bu romanda en sevdiğim satırlarından birkaçı:
sevdiğin insana söylemek istediklerin sonsuza dek içinde kalır; o, toprağın altındadır, artık onun gözlerinin içine bakamazsın , kucaklayamazsın, ona henüz söylemediklerini söyleyemezsin...
çok uzun yaşadığım ve pek çok kişi yitirdiğim için artık biliyorum ki ölüler yokluklarıyla değil de-onlarla bizim aramızda- söylenemeden kalan sözler yüzünden keder verirler asıl...
annemin, ninemin tanıdığım pek çok kişinin yaşantısını düşündüğüm zaman, aklıma hep bu görüntü gelir işte. yukarı tırmanmaktansa yarı yolda patlayan ateşler...
susanna tamaro
ilk okuduğum kitaplardan. Yanlış hatırlamıyorsam ölmek üzere birinin mektuplarından oluşan bir kitaptı. 30 sene olmuş, nereden hatırlıyım lan. O çocuk halimle sevdiğimi hatırlıyorum ama.
çok salakça bir söz gibi geliyordu, kimsenin yapmayacağ, sahip olmak istemeyeceği erdemleri methetmek gibi.
açık beyinde bir kadın "yüreğinin götürdüğü yere aklınla git" dedi ve birden çok mantıklı hale geldi söz bana.
bu kitabın kahramanı olan anneannenin zihniyeti hiç bir anneannede yoktur.kendi anneannemde dahil olmak üzere gördüğüm bütün anneanneler aşkın karın doyurmadığı kanısındadır,hepsi realisttir.