Bir insanı tanımadan istesem bile onunla konuşamıyorum.
Yarınlar yokmuş gibi para harcıyorum.
Aklıma takılan şeyi mutlaka yapmam gerekiyor, yapmayınca rahat edemiyorum.
Bir sebepten Aptal olduğunu düşündüğüm insanla havadan sudan bile konuşamıyorum.
Aşırı batıl inançlarım var. Etrafımdaki insanları korkutuyorum.
Gereksiz umut dolu bir insanım, umudum tükenmiyor, beni tüketiyor.
Sevdiğim şeyleri toplum baskısından yapamıyorum. insanları gereksiz çok önemsiyorum.
-Bazen ne tepki vereceğimi şaşırabiliyorum. Karşımdaki insan bana iltifat ettiğinde eğer konuşmamı bölüyorsa şöyle bir tepki alıyor "o da senin fikrin."
-Aşırı derecede kindar bir insanım. Evet. Bundan nefret ediyorum.
-Kıskanç bir insanım fakat bu sevgiliyi kıskanma falan değil. Daha çok imrenme, "bunu ben neden yapmadım" hali.
-Asabiyim. insanlara karşı kırıcı olabiliyorum, çabuk tersliyorum.
-Fazla takıntılı hallerim var.
-Bir kitabı bitirdikten sonra boşluğa düşme hissi. Sıklıkla yaşıyorum.
-Hayatın belli bir döneminde dinlediğim müziği dinleyememe ya da kullandığım parfümü sıkamama gibi takıntılarım var. Yürek parçalanması yaşıyorum orada. inanılmaz özlüyorum o zamanları.
-Kendimi çoğu zaman aşağılayabiliyorum. Tamamen sözel olarak.
-Bazen aşırı umursamaz ve kayıtsız kalabiliyorum. Ve soğukkanlı da olabiliyorum.
-Bazen de inanılmaz panikliyorum.
-Bir yerden sonra her şeyin saçma sapan klasik ve klişe gelmesi durumu. Evet haftada ya da ayda bir geliyor başıma. Ve bunu aklıma getiren de benim.
-Tanımadığım insanların arasındayken inanılmaz ve sonsuz negatifim.
-Birisiyle ya da birileriyle tanışmak her zaman çok zor bir olaydır benim için ve bunu yenemiyorum.
-iç sesimin hakkından gelemiyorum.
başlığı görünce düşündüm ama sevmediğim özelliğim olsa bile nefrer etmiyorum. çünkü o özellikler de benden. nasıl olduysa benimleler. değişir değişmez bilemiyorum.
Hemen söylüyorum; bir işi son dakikada yapma huyum. Ödevse okula gitmeden 1 2 saat öncesi ya da gecesi, sınavsa o da aynı şekilde veya annemin verdiği bir iş yapmam gereken herhangi bir şey. Kisaca yumurta kapıya dayanıp g.tümde çatlayınca ben harekete geçiyorum ve gerçekten nefret ediyorum bu işe yaramaz gibi gözüken ama aslında işe yarayan özelliğimden.
Ciddiyetsizlik. iş görüşmelerinde bile işveren beylerin kendilerini Cingöz sanıp tuzak soru diye sorulan saçma sorularına cevap niteliğinde yine saçma ve benden beklenen şekilde bir şeyler zırvalarken, cümlemi bitirmeye üşenip öylece asılı bırakasım geliyor odaya. Çünkü görüşme içeriği mantıksız ve samimi olmayan içi boş soru-cevaplarla dolu.
Adam, "sinirli bir müşteriyle karşılaşınca sakin davranır mısın?" diyor. Ulan hırt o işi almak isteyen Hangi cengaverden "hayır, karşılığı neyse veririm." cevabını duyabilirsin ki? Mecburen sana duymak istediğin cümleleri sıralayacağız, mizacımız her ne ise...
Az evvel havlu peçete üzerinde poğaça yiyip, şeffaf cam bardağından yudumladığı çayla ağzındaki lokmasını ıslatırken çay bardağının yudum aldığı ucunda bıraktığı ıslak poğaça parçacıklarına gözüm takıldıktan sonra, kendimi o kişiyi tuvalette çömelmiş tuvalet kağıdına uzanırken hayal ediyor buluyorum.
Hiçbir ciddiyet kalmıyor bende. Sanki bunların ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan, başka diyarlarda yaşayan biriymişçesine kafası güzel gezen insanları ciddiye alasım gelmiyor. Sizi kıçı kırık proleter düşmanı bücürler.
Ha bir de bana ciddi ciddi bir şey anlatanlar karşısında aynı tavırlarım bürüyor beni. Son derece ciddi olmak istiyorum ama yapamıyorum. Dikkatim dağılıyor, o an efrafta bana en cazip gelen görsel ne ise ona odaklanıp, beynimi meşgul edecek gündemimdeki en güncel düşünceye gömülüyorum. Ya da kişinin kaş ortasına odaklanıp manasız şeylere beynimi yoruyorum. En azından ilgili gözükmek için.
Fazla ciddiyetsizim. Ciddi olanlar karşısında ahsjzksks diye gülesim geliyor çoğu zaman. Resmi görüşmelerde, yazışmalarda dahi (sanırım bu yüzden hala işsizim).
Çünkü hayat hep surat asık gezen bir sürtük gibi fazla somurtkan.
bir anlık sinirle bazı kötü şeyler söyleyebiliyorum. bu söylediklerim karşımdaki insanı üzebiliyor. araya bir müddet mesafe giriyor. ilk 1 saat içerisinde hatamı anlayıp pişman oluyorum. fakat üzdüğüm şahsa bunu belli edemiyorum. o da yaklaşmazsa aramızdaki saçma durum uzadıkça uzuyor..