yağmur yağar...
araba tekerleklerinin yağmur nedeniyle çıkardığı hışırtı sesleri gelir kulaklara.
su damlacıkları cam üzerindedir, dışarısı anlaşılabilir şekilde gözükmez, ama renkler fark edilir.
üzerinizde uyku sersemliği vardır, esnetirsiniz vücudunuzu, gerilirsiniz biraz... odanın içi soğuktur, fakat yatağın içi sıcaktır...
çıkmak istemezsiniz yataktan, yalnızca sarılırsınız ona doyasıya, ve derin derin koklarsınız sevdiceğinizin o mis kokulu saçlarını.
sonra gözlerini açar, gülümser, yanağınıza bir öpücük kondurur. o da sarılır size... sizde öpersiniz onu.
yağmur yağınca ankaranın havası temizlenir. yağmur yağınca ankaranın griliği gider. yağmur yağınca ankara çamur içinde kalır fakat nefes aldığınızı hissedersin. o yüzden güzeldir yağmur.
en vefasız olduğum doğa olayı yağmayınca uzak olduğunda açar internetten sesini dinlerim yağınca üzerime gelmesin diye dört dönerim bizimkisi bir çeşit aşk. arada kavuşuyoruz sırılsıklam ediyor beni eh haklı tabi aramıza şeffaf örtüler giriyor birbirimizi seyre salıyoruz cama vuruyor içten bir şekilde beni çağırıyor belli dayanamıyorum dudaklarımı göğe çevirip en saf haliyle kavuşuyorum gözlerimi bile açamıyorum.
ama sonbahar da yağınca hiç hoş gelmiyor . en güzeli ilkbaharda dallar bile uzatıyor ellerini .
gökyüzüne baktığında değişen bulutları farkettiğin zamanda, hafiften damlalarla gökyüzünde kendini gösterdiği anda, kısa süre sonra yağmur damlaları yüzünüzle buluştuğunda ve sonrasında havanın değişen tatlılaşan kokusunda insana derin bir huzur yaratan doğa olayı.
çocukken çok küçükken dünya ağlıyor diye düşünürdüm yağmur yağdığında, iç çeken bir havada dünyanın gözyaşlarını seyrederdim, sonra yağmur dindiğinde gökkuşağına denk gelirsem dünya mutlu diye karar verirdim.
ilerleyen yaşlarda sokakları, insanları seyretmeye başladım. yağmurda hem mutlu hem mutsuz yüz ifadeleriyle koşuşturan insanlara bakmaya başladım. şemsiyelerinin renklerine göre karakterleri hakkında hayaller kurardım. yağmurdan sonra hava durulaşırdı. Allah dünyayı acılardan arındırıyor derdim içimden.
lisede yağmurda yürümeyi severdim. düşüncelerim dağılır yağmur kalbimde serinlik yaratır, keyifsizliğimi üstümden atardı.
üniversitede saçlarımı bozduğu için yağmura küserdim.
yağmur bir doğa olayıdır ama en güzelindendir. dünyanın arındırıcısı ve yaşamın vazgeçilmezidir.
yağmurun sesini dinleyerek uyumak için pencereyi açarsınız.sonra o muhteşem yağmur ve toprak kokusu sizi yatağınızdan kaldırır,keyifli bir kahve ve gecenin son sigarası..yağmur eylülde güzel
-ben yağmuru severim, ağlamayı daha çok severim yağmur altında, nedenini bilmediğim bir ağlama hissi uyandırır bende yağmur. tam burada beklerken yağmur yağarsa eğer; bak, şu duvar varya oturup orada ağlarım ben.
+yağmur altında öpüşmeyi de seversin sen?
-seni manyak! ***bilmem sevebilirim belki ama böyle deli gibi yağmur yağarken sevdiceğime kocaman sarılmak istemişimdir hep.
+bende çok isterim.
- aa sende mi öpüşmekten çok sarılmayı istersin yağmur altında.
+hayır, yağmur altında kocaman sarıldığın adam olmayı isterim. *
insanın en depresif anlarında, izlemeyi, altında yürümeyi sevdiği doğal bir olaydır. Bu doğal olay, çoğu zaman aşk acısının ilacıdır, teselli edicisidir.