Genelde yaşadığım bir durumdur ya da histir,tanımlayamadım tam olarak.
Çok üzgün olduğum zamanlarda genellikle uykum gelir ya çok ağlamaktan ya da artık zihnen aşırı yorgun hissediyor oluşumdan ötürü, beynim beni uyumaya ikna eder bir şekilde.
Uyku ile uyanıklık arasında bir yerlerde,hani o bilincinizin tam olarak yerinde olmadığı anlar var ya, işte o anlarda derdimi unuturum ben mesela. Uyuyunca kısmen geçiyor,zihin düşünmeyi bıraktığı için. Uyanana kadar sürüyor bu, orası ayrı. Yeniden kendinize geldiğinizde hissettiğiniz o müthiş hüzün ve kaygı da cabası, insanı uyanır uyanmaz daha da beter ediyor.
Yani uzun lafı kısası uyku kısmen geçiriyor gibi bazı şeyleri.Tabi sizi üzen meseleler rüyalarınızda da size musallat olmadığı sürece.
Ne yaparsan yap geçmeyeceğini bilirken içinden bir ses uyursan geçecek der. Ama kolay mı uyumak? Değil, hem de hiç değil. Onun sesi, onun nefesi olmadan uyuyabilmek..
Yine de uyuyor, yaşıyor insan. Gun geliyor uyuduğunda bile şükrediyor, rüyalarına geldi diye sevdiği.
Ben şimdi uyuyayım, sen de beni o çok seven halinle rüyama gel sevgilim. Sonu olmasın o güzel uykumun. Başka dileğim yok geceden..
Yılış yılış edebiyatınızı bölmek istemem ama bilimsel tarafı olan histir. Uyuduğunuz zaman beyin o gün alınan bilgileri gözden geçirir, hazmeder, ilk zamanki etkisini kaybettirir. Uyuyunca bir miktar geçer. En azından bir önceki gün kadar kötü olmaz.
Uyuyunca bi şeyin geçtiği yok, belki biraz olsa uzaklaşmış oluyorsun ya da öyleymiş gibi hissediyorsun o kadar. uyanınca sadece nolur bitmiş olsun veya kötü bi rüya olmuş olsun dediğinde oluyordur fakat uyandığında her şey bıraktığın gibi duruyorsa bu seni daha çok rahatsız ediyordur.
bazen doğru bir his olsa da öyle dertler, sıkıntılar vardır ki uyutmaz bile insanı. aklına gelince şok etkisi yapar vücuda. gözler istemsizce açılır. bazen de öyle seviyeye gelir ki etrafta soğanlar doğranmış olur.
Ertelemek bir başlıksa uyuyunca geçmesi hissi de alt başlıktır. Diyeceğim şu ki asla ertelemeyin, erteledikçe birikir biriktikçe en küçük şeyler bile katlanılamaz hale gelebilir.
Peki ne yapılabilir? Bize huzursuzluk ve acı veren şeylerin kaynağına o anda inmeliyiz, o anda yaşadığımız her ne ise daha fazla acı çekmeliyiz ki ilerleyen zamanlarda içimiz biraz daha rahat olsun.
göz yaşı yoksa ağlamıyor gibi bir şey.bu mümkün mü? kabus görürsünüz ve her şey iki katı zararla geri döner. şimdi neresinden tutarsam tutayım hep bir kırık...
yok öyle bir his. bir kere uyuyamazsınız, uyusanız kâbus görürsünüz. uyandığınızda ise hep biri yanınızda olacak diye açtığınız gözleriniz yine hüsran ile örtülür.
geçer. uyuyarak geçmeyen birşey yok. gavur "sleep over it" diyor. hayatımda düzenli bir şekilde uyguladığım tek kural. canım bir şeye çok sıkkınsa uyurum, uyandığımda geçmiş olur.
Birseyin geçtiği yok herşey olduğu gibi kalıyor sadece alışıyorsun yokluğuna. Gün geçtikçe daha çok özlüyorsun onu ama elden birşey gelmeyince el mahkum kabulleniyorsun yokluğuna. O nasıl kabullendiyse senin yokluğunu sende zaman geçtikçe benimsiyorsun bu düşünceyi. Uykularda çare olmuyor.