bugün
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı17
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak28
- ali koç12
- anın görüntüsü21
- jose mourinho21
- günahların takımı galatasaray13
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi19058
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması8
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması11
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
çirkin okuyorsa şov;
güzel okuyorsa kültür işte kültürün dibi, kültürlü insan mükemmel allahım bir içim su yani kitap bir içim su.
misal:
görsel
güzel okuyorsa kültür işte kültürün dibi, kültürlü insan mükemmel allahım bir içim su yani kitap bir içim su.
misal:
görsel
Katilmadigim onermedir ama okunmuyor, rahat olunmuyor. Çünkü millet acikta sik gormus gibi size bakiyor. Hele bir de ingilizce okuyorsaniz sictiniz.
Ben asla yapamam bunu mesela. Değil kitaba telefondan rehbere bile baksam anında midem bulanır. Bunlar bir roman bitiriyor. Yetenek lan bence.*
toplu taşımaya dair bir gerçek açık ve net.
kitap okumanın “şov” sayıldığı bi ülkede yaşıyoruz.
Ben okuyanları gördüğümde trollüyorum. Epey eğlenceli oluyor.
hadi bu biraz anlaşılır ancak yolda yürürken kitap okuyan kız görmüştüm geçen yıl.
bu kadar salak olmayın arkadaşlar. bunun kitap tutkusuyla falan ilgisi yok bu direkt salaklıkla ilgili.
bu kadar salak olmayın arkadaşlar. bunun kitap tutkusuyla falan ilgisi yok bu direkt salaklıkla ilgili.
(bkz: öyle derlerse de meçhuldür)
bi de cahilliğin böyle her bilgi peşinde koşanla taşak geçme seviyesi var, şakaysa çok komiksiniz.
Okuduğunuz kitapların türü ile şovunuzun hedef kitlesi olan toplu taşıma aracı yolcusu örtüşmüyorsa hiç kasmayın. kafanıza göre takılın.
Bakınız öğlen 13.00: altın gününe veya mukabeleye giden teyzeler. Ya da öğle namazını Aşağı Mahalledeki klimalı camide kılacak olan emekli amcalar...
T: okumamalarına bahaneler uyduran bir takım ergen başlıklarıdır.
Bakınız öğlen 13.00: altın gününe veya mukabeleye giden teyzeler. Ya da öğle namazını Aşağı Mahalledeki klimalı camide kılacak olan emekli amcalar...
T: okumamalarına bahaneler uyduran bir takım ergen başlıklarıdır.
Peki sıtarbakslarda bemeve anahtarı, parlement ve bomonti birasini üçlü kombin yapıp instagramda 'bugün de böyle olsun' diye paylaşmak, görgüsüzlükte level kaç oluyor?
memleketimin garip insanının garip yorumu. her gün toplu taşımada belli miktar zamanını harcayan birisi için çok ciddi zaman kaybı oluşuyor. Ayrıca kitap okumanın bahanesi mi olur? bari herhangi bir nedenle, insanların kitap okumasına karışmayınız.
Şov değil de güzel bir alışkanlık olduğunu anlamayacak yazar itemidir.
kimileri için geçerliliği olabilir şaka bi yana*
o değil de kent yaşantısının akışkanlığı, hızı, kalabalığı, iç içeliği falanını filanını hesaba katarsak herkesin metrobüs aşkları, bulvar, cadde aşkları oluyordur herhalde. aşk yakıştırması işin espirisi tabii, hoşlantı diyelim. öyle bir hoşlantı ki yanınızdan geçip gidene kadar sürer ya da metrobüs cevizlibağ'da kapılarını açana kadar... zalım kent yaşantısı.
neyse durun konuyu kitaba bağlayacağım.
geçenlerde yine okula mı ne gidiyordum sanırsam, metronun arka dörtlü koltuğunda aşağı yukarı benimle aynı yaşlarda minyon, sevimli mi sevimli bir kadın var. Elinde de 300-400 sayfa kalınlığında bir kitap. Tabii ki bakışma pek olmuyor, malum karşı taraf kitap okuyor. Ben de her durakta yavaş yavaş bu dörtlü koltuklara doğru ilerliyorum, kitabın ismini öğrenir oradan muhabbet kurarım belki diye.
Neyse benim dörtlü koltuklara ulaşmama tam 1-2 durak kalmışken, kadın kişisi kitabın kapağını kapattı, çantasına doğru koymak için kitabı dik bir şekilde hafifçe havaya kaldırdı. işte o an dostlarım, kabak gibi atsız yazısını gördüm ve öğürerek insanların ayaklarına basa basa kaçtım oradan.
yani kısaca kitap okuma etkinliği tek başına bir şey ifade etmemektedir. önemli olan ne okuduğudur. ayrıca minyonların hemen sevimliliğine kanmayın.*
o değil de kent yaşantısının akışkanlığı, hızı, kalabalığı, iç içeliği falanını filanını hesaba katarsak herkesin metrobüs aşkları, bulvar, cadde aşkları oluyordur herhalde. aşk yakıştırması işin espirisi tabii, hoşlantı diyelim. öyle bir hoşlantı ki yanınızdan geçip gidene kadar sürer ya da metrobüs cevizlibağ'da kapılarını açana kadar... zalım kent yaşantısı.
neyse durun konuyu kitaba bağlayacağım.
geçenlerde yine okula mı ne gidiyordum sanırsam, metronun arka dörtlü koltuğunda aşağı yukarı benimle aynı yaşlarda minyon, sevimli mi sevimli bir kadın var. Elinde de 300-400 sayfa kalınlığında bir kitap. Tabii ki bakışma pek olmuyor, malum karşı taraf kitap okuyor. Ben de her durakta yavaş yavaş bu dörtlü koltuklara doğru ilerliyorum, kitabın ismini öğrenir oradan muhabbet kurarım belki diye.
Neyse benim dörtlü koltuklara ulaşmama tam 1-2 durak kalmışken, kadın kişisi kitabın kapağını kapattı, çantasına doğru koymak için kitabı dik bir şekilde hafifçe havaya kaldırdı. işte o an dostlarım, kabak gibi atsız yazısını gördüm ve öğürerek insanların ayaklarına basa basa kaçtım oradan.
yani kısaca kitap okuma etkinliği tek başına bir şey ifade etmemektedir. önemli olan ne okuduğudur. ayrıca minyonların hemen sevimliliğine kanmayın.*
Ayakta okumak konusunda size katılıyorum ama oturunca bende okuyorum. Neden gösteri olsun ki? Bu arada şov değil show veya gösteri.
Okulum anadolu yakasında ben avrupa yakasında oturuyorum şovsa şov yapacak bişey yok o yol başka türlü geçmiyor okuyoruz.
Bir gerçek.
Kitap okuyanların dünya umurlarında bile değil. onlar o kalabalık sıkış tıkış kötü kokan ortamda bile cenneti yaşıyor. uzak ülkelere gidiyorlar. isviçre alplerinin serinliğini yaşıyorlar. egzotik adalarda kuş sesi dinleyip cam gibi sularda denize giriyorlar. gerçek olan bu.
kitap okuma alışkanlığı olmayana öyle gelir.
telefondan pdf okuyunca show yapılmış olmuyor. herkes sizi telefon elinden düşmüyor zannederken siz aslında okuyorsunuz. şekilcilik yoktur.
cokca yaptigim durum. o daracik kokusuk yerde baska ne yapilir ki? kitap okumak kacistir.
ben de denedim. okunuyor efendiler anlaşılıyor da ama kimse de hayran olmuyor açıkçası. bu yolla ne kız düştü ne de yaşlı amcalar beni tebrik etti. bu gün de okudum. öndeki teyzenin sırtına kusunca bırakmak zorunda kaldım bir an. o hakkaten olmadı ama ya. ayıp olmuş olabilir.
Daha iyi bir alternatif var mı? Özellikle istanbul’da metroda telefon çekmiyorsa.
Bir realite.
Şov mudur bilemem de nasıl kitaba odaklanabiliyorlar öyle bir ortam da gerçekten hayret ediyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar