Övünmek için yapılmış köprü, ulan adamlar yarısı tünel yarısı köprü vaziyetinde iki ülkeyi birleştiren köprü yapmış bu kadar reklamını yapmadı görende amerika kıtasını anadoluya bağladılar sanacak.
Tamam vatanımıza milletimize hayırlı olsun da bu kadar da reklama gerek yok, kaldı ki bizim milletimiz daha fazlasını hakediyor. Halkına yapılan hizmeti bu kadar reklam eden başka bir ülke yoktur arkadaş...
(bkz: isveç)
(bkz: danimarka)
Geçen gün önümde bir dayı yanındakiyle sohbet ediyor cümle şu "dünyanın en uzun köprüsüymüş öyle dediler." ah be dayım nerden bilsin g.t kılları kandırıyor o da inanıyor. Yazıktır amk insanları bu kadar aptal yerine koymayın be.
Boğaz'ın 3. köprüsü. Ama işin acı tarafı şudur ki bu köprüyü biz yapmadık, yapamadık. Köprü ve otoyollara finansman bulacak Türk şirketlerine devlet "hasılat ve buna bağlı olarak araç geçiş garantisi" verdi. Yani devlet ile Türk şirketi patronu arasında "yıllık ya da 5-10 yıllık; şu kadar araç geçecek - şu kadar tahsilat yapılacak garantili" anlaşma imzalandı. Tahmin edildiği kadar araç geçmezse kalanı devlet hazinesi Türk şirketine ödeyecek. Türk şirketleri ise, bu mukaveleleri Türk bankaları üzerinden yabancı bankalara gösterip, köprü ve otoyolları yapacak, paraları yüksek faizle dışarıdan buldular. Köprüyü yapacak Japon ya da Kore, otoyolu yapacak olan italyan şirketine bu paraları aktardılar. Bu koşullar altında da köprünün inşaatı hiç gecikmeden bitiverdi. Aslına bakılacak olursa bunun adı köprü ithal etmek oldu. Keşke yapımı daha uzun sürseydi ama Türk firmaları Türk bankalarından alınan kredilerle, Türk mühendisleriyle yapılsaydı
Sürekli bir şeyler ithal ediyoruz. Bunun en son adımlarından biri de Yavuz Sultan Selim köprüsü oldu.
Not: ihraç ettiğimiz mallar içinde yüksek teknoloji ürünlerinin oranı sadece % 3,7. Domates ihraç etmek de güzel ama bir kamyon domates satsanız ancak bir cep telefonu alıyoruz. Düşünün ki böyle büyük bir köprü yapımı için kaç kamyon domates satmamız gerek.
Yavuz Sultan Selim Osmanli'ya ilk hilafeti taşıyan padisahtir. Köprüye onun ismi verilmesi manidardir. 4.köprü olursa ismi Recep Tayyip Erdoğan olmasi gerek tekrar hilafeti getirecek kisı odur .
tasarımcısı : michel virloguex (fransız)
ihalenin kazananı : içtaş - astaldi ortak girişimi ( astaldi bir italyan firması )
köprünün yapımında çalışan kişiler hakkında virloguex'in sözleri;
"Dizayn ekibimiz isviçreli, Belçikalı ve Fransızlardan oluşuyor. Alt yüklenici Güney Koreli. Birçok yerden yetenek ve tecrübenin buraya gelmesi büyük avantaj."
inşaat yapımında kullanılan iş makineleri : alman ve japon üretimi.
eşelesek daha neler çıkar kimbilir.
-ha bütün bunlara rağmen böyle bir köprünün yapılması iyi bir şey midir? kesinlikle.
ama asla böbürlenecek, milli gurur geyiği yapacak bir yanı yok.
yahu düşündükçe kafayı yiyorum; memleket kan gölü, hangi gün kaç insan öldü sayamıyoruz bile; adam kalkmış köprü diyor. bak açık açık soruyorum; norveçli, isveçli falan mısınız; vatan haini misiniz; yoksa ben mi gerizekalıyım?
Dünyanın en geniş köprüsü diye sokaklarda atlayıp zıplayıp trafiği felç eden kaç millet var?
Doğanın içine etmesi, trafiği daha da arttırcak olmasının yanında her şeyden önce adı faul. Padişah olur olmaz çoluk çocuk 7 sülalesini öldürtmüş katilin biri.
Bir tanıdığımızın çocuklarının gözünün önünde kaza sonucu ölmesi ile ilk ölümlü kazasını bizden alması ile aklımızda olacak olan köprü. O küçük çocuklara yazık oldu. Allah rahmet eylesin.
Hangi rezilliğini sayalım? Ankara istanbul arasını iki saate yakın uzatmasını mı? Nakliyattan geçimini sağlayan esnafa dayattığı yol ve yakıt masrafını mı? Bayramda ücretli olarak bizim kafamıza aslında müstemlekede yaşadığımızı çakması mı? Reva görülen siz hırsız olduğunuz için biz gişeleri bariyerli yaptık anafikrini mi?
Gereksiz olduğunu düşündüğüm yapı. Hem çok uzak, hem o kadar orman katledildi, hem de bu kadar pahalı. Bugün ilk defa geçtim. Ama köprüye gelişim 1 saati geçti. Normalde otobüsler 2. Köprüyü kullandığında max.20 dakikada anadolu yakasında oluyor, 3. Köprüye sadece ulaşmak 1.5 saat sürüyor. Rezillik başka hiçbirşey değil.
Tam avrupadan asyaya geçerken son anda Fatih sultan mehmet köprüsünün yerine buraya girelim, hem de görmüş oluruz dedik. Leventten köprüye ulaşabilmek için tam bir saat yol gittik. Yollar zaten tam korku filmi yolları, karanlık ve ıssız...
Uzun bir yolculuk sonunda ulaştık köprüye. indik foto falan çekildik... Çıkışta kullandığımız gişe sonucu başımızdan aşağı kaynar su döküldü resmen. 28,65 ₺ ücret ödemek zorunda kaldım...
Hayır bayramda bedava diye 10 dakikada gideceğim yolu para ödeyerek be 60 ₺ lik mazot yakarak gittik...
ağaçları yok ederek yapılmış köprüdür. bunu zaten defalarca söyledik dilimiz döndüğünce açılışı ayrı bir rezaletti zaten. ancak hükümet her zamanki gibi tükürdüğümüzü yalattı bize bir şekilde. asla kullanmam dedim defalarca ancak yolcu otobüslerinin de mecburi güzergahı olması ile geçmiş olduk üzerinden giderken ve gelirken.
yolculuğu takribi 1 saat uzattılar sağ olmayasılar yok yere. yeşillik katliamları zaten başlı başına sıkıntıydı üstüne birde böyle saçmalıklar eklenince iyice karın ağrısı yarattı herkeste. otobüste bir çok kişi söyleniyordu kağıthaneden yukarı doğru döne döne giderken muhtemelen o söylenenlerin en az yarısı köprü açılırken göbek atan kişilerdir ancak her zamanki gibi sadece yılan kendilerine dokununca sesleri çıkıyor..
Lan ben en çok iş icabı takip ettiğim nakliyeci gruplarında ağır vasıta ya mecburiyet dayadıktan sonra götüne fazladan yol ve mazot parası girince darbede sokaklara çıktık şikayet edelim sayın cumhurbaşkanı bize çare bulsun diyen ultra gerizekalılara gülüyorum ananı siken kadı lafını hiç duymamış bu gerzekler. ..
Bi tırcıya kamyoncuya otobüsçüye de de kaymak diye de kaymak nasıl olur uygulamalı tatbiki eğitimle göstersin sana 30 liraya avrupaya geçerken 300 lira soktular tekerlekten ekmek yiyen herkese. .
