyalist bir bakış açısına sahipsen büyük bir çelişki içindesin. çünkü ikiniz tamamen farklı insanlarsınız. ölüm de çocukluğunun ölümü gibi işte. bu beden ölecek ama başkaları doğacak. hayat bir döngü. değişim. materyalizm görüşünü kabul eden insanın ölümden hiç ama hiç korkmaması lazım çünkü zaten benlik materyalizmde kabul edilemez.

    dindarların ölümden korkması ise daha da bir anlaşılmaz. dindarlar zaten ruha inanıyor, ruhun ebediyen yaşayacağına inanıyorlar. neden ölümden korkuyorsunuz ki? neden üzülüyorsunuz? ölüm sizin için sadece bir başlangıç. üstellik cennet gibi bir yerde.

    bir ateist ruhu olduğuna inandığı ama o ruhun ölümden sonra biteceğine inandığı zaman, bir dindar da hem ahirete inanıp hem de aklında ahiret kuşkuları barındırdığı için ölümden korkar. ama ölüme sağlıklı ve çelişki barındırmayan bir bakış açısı ile bakarsanız ölümün korkulacak hiçbir yanı yoktur.
    3 ...
  37. 420.
  38. 421.
  39. hayatin sona ermesi durumu.

    kuran´a göre ölümden korkan ruh degil nefs´tir, dünya´daki ete kenetlenmis bir teskilattir nefs, nefs herseye sahip olmak ister, hic ölmemek ister, en güzel olmak ister falan...ölüm sözkonusu olunca da tabii biraz tirsar.

    allah kuran´da insanlarin nefs´leriyle imtihan edildiklerini söyler. insanlarin sahip olma güdüsünün kontrol altinda tutulmasi gerektigini herhalde herkes kabul eder. bu sahip olma güdüsü nefsi bir güdüdür. islam fikihina göre insandaki güdülerin tümü hem ruhani hem de nefsi köklere sahiptirler.

    islam´a göre ölen vücut ve nefs´tir yani sadece sinav sona ermektedir. yalniz bu sinav da verilen yanitlardan insanlar sonradan defteri eline verildigi zaman, sorumlu tutulacaklardir.

    herkesin nefsi vardir. kabul etsin etmesin, herkes icindeki sesin varliginin farkindadir, bunu belki laboratuar ortaminda teste tabi tutamiyordur, ama hic kimse o sesi inkar edemez. ve herkes icinden yapilacak seyin hangisinin dogru oldugunu da bilmektedir. bu bir software´dir ve insanin icine yazilmistir. icinde insana konusan bu sesleri insan degerlendirdigi zaman, kendi nefsini kesfedecektir. böyle bir kesif herhalde ki her insan icin en büyük kesiflerden birisidir.

    ölüm, iste bu etkiler altinda yasayan insanin tabii tutuldugu sinavin son erdigi yerdir, sinav odasindan cikista neyin bekledigi cok güzel gizlenmistir, bu da sinava dahil edilmistir. inanmayan icin uyarilar yapilmistir, inanan icin yapilmistir. herkes bile bile lades demektedir. yani ne olursa olsun bu sinav "adil" bir sinavdir.

    haaa sinav degilde bir tesadüftür diyorsaniz, onu da diyebilirsiniz. belki arka oda bombos ve karanliktir, o zaman sinav kagidina yazdiklarinizdan sorumlu degilsinizdir. o da iyidir.

    herkes kagida en dogru bildigi yanitlari yazacaktir. icabinda yanitlayamadigi sorular olacaktir. o sorulari da bos birakacaktir, bütün bunlarin karsiligi vardir hayatta.

    ve elbet ölüm, sinavin bittigi yerdir. bundan tabii korkulur, insan her bilinmeyenden korkar, en bilinmeyenlerden biri ölümdür, ee haliyle ondan da korkar...nefis yüzünden.
    4 ...
  40. 422.
  41. harika bir cem karaca şarkısıdır.ölümle arasında geçen bir haykırış gibidir bu şarkı cem babanın.
    3 ...
  42. 423.
  43. bizim kendimize uzak hissettigimiz fakat her an ensemizde bulunup ahirete olan transferdir.
    3 ...
  44. 424.
  45. Bir tek.. Ölüm kalsa bile ayrılığa benzeyen,
    Bir tek sen olsan bile ölümü güzelleştiren,
    Hakkın yok yalnız ölmeye...
    Aç günleri azık, kuru ekmek gibi,
    Hani aynı yastıkta bekleyip paylaşacaktık ölümüde.
    Demi gelmiş ölümü hatırlatır gibi,
    Yüzümüzdeki çizgilerden çalıp kaderi,
    Hani paylaşcaktık ölümü biz bu şehirde.
    Yalnız gelmek tanrıdan olsa bile,
    Sevmiştik ya bir kere.
    Ben gözlerimi küstürürken olmadığın saatlere,
    Bencil bir ölümü yakıştırıp kendine ,
    yalnız ölmek niye?
    Şimdi ya beni de götür, ya da toprağında yer aç.
    Hakkın yok yalnız ölmeye...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük