Geceleri dışarda görmemem gereken varlıklar uçuyor sandığım için hava karardıktan sonra pencereye yaklaşamazdım. Hala arada pencereden bakmamak için uğraştığım zamanlar olur.
Asgari ücreti sadece askerler alıyo sanardım. Bir de geceleri sokakları elektrik süpürgesiyle süpürüyorlar diye düşünürdüm huhahah yollar bu kadar temiz olamazdı yani geceleri biri temizlik yapıyordu kanımca.
Çocukken yeni günün sabah güneş doğunca başladığını sanırdım. Ne zaman ki güneş doğar eski gün biter yeni gün başlardı. 11 yaşıma kadar bu böyle sürdü. Harçlığımı biriktirip casio saat almıştım. Gece 00.00'da gün kısmının değiştiğini görünce saatin bozuk olduğunu düşünüp üzülmüştüm.
ilkokulda "beslenme kolu" diye garip bir şey vardı. Öğretmen beni bu kola yazdırmıştı. Zayıf olduğum için, yemeğini yemeyen öğrencilerin yemeklerini bana yedirteceklerini sanmıştım. Gece rüyalarıma girerdi.
Allah rahmet eylesin turgut özal'ı halam sanıyordum. rahmetlinin yüzü, hareketleri, konuşması o kadar halama benziyordu ki tv'ye çıktığı an oturup bitene kadar izliyordum. babaannem de özal'cı o zamanlar. çok hoşuna gidiyordu benim bu hareketlerim. 5 yaşındaki torununu da özal'cı sanıyordu. bir gün "aaa halam çıktı tv'ye" diyince ne kadar geri zekalı bir torunu olduğunu anlamıştı!
atam izindeyiz lafını atam cumhuriyeti kurduk artık rahatız artık serbestiz tatildeyiz manasında izindeyiz sanıyordum üstelik bayağı da kafa patlatıyordum bi millet neden tatilde olduğunu bu kadar bastıra bastıra heryerde söyler ki diye
Bu küçük kutuya nasıl sığdılar diye hayret eder sanki içerdeler de göz göze gelecekmişim gibi korkar çaktırmadan deliklerin içinden bakardım. Mutluluğumun son demleri.
Kafamdaki Tanrı kavramını en büyük bakkal dükkanına sahip olan kişi olarak yaratmıştım. Böyle 726191623 tane bonibon, 415912622 tane halley, 64291720281 tane Eti puf sahibi olan bir kişi. (Uzun sayılar için üzgünüm.)
işte bu yüzden onunla arkadaşlık kurmanın bir yolunu arıyordum. ararken büyüdüm, Büyürken yitirdim.