bu topraklarda, bir anlık farkında olmadan göz göze geldik diye,
kendisine pas veriyor zanneden bir zihniyet var.
bu zihniyet bazen insanı canından bezdiriyor.
böyle bir ortamda gülümseme beklemek , başa bela demek.
gülümsemek kadınları hafif gösteriyor. sadece kadınları değil erkekleri de hafif gösteriyor. Ortadoğulu olmaktan bir adım ileri gidemeyecek bu toplumda saygı duyulan tek şey ciddiyet ve güçlü gözükmektir. bu ciddiyeti bir kere kaybettiğin zaman yılışık yavşak insanlar peşini bırakmaz. farklı bir örnek olarak gülümseyen bir yöneticiyi bile kimse takmaz. ama ciddi insanlardan herkes çekinir. ayrıca bu ülkede gülümsenecek bir durum varsa söyleyin de beraber gülümseyelim.
Benim dükkana gelipte gülmeyen kadın yok neredeyse. Ben ciddi dursam, bu sefer müşteri rahat durmuyor. Şakalar, espriler havada uçuşuyor. Ben de mi bir sorun var, anlayamadım.
Ya kızını erkeğini geçtim de bir insanın gülümsemesini sorgulamak, bunu bir eksiklik olarak görmek tuhaf bir şekilde taciz hissi yaratıyor bende.
üniversitede bitirme tezi dersinde danışman hocamızla yaptığımız grup toplantılarında olurdu bu. Herif durup dururken birimizi seçer "niye gülmüyorsun canın mı sıkkın" diye darlardı. "Sana ne aq" dendiğinde mezun olamama ihtimalimiz olduğundan da hepimiz hıyar gibi sırıtırdık bi süre. aşırı tadımı kaçırırdı bu olay.
karşında gülen insan görmek isteyebilirsin ama bunu o insana dayatarak sorgulamak, zorla güldürmeye çalışmak aşırı kaba bir hareket gibi geliyor bana bu yüzden. Türk kızı da gülmesin türk erkeği de gülmesin bana ne yahu, herkesin hayatı, acıları kendine. sizin göz zevkinize hitap etmek için ilaç kullanmış gibi gülümsemekle mükellellef değil kimse.
erkek de gülümsemiyor ki bizde. kimin yüzüne tebessüm edip baksan "ulan bu iş mi atıyor bana" psikolojisi yerleşiyor bizim insanda. kadın ise tribe giriyor erkek ise üzerine yürüyor karşısındakinin.
Yersiz bir soru cümlesi.
Hele ki, gülümserken eskaza sizinle göz göze gelen kız için saniyesinde “şuradaki kız bana yazılıyo galibağ” diyen evrimsiz homo erectuslar için…