At ölür meydan kalır yigit ölür şan kalır
At ölür meydan kalır vay yigit ölür şan kalır
Kör olası dünyada vay can gider zaman kalır can gider zaman kalır
Kör olası dünyada vay can gider zaman kalır can gider zaman kalır...
Evet bunu demek istedim. Bu ara bu türküyü fazla dinlememin sonucu sanırım.
gece eşimin dudaklarını yara yapmışım. benim ağzıma kan tadı gelmişti ama gündüz ölü derisini koparırken kanattığım dudaklarımdan geliyor sandım. benden gelmiyormuş. eşim de fark etmemiş. mutfakta oyalanırken beyaz ışıkta düzgünce görebildim. krem sürsek açık yaraya olur mu bilmiyorum ama bu sefer nasıl yemek yiyecek.
aranızda eczacı, doktor falan varsa bana bi' yazarsanız çok mesut olurum.
yeni insanlar tanımaya çok mesafeli biri hale gelmişim arkadaşımın söylediğine göre.
normalde sosyalimdir.
geçen arkadaşla oturuyoruz, bunun arkadaşları da geldi oturdu.
mecburi bir iki tanıştık. sohbet devam ediyor.
masadaki görece olarak güzel sayılabilecek kızlardan biriyle çoğu konuda hemfikiriz.
beyaz tenli, çekik gözlü, eskiden anlattığım aradığım tip bile diyebilirim.
üniversiteyi yeni bitirmiş, yine mühendis bir arkadaş.
işte bu bana burcumu sordu söyledim, aynı burçtanmışız.
ısınmış bana, adana'ya gidelim mi birlikte vb soruyor herkesin içinde.
iş gücümün yoğun olduğunu söyleyerek reddettim ve ileriye dönük ihtimalli bir cümle de kurmadım.
neyse grup dağıldı, arkadaşımla kaldım tekrar.
arkadaşım bu kızın çoğu kişiye soğukken bana böyle davranmasına şaşırdığını, benim neden yabani davrandığımı sordu.
verdiğim tek cevap ne gerek var?
o kadar hayal kırıklığı, hevessizlik yaşamışım ki.
kimseyi sıfırdan tanımaya mecalim, heyecanım yok.
hayatım boyunca istediğim tek şey huzurdu.
hayatıma giren kimseyi üzmek, kırmak istemedim. birini sonunda üzeceğimi düşünüyorsam, kısa süreli mutluluklara bile mesafeli oldum. hayırlısı değilse hiçbir şeye gerek yok dedim, bir insanı üzmek basit şey mi? değil.
gel gelelim umut gördüğüm insanlarla oldum; emek verdim, verdi.
sonra tıkandık bir yerlerde veya düzelmedi bazı şeyler. anladım ki doğru yol değil.
bir yandan verdiğim emekler için devam etmeye çalıştım, karşımdaki kişinin iyi biri olduğunu bildiğim için devam etmeye çalıştım. karşımdaki kişiyi olabildiğince, basit bir nedenle bırakmamak için çaba gösterdim.
ama bu hem karşımdaki kişiyi paramparça etmemle, hem benim psikolojimin bozulmasıyla sonuçlandı.
karşımdaki insanlara amacım bu olmadığı halde umut verip, yarı yolda bırakmış oldum.
benden çok daha fazla huzuru hak ediyorlardı belki. kendi bataklığıma onları da çekip, orada bıraktım onları.
ben bu kadar çok kalp kırmak istemedim.
hiçbir zaman böyle bir niyetim olmadı, uçuk isteklerim olmadı. hep iyi niyetle yaklaşmaya çalıştım.
sonuç?
aslında iyi biri olduğumu bilen ama bir o kadar kızgın insanlar bıraktım ardımda.
ben normalde güleryüzlü biriyimdir ama agresif yanım fenadır.
sinirlenince gemileri yakmayı pek severim. öyle aşırı şeylere eyvallah çeken bir insan değilimdir.
gel gelelim kırdığım kalpler, üzdüğüm, tek suçu beni sevmek olan insanlar aklıma gelince dertleniyorum. ben bunu istemedim, ben böyle olsun istemedim.
bu kadar dertle çok yaşamam gibi geliyor zaten.
bazı insanlar ne kadar çok iyi insan tanırsam o kadar iyi mantığıyla bakıyor olaya.
ben hep bir olsun, başka kimseyi üzmeyeyim veya başkası da üzmesin beni dedim. başta olacağını düşünmediğim tek yola girmedim.
ama olmadı işte, olmadı.
başka kimse tanımak istemiyorum, başka kimseyi kırmak üzmek istemiyorum..
darmadağın ettiğim kalplerin enkazı altındayım..
sanırım benden adam olmaz,
bana hayırlı olan yolun gökten aleni bir şekilde söylenmesi gerekiyor.
yine de her şeyin hayırlısı olsun inşallah.
kimse üzülmesin, kimse kırılmasın.. yalnızca hayırlarla dolu olsun yolumuz.
insanın canı bazen aşk çekiyor… bu aralar bana geliyor birini sevme isteği. kafa dengi, hayata bakış açımızın bir olduğu hayırlı biri olması mühim.
Birde tercihen reelde tanışıklık olması.
kimseyle tartışmak istemiyorum. kimseyle kavga etmek... kimseyi suçlamak istemiyorum ya da herhangi bir şey düşünmek. sadece o bebekleri ve çocukları kucaklayıp sarıp sarmalamak istiyorum.
4 yıldır oyun oynamak dışında işlevim yok bence gerçe tek rahatlatan oydu beni antidepresan etkisi yapıyordu.
öbür türlüde geçirmek zorundadaydılar yoksa kalacaktım olduğum yerde yani 4-5 yıl önce çünkü umursamıyordum programımı bile.
Destek olan olmaz ise kalıyorsun o olduğun yerde bazen.
Tembeldim üşengeçtim işte bu huyum hiç değişmedi aslında.
insanlara çok güvenmemeyi.
Kendimi kandırıyordum o kadar yapmam ben diye.
Yapamadıklarım içinde çok kafaya takmam boşunaydı çoktan gitmişti.Maldım işte şimdiki gibi düşünmediğimi unutuyordum.
Bu konuda boşa yaşadığımı yaptığımı düşünüyorum.