ak kefenli mücahid kardeşlerimizin ve kendisine milliyetçi diyen yavru bozkurtların hiçbir yorum yapmadığı hüdapar başganı söylemidir. aynı adam kürtçe ana dil olsun, özerklik tartışılabilsin, seyit rızadan özür dilensin falanda diyor. ama bizim mücahidler hep "hdp ile muhalefet işbirliği yapıyyee" kısmına takılıp kaldılar kendi taraflarındaki bölücüyü sineye çekiyorlar.
hdp ile hüdaparın ne farkı var ? ikisi de türkiye bölünsün kürdistan kurulsun diyor. bir tanesi pkk yanlısı diğeri hizbullah. ikisi de terör örgütü ikisi de birçok askerimizi polisimizi şehit etmiş eli kanlı tipler. neden sabahtan akşama 7 li masa 7 li masa diye dolaşan tipler çıkıp da hüdapar a ses çıkartmıyor ? nerede sizin yerli ve milliliiğiniz nerede sizin milliyetçiliğiniz kardeşim. devlet bahçeli sürekli çıkıp muhalefete teröristler ile işbirliği yapıyorlar diye kükrerken neden hüdapara ses çıkartmıyor ?
Bahçeli'nin dili bi' taraflarına gitmiş gitmemiş, beni ilgilendirmez. Yalnız buradaki milliyetçi olduğunu iddia eden Ak Tayyipistler'in bu konuda hiç sesleri çıkmıyor. ilginç gerçekten.
Fikir değil adam savunursan; Bahçeli susunca dilin bi' tarafına kaçar, Recep Bey Apo'ya "sayın" deyince yerli! ve milli! embesiller anca susar. Tüm siyasilerin Allah belasını versin! Tapınmayı bırakın! Değerleriniz olsun be kardeşim!
akepe' nin ortağı böyle buyurdu. bu herif 6 lı masada olsa kıyamet kopardı. şimdi ortaklarından ses yok. koltuk ne önemli bir nesneymiş, bayraktan da önemliymiş demek ki !
benim bayrağımı, kimliğimi, ülkemi yeniden bana kimse tanımlayamaz ve biçimlendiremez.
kral olsun, peygamber olsun, başbakan olsun, bakan olsun, cumhurbaşkanı olsun, vali olsun, parti başkanı olsun, annem olsun, babam olsun, kim olursa olsun yetkisi makamı ne olursa olsun kimsenin bana sen busun demeye ne hakkı vardır ne haddi vardır.
daha önce de yazmıştım, kim olursa olsun benim kimliğimi şekillendirecek ve aidiyet duygumu biçimlendirecek insanın (din, dil, ırk olarak) alnını karışlarım. bana kimse anayasal haklarım başta olmak üzere bu ülkede bir yurttaş değil de masa sandelye vb eşya yapılacak bir ağaç parçası kereste muamelesi yapamaz, kendini Marangoz yerine koyamaz.
türkiye cumhuriyeti kuruluş ve varlık ilkeleri bellidir.
bu ülkenin kuruluş ilkeleri vatandaşlık-yurttaşlık hakları meclislerde masa başında parti kongrelerinde seçim meydanlarında değil savaş meydanlarında kanla yazılmıştır.
milletin açlıktan nefesi kokuyor desek abartmış olmayız, tartışılan konulara bakın.
senin ve çocuğunun geleceğini bu ülkeye peygamber gelse kurtaramaz. eğer bu ülkeye peygamber gelip cumhurbaşkanı olsa torununun geleceğini belki kurtarır ki; peygamber bile bu halk ile bunu yapamaz da neyse...
bunu neden mi mi diyorum?
aslında bir ülkeyi-insanlarrı allah bile yaşanılan felaketten çöküşten sefillikten yokluktan kurtaramaz.
açın bakın kur'an da helak olan kavimlere bakın.
ne allah ne peygamber o toplumları kurtaramamış ve doğru yola getirememiş ve de bunun için helak etmiştir.
sen kalkıp ali veli falanca parti, bilmem ne rejim-sistem beni kurtaracak sanıyorsun.
şu an gelecek olan hangi iktidar olursa olsun, 5 yıllık süreçte sistemi idareyi ekonomiyi normal bir seviyeye getirmesi için gerekli olan kaynak ve bu kaynağın finansman maliyeti düşünülürse 2033 de ülke dış borcu 900 milyar dolar olacak.
daha önce kabaca yazmıştım...
doğu da yaşanılan deprem, marmara da yaşanılacak deprem, yaşanılan ve yaşanacak bu felaketlerde maddi zarar yanı sıra vergi-gelir kayıpları, iç ve dış borçların döndürülmesinde finansman maliyetleri (dolar olarak) yap işlet devret projelerinde hesap hataları ve ödeme yükümlülükleri (dolar olarak) vb ödeme kalemleri de düşünülürse; eğer 10 yıl sonra uludağ sözlük yayın hayatında olursa 900 milyar dolar civarında borç da hesap edilirse bu kadar borç ve yükümlülükler altında ne yatırım ne üretim ne istihdam yapılabilir.
ülke olarak ne insan potansiyelimiz bu kadar borç ve yükümlülüğün altından kalkmaya müsait, ne de kaynaklarımız müsait.
tartışma konularına bakın, bu halk içinden sorunların üzerinden gelecek bir iktidar çıkarabilir mi? derdimiz benim türk olmam ve benim türk bayrağım mı?
basit bir iktisat kuralı olan, bir malı-ürünü arz-talep, ürettim-tüketim dengesi fiyat istikrarının temel konularından biridir gerçeğini yerine getiremeyen soğan ekimini yetiştiriciliğinin satış ve lojistik düzenini sağlayamayan yapıyı ortaya çıkaran destekleyen var eden bu halk senin çocuğunun torununun geleceğini kurtaracak sistemi ortaya çıkarabilir, bunu talep edebilir mi?