az yağdığında yerlerin kaygan olmasına ve kazaların yaşanmasına neden olan; orta hızda yağdığında sevgiliyle sarılıp gezmeyi akla getiren; şakır şakır yağdığında ise saçma yazılmış olsa dahi insanı bi iki şey karalamaya iten güzel bir doğa olayı. çok aşırısı ise sele yol açar ki büyük şehirler için muhtemel bir durum olmakla beraber barajların, göllerin, nehirlerin dahi taşmasına neden olur.
nedense hep eskileri hatırlatır.. hafızadaki güzel olaylar da kötü olaylar da yağmurla çıkar birden dışarıya.. pencereden izlemek başkadır, altında yürüyüp ıslanmak başkadır. ikisi de ayrı bir hüzün verir. şahsen ben ne zaman eve dönerken yağmura yakalansam, evin yolunu uzata uzata giderim. yavaş yavaş yürüyerek.. düşünerek.. biraz pişman, biraz sevgi dolu, biraz umutlu.. ve özlem dolu.. avuçlarımı göğe doğru açtığımda, içlerine dolan yağmur damlaları sevgim; parmaklarımın arasından kayanlar ise sevdiğim gibidir.. eve gittiğimde elimde kalan nem ise.. hatıralar ve onların hüznüdür..
türkan şoray'ın ayılıp bayıldığı ve tanrıya teşekkür ettiği kızının ismi. hatta kızlarının varlığı yüzünden bayramlarda cihan ünal elini öptürürmüş kadına. diyorum kendisini 4. murat sanıyor adam.
y eniler toprağı, onunla açar çiçekler...
a ğlayınca bulutlar, insana benzer...
ğ ile bir kelimenin başlaması imkansızsa eğer...
m usluktan su gelir sayesinde coşar akar dereler.
u ğrayınca her seferinde istanbul, venedik'e döner...
r azıyız artık derdine, can kaybı olmasın yeter.
Yağmurun sesini açmakla, iç kanamamdaki çığlığı bastıramazsın.
Ben seni baharıma yaprak değil, yapraklarıma bahar bildim. Terimi gözyaşımla sildim.
Ama şimdi her aşkın başı sanırken, yangında son kurtarılacak olarak buldum kendimi.
Elini sol dikişten sızan kanıma ban. O zaman anlarsın sana nasıl kanadığımı.
Sen ki nice nice yardan adamlar... erittin. Nice aşkların alfabesini değiştirdin. Anlarsın gerçek seveni. Var gitme... *