gelecek ingilteresindeki postmodern faşizme indirilen etkiliyeci devrim hançerinin hikayesini; kapitalizmin holivud ayağı aracılığı ile izleyicilerine sunan futurist filozoflar, nam-ı diğer wachowski kardeşler filmi.
filmde toplum içindeki baskı, şiddet ve korkuyu kullanarak insanları sessiz ve düşünmeyen koyunlara çeviren sistemin; zaten günümüzde toplumlar arası arenada bunu açık açık yaptığını görüp, filmdeki ingiliz halkının, aslında beş milyarlık dünya nüfusunu temsil ettiğini unutup; logo içerisindeki subliminal message örneğini bir köşeye not ediyoruz.
izlenmesi şart. en iyi 100 film kategorisine girmiştir. uzun bir aradan sonra boyle filmler de cıkabiliyormus dedirtiyor. mucadele filmidir. insanın sevdigine yaptıgı korkuyu asma yontemi sasırtıcıdır. turkce dublajlı izlemek sanırım hata da olsa orijinalini izleyip bakalım ne etkiler yaratacak . bir de hicbir tv kanalıyda gosterilmedi .
house of lords binasının patlatılamaması her sene kutlanırken bu filmin bu kadar sevilmesi ilginçtir. bu film sevdicektir, candır, izlemeyenler hemen izlemelidir. bir grup ergen bu filmden sonra bir de fight club izlerse neler olur acaba bünyede ve o yerleşim yerinde diye merak ettim durduk yere.
ülkücülerin bile adam haksızlığa karşı çıkıyor diye sevdiği ve beni güldürdüğü durum. yav arkadaşlar adam anarşist bi kere. ülkücünün ne gibi bir hoşnutluğu olabilir bu filmde
devrimi sınıfın ve onun siyasi öncüsünün yapmasından umudu kesenlerin işleri havale ettiği süper kahramanın hikayesi. fakat vaktiyle bir ihtimal olan devrimin akıllarda diri tutulması açısından işlevsel bir filmdir. he ben şimdi burada artizlik yapıyorum fakat izlerken tüyler diken diken olmadı mı, oldu.
izlenebilecek en iyi filmlerden biri. arşivinizde bulunması gereken bir kitap ve film. sonununda gözleriniz dolacak ve sizler de o kahramanı yaşamak ve görmek isteyeceksiniz. hugo weawing'e büyük bir hayranlık duyacaksınız. (izlemeyenler için: yüzü hiçbir sahnede görünmüyor.) *
overratedmış, abartıymış. evet, bazılarının tam olarak anlamadan aşırı beğenmesi doğru değil. ama bu filmin transkriptindeki telmihler ve iktibaslar, bu filmin oyuncularının performansı, bu filmin konusu, mesajı... öylesine dolu dolu ki bu film. kesinlikle overrated değil, ama overjealousofit.
filmde tarihin yeniden düzenlenmesi, kıvırtılması, takla attırılmasıyla oluşturulmuş anarşik atmosfer güzel, film de güzel. gel gelelim filmin gazına gelip her yıl her yıl anarşik triplere girmek ergence.
bir çizgi roman kahramanı, bir hayal kahramını, bir film...
eğer hayallerimizin kahramanı ise, bırakın o hayallerde yaşayalım dedirten filmdir. aslında hayal olan insanların giderek daha da sindiği, sessinin giderek cılızlaştığı, hergün biraz daha duygularının köreldiği bu dünya mı, yoksa v mi?
''bin dokuz yüz seksen dört''le yakın bir atmosferi olan çizgi roman/film. bin dokuz yüz seksen dört daha realisttir, v'de ''kurşunun işlemediği fikirler''den bahsedilirken, ''1984'' daha karanlık bir distopyadır. vendetta'nın fantastik yapısı çizgi roman kültüründen gelse gerek.
ayrıca ''bin dokuz yüz seksen dört''ün sistem karşıtı ''winston smith''ini oynayan john hurt'ın vendetta filminde faşist lider ''big brother''la kamera karşısına geçmesi de ilginç bir ironiye mahal olmuş. adam distopyadan bir türlü kurtulamıyor.
facebook'ta twitter'da bazı insanlar görüyorum, gülüyorum. sorsan 5 kasım'ın ne özelliği var bilmez. ordan burdan görüp her yere 5 kasımla ilgili yazılar yazar. v for vendetta en sevdiğim film der bi de. izleyince bir şey anlamamıştır halbuki.