Jöle ile bir ülkenin siyasi tarihini yazmaya çalışan, başbakanlık danışmanı olana kadar gece gündüz başbakanı karalayan sonra danışmanlık teklifi gelince hemen saf değiştiren, dediklerine düşüncelerine itibar edilmemesi gereken sıradan vatandaşımızdır..
Gezi olayları sırasında "bu olaylar doları etkiliyor, en ufak bir kur çıkışı ülke ekonomisine büyük bir darbe vuruyor, bu resmen vatana hıyanettir" diye bik bik öten, şu aralar nedense ortalıkta gözükmeyen jöleli. Bu seferki kur çıkışı beşer onar olduğu halde neden hala suskun ilginç değil mi dostlar?
Son dönem yalakası. Bi de onun benzeri sözlükteki küçük cahil yalakalar var.
(bkz: onda ki) örneğinde de görüleceği üzere hangi ki nerede nasıl kullanılır haberi olmayanlar bu yalakalar. akıllarınca laf yetiştireceğim derken böyle rezil olurlar.*
yıllar önce muhalif bir yazarken ne oldu da tam tersi bir yönde erdoğan'ın en yakın adamlarından biri oldu dediğim şahıstır yiğit bulut. belki de bildiği,duyduğu veya şahit olduğu birtakım gizli bilgiler sebebiyle bir suikaste kurban gitmekten veya hapse girmekten korktu ve bu yönde ateşli bir yandaş olma yolunu seçti. bu duruma benzer olan en yakın açıklamayı internette şu şekilde bulmuştum:
yalçın küçük'ün ergenekon davasındaki ifadesine göre yiğit bulut'un birdenbire tamamen değişmesinin sebebi şöyle.
"Her iki lider de biliyor
Küçük, Yiğit Bulutun hem Devlet Bahçeliye hem de Deniz Baykala bu hastalığı anlattığını, her iki liderin de hastalığı bildiğini söyledi. Bahçeli ve Baykalın başbakana sık sık yaptıkları hasta imasını örnek gösteren Küçük, liderlerin hastalığın adını söylemediğini ifade etti.
Yalçın Küçük, Başbakan Erdoğanı konuşmasında bir konuda takdir de etti. Küçük, Erdoğanın iddialara rağmen bir kez bile epilepsi değilim ya da üniversite diplomam var açıklamasında bulunmadığını, bu konuda dürüst davrandığını söyledi.
Yiğit Bulut çok korktu
Küçük, bunun dışında medya dünyasında herkesin dikkatini çeken Yiğit Bulutun dönüşüm hikayesini anlattı. Bulut ile o günlerde çok yakın olduklarını ifade eden Yalçın Küçük, Aydın Doğanın akrabası olan Bulutun, Doğanın konuşmalarını kendisine anlattığını söyledi. Park Forada yapılan yemekli toplantının ortaya çıkması sonrası Yiğit Bulutun kendisinin de gözaltına alınacağını düşünerek çok korktuğunu, 3-4 gün teknesinde kaldığını hatta yurtdışına çıkmayı düşündüğünü söyledi. Küçükün anlattığına göre Yiğit Bulut hapisten kurtuluşu bambaşka bir Yiğit Bulut olmakta buldu. Kısa sürede fikir değiştiren Yiğit Bulut, herkesi şaşırtacak derecede hükümet destekçisi oldu. ilk iş olarak da Yalçın Küçüke ve onun tezlerine saldırdı."
türkiyede tarihe gömülmüş jöleyi tekrar meşhur eden, acaba jöle şirketlerinden de para aldı mı diye düşündürten ve kendi isminden ziyade "jöleli kafa" ifadesi bile bilinen, ne olduğu yada olacağı pek öngörülümeyen biri.
gelecek kuşaklar onun sayesinde döneklik, yalakalık, para ve mevki hırsı konusunda pek çok ibretlik dersler alacaklardır kuşkusuz. öyle güzel bir insandır o.
akp'nin bu seçime girerken kuşkusuz en büyük handikabı herhangi bir mağduriyete sahip olamaması. Bundan önceki seçimlerde sürekli ''mağdurum da mağdurum'' politikasını yürüten akp, bu kozunu kaybetmiş görünüyor. Güçler ayrılığı ilkesini yerle bir eden ve tüm kurumları arka bahçesi haline getiren akp, yolsuzluklarla birlikte de kendilerine ve yandaşlarına yoksul bir ülke olan Türkiyede yapay bir cennet yarattılar. Kurumlar üzerinde yapabilecekleri hiçbir polemikle mağdur olduklarını ifade etmelerine imkan yok. Bu yüzden bir gazete manşetini baz alıp ''ama bunlar cumhurbaşkanını asmak istiyorlar'' safsatasına sarılmaktan başka çareleri kalmadı. Dolayısıyla bunu dillendirmek zorundalar ve de kim ne kadar çok ses çıkarırsa, sahibine bağlılığını o kadar ifade etmiş olacak. Yiğit Bulut'un açıklamaları gündemde kalma ve ''mağdurum da mağdurum'' gündemi oluşturma adına sergilenen çırpınışlardan daha fazlası değil.